"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, kararın dayandığı gerekçelere göre davalının itirazın kaldırılması ve alacağın tahsiline yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının kiralananın tahliyesine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; İcra takibine dayanak yazılı kira sözleşmesi 20/02/2012 başlangıç tarihli olup davalı ile dava dışı ... arasında düzenlenmiş ve sözleşme kiraya veren sıfatıyla ... tarafından imzalanmıştır.Her ne kadar davacı tarafça, kiralayan ...'...
Kiralananın Konut ve Çatılı İşyerleri Kirasına tabi olması halinde ise; TBK'nun 347. Maddesi uyarınca belirli süreli sözleşmelerde kiracı tarafından sözleşme süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça sözleşme aynı koşularla bir yıl için uzatılmış sayılır. Dosya kapsamından kiralananın galip vasfı anlaşılamamaktadır. Kiralanan hakkında uygulanacak yasa hükmünün belirlenmesi için öncelikle kiralananın galip vasfının belirlenmesi gerekir. Nitekim TBK'un 347. maddesi ancak taşınmazın konut yada çatılı işyeri vasfında olması halinde uygulanabilir ve kiralanan çatılı işyeri hükümlerine tabi ise süre bitimi nedeniyle tahliyesi istenemez....
Dava, akde aykırılık nedeni ile kiralananın tahliyesi ve kiracının alt kiracıdan tahsil ettiği bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece akde aykırılık sebebiyle kiralananın tahliyesine, alacak isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından tahliyeye hasren temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının kira sözleşmesinin 7/a maddesine aykırı olarak kiralananın bir bölümünün ATM cihazı kurulması için dava dışı F.........bank A.Ş.'ye alt kiraya verdiğini, bu durumun akde aykırılık oluştuğunu ileri sürerek akdin feshini ve kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı vekili, kira sözleşmesinin 7/a maddesinde faaliyet alanına bakılmaksızın alt kiracının seçilmesi için yetki verildiğini, banka ATM cihazının yerleştirilmesinin devir ve ciro yasağı kapsamında bulunmadığını, bu cihazın bulunmasının çekim merkezi olarak müşteri sayısını arttıracağından, akde aykırılık oluşturmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....
Davalı 21/11/2014 tarihli oturumda kiralananın anahtarlarını henüz davacıya teslim etmediğini beyan ettiğine göre kiralananın yasal tesliminin gerçekleşdiğinden bahsedilemez. Kiralananın terk edilmesi anahtar teslim edilmediği sürece kiralananın tahliye edildiği anlamına gelmez. Temerrüt ihtarnamesine konu edilen aylar kira paraları ödenmediğine göre temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ve ödenmeyen aylara ait kira alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında düzenlenen 01.01.2003 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesinde kiralananın 141 odalı 320 yataklı Alanya dinlenme tesisleri olarak kiraya verildiği ve işletme ruhsatının davalı kiracı adına 23.07.2002 tarihinde alındığı anlaşılmaktadır. Kiralanan işletme ruhsatı ile birlikte kiralanmadığından, ürün kirası olarak kabul edilemez. Ancak, kiralanan 6 blok kompleks halinde dinlenme tesisleri olarak demirbaşları ile kiraya verilmiş ise de, kiralananın galip vasfı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece yapılacak iş kiralananın mahallinde keşif yapılarak kiralananın galip vasfının belirlenmesi ve kiralananın TBK adi kira hükümlerine mi?, yoksa 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun konut ve çatılı iş yeri kiralanmasına ilşkin hükümlerine mi? tabi olup olduğu konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 18.12.2007 gün ve 2007/11857-14058 sayılı ilamı ile; (...Dava, feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkeme istemin reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu kiralananın büfe vasfında olup, gayrimusakkaf niteliğinde bulunduğunu, söz konusu büfenin tahliyesi için Borçlar Kanununun 262/3. maddesi gereğince ,akdin feshedileceğini bildirir ihtarnamenin davalıya tebliğ ettirilmesine rağmen kiralananın tahliye edilmediğinden bahisle feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Davalı, kiralananın 6570 Sayılı Yasaya tabi olduğunu, davanın süresinde açılmadığını,sözleşmenin 10. maddesi gereğince kendilerine 15 günlük süre verilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece istemin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir....
Kiralananın davalı tarafından bırakılıp gidilmesi, tek taraflı bir işlemle kiralananın terk edilmesi kiralananın yasal teslimi şeklinde kabul edilemez. Kiralananın anahtarının usulüne uygun şekilde kiralayan davacıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davalı kiracıya aittir. Anahtar teslim edilmediği sürece kiralananın kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekir. Kiralananın anahtarı teslim edilmediği müddetçe kiracının kira sözleşmesinden doğan yükümlülükleri devam eder. Davalı kiracının anahtarın usulüne ./. uygun şekilde kiralayan davacıya teslim edildiğini kanıtlayamadığı gözönüne alındığında davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesi gerekirken, tahliye konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda ( 1 ) No’lu bentte yazılı nedenlerle davalı ...'...
Takip talebine eklenen kira sözleşmesinde kiralananın adresinin ... Mahallesi ... Mevkii Terminal Alanındaki işyeri olduğu bellidir. Ödeme emrinin tebliğine rağmen davalı borçlu icra takibine ve yazılı kira sözleşmesine itiraz etmediğinden takip kesinleşmiştir. Kesinleşen takip nedeniyle davacı alacaklı dava dilekçesinde kiralananın adresini kira sözleşmesinde yer alan adres bilgilerine göre yazarak temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilmesini talep etmiştir. Dava açıldıktan sonra vermiş olduğu 23/10/2012 havale tarihli dilekçesinde de kiralananın adresini detaylı olarak açıklamıştır. Takip talepnamesinde kiralananın adresi yerine davalı borçlu kiracının ikametgâh adres bilgilerinin yazılması maddi hataya dayalıdır....
Dava, tahliye taahhüdü nedeni ile yapılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, taahhüt nedeni ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, kiralananın tahliyesi için taahhütnameye dayanarak icra takibi yapıldığını, tahliye emri tebliği üzerine, itiraz edilip takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu iddia ile itirazın kaldırılarak, taahhüt nedeni ile kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tahliye taahhüdü altındaki imzanın davalıya ait olduğu, davalının kira süresinin uzatıldığı veya kira sözleşmesinin yenilendiği yönünde yazılı bir belge sunamadığından itirazın haksız olduğundan bahisle, istemin kabulüne, itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Davacı, 26.12.2012 tanzim, 01.03.2013 tahliye tarihli, adi yazılı nitelikte, tahliye taahhüdüne dayanarak icra takibi yapmıştır....
Türk Borçlar Kanunu'nun 302 ve 303. maddesinde bahsedilen zorunlu sigorta vergi ve benzeri yükümlülükler ve giderler eşyanın kiralanmasından ve kullanılmasından bağımsız kiralananın kendisinden kaynaklanan giderlerdir. Bu hususu düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 303 ve 341.maddelerindeki ifadelerden yan giderlerin kiralananın kullanımıyla doğrudan ilgili olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu'nun 302.maddesinde sözü edilen kiralananla ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülükler ise kiralananın kullanılmasından değil kiralananın kendisinden kaynaklanan asıl giderlerden olup Türk Borçlar Kanunu'nun 303 ve 315.maddelerinde bahsedilen yan giderlerden kabul edilemez. Bu gibi giderlere ilişkin yükümlülüklerin sözleşme ile kiracıya yükletilmesi onların kira bedelinin bir parçası olduğunun kabulünü gerektirmez. Kira bedelinden sayılmayan bu giderlerin ödenmemesi temerrüte esas alınamaz....