Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 2000 yılında satın aldığı dairenin aralık 2001 tarihinde fiilen teslim edildiği, davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 29.12.2010 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen tesislerin kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istediği anlaşılmaktadır....

    Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun'un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendiril- diğinde; davacının 2002 yılında satın aldığı dairenin fiilen teslim edildiği, davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 30.11.2011 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen tesislerin kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istediği anlaşılmaktadır....

      Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 2003 yılında satın aldığı dairenin fiilen teslim edildiği, davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 30.11.2011 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen tesislerin kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istediği anlaşılmaktadır....

        Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık 2012/23931-11014 mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir....

          Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 2003 yılında satın aldığı dairenin 10.01.2004 tarihinde fiilen teslim edildiği, davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 11.03.2013 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen tesislerin kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istediği anlaşılmaktadır....

            SAVUNMA: Davalı ------ şirketinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ------ somut dava ile hiçbir hukuki ya da fiili ilişkisi olmaması, herhangi bir objektif sorumluluk yüklenecek yasal dayanak bulunmaması ve davacının zararını doğuracak kusurlu herhangi bir davranışının da olmaması nedeniyle husumet davalı --- yöneltilemeyeceği, davaya konu araç, ---- tarihinde trafiğe çıkmış olup, --- kaydına göre 187.635 km yol kat ettiği, esasa dair itirazlarımız saklı kalmak üzere huzurdaki davada ileri sürülen talepler, gerek genel hükümler çerçevesinde ve gerekse de Tüketici mevzuatı kapsamında, davalı şirketler açısından zamanaşımına uğradığı, dolayısıyla, işbu davanın, öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, araçta ayıp/gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığı, öncelikle ifade etmeliyiz ki, davaya konu araçta, satım tarihi itibarıyla ayıp bulunmadığı, davacı yanın şikayetleri gerçeği yansıtmamakta olup, haksız ve hakkaniyete aykırı olduğu, dava konusu araç ayıplı...

              İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satış sözleşmesine bağlı ayıp nedeniyle tazminat davasıdır....

                Blok.... kat 42 ve 43 numaralı bağımsız bölümleri tapuda 05.07.2007 tarihinde satın aldığını, bu taşınmazları 22.5.2009 tarihinde teslim aldığını, tanıtım katalogları ve broşürlerde sosyal tesis alanı yapılması taahhüt edildiği halde sosyal tesisin yapılmadığını, bağımsız bölümü teslim aldıktan sonra H Bloğun inşaatının devam etmesi ve bu bloğun sosyal tesis olduğuna ilişkin beklentileri nedeniyle derhal ihbarda bulunmadığını, H Bloğun bitirilerek alt kattaki dükkanın satıldığını, üst kattaki dairelerin de davalıya ait olduğunu öğrendiğini bildirerek davalının eksik ifada bulunması nedeniyle uğradığı zararın tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf, davacıya sosyal tesis taahhüdünün bulunmadığını, broşürle satış yapılmadığını, süresinde yapılmış ayıp ihbarının olmadığını savunmuştur....

                  Davalı vekili, davacının talebinin ticari satımdan kaynaklanması nedeniyle zaman aşımına uğradığını, aracın fatura kesim ve teslim tarihinin 10/12/2009 tarihi olduğunu, satım tarihinde yürürlükte olan 6572 sayılı TTK’nın 25. maddesine göre ayıp nedeniyle malın teslim tarihinden itibaren en geç 6 ay içerisinde dava açılması gerektiğini, davacının TTK’da düzenlenen ayıp bildirim yükümlülüğünü süresinde yerine getirmediği, aracın satın ve teslim alınmasından yaklaşık 3 yıl sonra ihtarnamenin keşide edildiğini, araçta üretimden kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....

                    Mahkemece; davalı tarafça kesimi gerçekleştirilen dava konusu 1.760 adet deri parçasının 02/09/2016 tarihli 114732 nolu irsaliyeli fatura ile davacıya teslim edildiği ve yapılan iş bedelinin ödendiği, söz konusu kesim hatalarının en geç dikim anında fark edilmesi ve ayıp ile ilgili olarak derhal ihbarda bulunması gerektiği halde davacının 12/10/ 2016 tari- hinde İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/3569 D. İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti talebinde bulunduğu , 09/12/2016 tarihli tespit raporundan önce -yasal süre içinde- davalı tarafa yapılmış bir ayıp bildiriminin bulunmadığı, davacının ayıplı ürünleri mevcut haliyle kabul etmiş sayılacağı,ayıplı hizmet nedeniyle tazminat hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu