Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Otom.A.Ş’nin davacının aracı satın aldığı tarih itibariyle distribütörlük anlaşmasının bulunmadığı, davanın bu davalı yönünden husumetten reddine, diğer davalılar yönünden ise TTK.nun 25/3.maddesi uyarınca davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, satıcı ve distribütör olan davalılar aleyhine ayıplı mal satışından sorumlulukları esaslarına dayanılarak açılmıştır. Satıma konu aracın garanti süresi içinde farklı arızılar nedeniyle beş kez tamir için servise başvurulduğu, 6.kez ise aracın 6.11.2006 tarihinde motor arızasından dolayı servise bırakıldığı, servis tarafından motorun sökülerek araca ait motor bloğunun siparişinin verildiği servis kayıtlarından anlaşılmış olup, yapılan keşif sonucunda ise; davaya konu aracın motorunun sökülmüş durumda kullanılamaz halde olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, davacının ayrıca ayıp ihbarında bulunmasına gerek bulunmamaktadır....

    Uyuşmazlık konusu 01/05/2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin incelenmesinde, davalının ortak alan açısından kendisine asaleten, kira sözleşmesine ekli karar metni ve temsil-yetki belgesine istinaden 15 kat malikine vekaleten kira sözleşmesini imzaladığı, kira sözleşmesinde kiralanan 12 bağımsız bölümün 564 m2, ortak alanın ise 175 m2 olduğunun belirtildiği ve bu taşınmazın depo, bodrum, açık-kapalı garaj vb. tüm eklentilerinin kiralanana dahil olduğu, böylece kiralanandaki ortak alanlar açısından davalının kiraya veren sıfatının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının kendi ad ve hesabına kiraya veren sıfatıyla hareket ettiği kiralanandaki ortak alanlar açısından işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      Açık ayıplar yönünden BK’nın 359. maddesi uyarınca iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz muayene ve ihbar mükellefiyeti bulduğundan ve davacı açık ayıplar yönünden süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu kanıtlayamadığından, açık ayıplarla ilgili olarak tazminat talebinin reddi doğru ise de, gizli ayıp niteliğindeki işler yönünden süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun kabulü ile bedeline hükmedilmesi, eksik işler BK’nın 359 ve 362. maddelerinin kapsamında bulunmadığından davacının eksik işlerle ilgili talepleri de değerlendirilerek bedeline hükmedilmesi yerine eksik iş ve ayıplı iş ayrımı yapılmadan açık ayıplar yönünden davacıların süresinde ayıp ihbarında bulunmadıkları gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

        Tarafların iddia ve savunmaları dikkate alındığında taraflar arasındaki ihtilaf faturalara konu malların ayıplı olup olmadığı, davalının süresi içinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, iade faturası tanzim edilmesinin malların ayıplı olduğunun ve ayıp ihbarının yapıldığının kabulü için yeterli olup olmadığı, takip tarihi itibariyle takip alacaklısının alacaklı olup olmadığı ile varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir. Eldeki uyuşmazlıkta, malların ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunu davalı, alacaklı olduğunu ve alacağın tutarını davacı ispat etmek zorundadır. Alacağın varlığı ve miktarından önce, malların ayıplı olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi gerekir. Ayıp ve ayıp ihbarı yönünden ise önceliğin ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığının belirlenmesine verilmesi usul ekonomisinin gereğidir. Zira süresinde ayıp ihbarı yapılmamışsa alıcı malı mevcut haliyle kabul etmiş sayılır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; davacı kiralayan tarafından, kiracının mirasçıları olan davalılar aleyhine kiralanandaki su tüketiminden kaynaklı alacak için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 6.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava davalıdan satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıp nedeniyle araçta bulunan değer kaybının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup uyuşmazlık davacıya satılan aracın ayıplı olup olmadığı ayıplı olarak satılmış ise ayıbın niteliği, aracın ayıplı olarak satılmasında davalının ağır kusurunun bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davacının tazminat hakkının bulunup bulunmadığı noktasındadır....

              Dava davalıdan satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıp nedeniyle araçta bulunan değer kaybının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup uyuşmazlık davacıya satılan aracın ayıplı olup olmadığı ayıplı olarak satılmış ise ayıbın niteliği, aracın ayıplı olarak satılmasında davalının ağır kusurunun bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davacının tazminat hakkının bulunup bulunmadığı noktasındadır....

                itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, 4.000,00- TL maddi tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili tarafından sunulan 04/03/2022 tarihli bedel arttırım dilekçesiyle özetle, ayıp sebebiyle bedelde indirim talebini 33.633,35- TL'na; maddi tazminat talebini 8.005,00- TL'na yükseltmiş ve bu bedellerin dava dilekçesinde talep ettikleri 8.000,00- TL manevi tazminat ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

                Davalı ...Ş vekili cevabında,satımın ticari satım olması ve satım tarihinden itibaren 6 ay geçmiş olması nedeniyle davanın zamanaşımına uğradığını, davacının satın aldığı şeyi muayene ile derhal ihbar yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının şikayetlerinin kişisel memnuniyetsizlik ve kullanım sırasında oluşan koşullardan meydana geldiğini, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Davacı vekili, 23.6.2006 tarihli celse ayıp nedeniyle uğradıkları zarara ilişkin 1.000 YTL tutarındaki taleplerini takipsiz bıraktıklarını bildirmiştir....

                  Mahkemece yapılan yargılam sonunda, toplanan delillere göre taraflar arasındaki yazışmalar, reddedilmeyen şifahi görüşmelere bir kısım ayıplı malların yerine davalı tarafından yenilerinin verilmiş olmasına ayrıca malzemelerdeki ayıbın gizli ayıp olup kullanma ile ortaya çıkmasına ve davacının müşterilerinin ayıp ihbarının hemen davalıya bildirilmiş olmasına göre davalının ayıp ihbar süresine yönelik itirazına itibar edilmediği, davacı tarafından davalıdan malzemelerin ayıplı olması nedeniyle bir ksım mobilyaların davacıdan mobilya alan müşteriler tarafından iade edildiği, davacının ayıplı mal iadesinden dolayı uğramış olduğu zararın iade edilen malların standartlara uygun hale getirilmesi nedeniyle oluştuğu, bu zarar tutarının bilirkişi raporu ve taleple bağlı kalınarak 11.512.00 TL olduğu, mobilyaların iadesinden dolayı itibar kaybına uğranıldığına dair iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 11.512.00 TL'nin dava tarihinden itibaren ıslah talebi de dikkate alınarak...

                    UYAP Entegrasyonu