Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme kiralananın tahliyesine karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili, dava dilekçesinde davalı şirketin 01.12.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu yeri 02.02.2011 tarihinde düzenlenen taahhütname ile 01.12.2011 tarihinde boşaltmayı taahhüt ettiği halde tahliye etmediğini belirterek kiralananın tahliyesini istemiştir....

    Uyuşmazlık, feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece kiralananın 6570 Sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalının 01.09.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesiyle kiracı olduğu, otopark olarak kullanılan arsanın feshi ihbar nedeniyle tahliyesini istemiştir. Davalı kiralananın 6570 Sayılı Kanun kapsamında olup, Borçlar Kanununa tabi olmadığını, taşınmaz üzerinde iki adet bina olduğunu ve davanın reddini savunmuştur. Taraflar arasında 01.09.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kiralananın arsa olduğu, otopark olarak kullanılacağı kararlaştırılmıştır....

      Kiralananın tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Davalı kiracının kiralananın anahtarını davacıya teslim ettiğini yazılı delillerle ispatı gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi, tahliye tarihinin çekişmeli olması halinde, kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü kiracıya aittir. Olayda davalının mecuru Eylül ayında tahliye ettiğine dair yazılı delili yoktur....

        Dava, akde aykırılık sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 01.01.1988 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi gereğince kuyumcu atölyesi (işyeri) olarak kullanılan kiralananın davalı kiracı tarafından bakımının gerçekleştirilmemesi ve fena kullanımı sebebiyle akde aykırılık olgusunun gerçekleştiğinden bahisle kiralananın tahliyesini talep etmiş, davalı davanın reddini savunmuştur. Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür....

          belirtilmiş, özel şartlar 4. maddesinde kiralananın işyeri amacı dışında kullanılamayacağı düzenlenmiştir....

            Uyuşmazlık, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı kiracının kira bedellerini ve apartman aidatlarını sürekli olarak geciktirdiğini, defalarca ihtarname çekilmesine neden olduğunu, maddi ve manevi olarak müvekkilini zor durumda bıraktığını ileri sürerek feshi ihbar ve akde aykırırlık nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu kiralananın 6570 Sayılı Yasa kapsamında bulunduğundan feshi ihbar yoluyla tahliyesinin istenemeyeceğini, kira parası ve aidat ödemelerinin geç yapılmasının akde aykırılık teşkil etmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Borçlar Kanunu’nun 256. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....

              Bu özellikleri itibariyle kiralananın galip vasfının gayrimusakkaf olduğu anlaşılmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 327. maddesi ( mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 263. maddesi ) gereğince açık veya örtülü biçimde bir süre belirlenmişse, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer. Davacı sözleşmenin özel 19. maddesi gereğince de beş yıllık sözleşme süresi sonu olan 1.6.2012 tarihinde sözleşmenin yenilenmeyeceğini 2.4.2012 keşide ve 12.4.2012 tebliğ tarihli ihtarname ile davalıya bildirmiştir. Bu durumda mahkemece, kiralananın açıklanan niteliği ve kira süresinin sona ermesi nedeniyle davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kiralananın vasfından söz edilerek tahliye isteminin reddedilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....

                Davacı yasal sürenin tamamlanmasından sonra bu davayı açarak aynı icra takip dosyasına dayalı olarak ödeme gerçekleşmediğinden bahisle kiralananın tahliyesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacı vekilinin yukarıda sözü edilen Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin yargılaması sırasında 26.02.2013 tarihli celsede, davalının taşınmazdan fiilen adresten ayrıldığını bildiren beyanına değer verilerek tahliye kararı verilmesinde hukuki yarar olmayacağından bahisle tahliye talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 26.02.2013 tarihli beyanı davalının fiilen taşınmazdan ayrıldığı, terkedip gittiği anlamındadır. Bu beyan kiralananın usulüne uygun şekilde ve anahtar teslimi yapılarak davacı kiraya verene teslim edildiğini göstermez. Kiralananın tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarların kiraya verene usulüne uygun olarak teslim edilmesi gerekir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, taraflar arasında, 01.10.2012 tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye aykırı olarak kiralananın davalı kiracı yerine kiracının annesi ve erkek kardeşi tarafından kullanıldığını, davalı kiracıya sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için 22.09.2014 tarihli ihtarname ile süre verildiğini, verilen sürede sözleşmeye aykırılığın giderilemediğini belirterek kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, savunma yapmamıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                    Kiralananın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kiralananın kullanılmasında imkansızlık veya derecesinde düşüklük meydana gelmiş ise bu durumda kiracının TBK’nun 123. ve 125. maddeleri dairesinde hareket ederek mevcut ayıbı uygun bir sürede kiraya verene ihbar etmesi beklenir. Kiralananda mevcut açık nitelikteki bozukluklara karşın kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması, kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir. Böylesi bir durumda kiraya veren ayıptan sorumlu tutulamaz. Yine 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 305. maddesine göre, kiralananın önemli ayıplarla teslimi halinde kiracı, borçlunun temerrüdüne veya kiraya verenin kiralananın sonradan ayıplı hale gelmesinden doğan sorumluluğuna başvurabilir. Kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir....

                      UYAP Entegrasyonu