"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme kiralananın tahliyesine karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili, dava dilekçesinde davalı şirketin 01.12.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu yeri 02.02.2011 tarihinde düzenlenen taahhütname ile 01.12.2011 tarihinde boşaltmayı taahhüt ettiği halde tahliye etmediğini belirterek kiralananın tahliyesini istemiştir....
Dava, kira bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, itirazın iptaline, takibin devamına, inkar tazminatına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin kira alacağına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin, tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı, icra takibinde gönderilen ve temerrüt ihtarı yerine geçen ödeme emrine istinaden kiralananın tahliyesini talep etmişse de, icra takibinde davalı kiracıya 7 gün ödeme süreli 7 örnek ödeme emri gönderilerek, alacağın tahsili talep edilmiştir....
Uyuşmazlık, yeniden inşaat nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece konusuz kaldığından davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalının müvekkiline ait taşınmazda 15.10.1975 tarihinden beri kiracı olduğunu, dava konusu bahçeli evin yıkılıp, yeniden inşaat yapılacağını, projesinin hazırlandığını belirterek kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı, daha önce ihtiyaç nedeniyle açılan davanın reddedildiğini, kararın kesinleştiğini bildirip, kesin hüküm nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Davalı, yargılama sırasında verdiği 25.9.2009 tarihli dilekçede kiralananı Haziran 2009 tarihinde tahliye ettiğini, ancak davacının anahtarı teslim almadığını belirtmiş, davacı vekili kiralananın tahliye edilip edilmediğini bilmediğini, müvekkili ile bu hususta görüşemediğini ve görüşemeyeceğini bildirmiştir....
Dava, Türk Borçlar Kanunu 352/2 maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davaya dayanılan ve hükme esas alınan 10.6.2012 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralananın türü “iş yeri” olarak belirlenmiş olup “boş dükkan” ve “boş arsa” açıklamalarına yer verilmiştir. Gerek taraflar arasında düzenlenen sözleşme içeriğindeki açıklamalar ve gerekse dosya arasındaki diğer bilgi ve belgelerden kiralananın üstün vasfının tespiti mümkün olamamaktadır. Kiralananın üstün vasfının belirlenmesi olaya Türk Borçlar Kanununun çatılı işyerleri bakımından uygulanacak olan 352/2 maddesinin mi yoksa kira sözleşmelerine ilişkin genel hükümlerinin mi uygulanması bakımından önem arzetmektedir....
Uyuşmazlık, feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece kiralananın 6570 Sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalının 01.09.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesiyle kiracı olduğu, otopark olarak kullanılan arsanın feshi ihbar nedeniyle tahliyesini istemiştir. Davalı kiralananın 6570 Sayılı Kanun kapsamında olup, Borçlar Kanununa tabi olmadığını, taşınmaz üzerinde iki adet bina olduğunu ve davanın reddini savunmuştur. Taraflar arasında 01.09.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kiralananın arsa olduğu, otopark olarak kullanılacağı kararlaştırılmıştır....
Kiralananın tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Davalı kiracının kiralananın anahtarını davacıya teslim ettiğini yazılı delillerle ispatı gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi, tahliye tarihinin çekişmeli olması halinde, kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü kiracıya aittir. Olayda davalının mecuru Eylül ayında tahliye ettiğine dair yazılı delili yoktur....
Dava, akde aykırılık sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 01.01.1988 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi gereğince kuyumcu atölyesi (işyeri) olarak kullanılan kiralananın davalı kiracı tarafından bakımının gerçekleştirilmemesi ve fena kullanımı sebebiyle akde aykırılık olgusunun gerçekleştiğinden bahisle kiralananın tahliyesini talep etmiş, davalı davanın reddini savunmuştur. Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür....
Mahkemece, davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı tarafından 01.07.2014 tarihinde tahliye istemli olarak başlatılan icra takibinde 9.000,00 TL kira alacağının tahsili istenmiş, davalı borçlunun süresinde itiraz etmemesi nedeniyle kesinleşen icra takibine dayanarak icra mahkemesinden kiralananın tahliyesi istenmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiştir....
Davacı yasal sürenin tamamlanmasından sonra bu davayı açarak aynı icra takip dosyasına dayalı olarak ödeme gerçekleşmediğinden bahisle kiralananın tahliyesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacı vekilinin yukarıda sözü edilen Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin yargılaması sırasında 26.02.2013 tarihli celsede, davalının taşınmazdan fiilen adresten ayrıldığını bildiren beyanına değer verilerek tahliye kararı verilmesinde hukuki yarar olmayacağından bahisle tahliye talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 26.02.2013 tarihli beyanı davalının fiilen taşınmazdan ayrıldığı, terkedip gittiği anlamındadır. Bu beyan kiralananın usulüne uygun şekilde ve anahtar teslimi yapılarak davacı kiraya verene teslim edildiğini göstermez. Kiralananın tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarların kiraya verene usulüne uygun olarak teslim edilmesi gerekir....
Bu özellikleri itibariyle kiralananın galip vasfının gayrimusakkaf olduğu anlaşılmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 327. maddesi ( mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 263. maddesi ) gereğince açık veya örtülü biçimde bir süre belirlenmişse, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer. Davacı sözleşmenin özel 19. maddesi gereğince de beş yıllık sözleşme süresi sonu olan 1.6.2012 tarihinde sözleşmenin yenilenmeyeceğini 2.4.2012 keşide ve 12.4.2012 tebliğ tarihli ihtarname ile davalıya bildirmiştir. Bu durumda mahkemece, kiralananın açıklanan niteliği ve kira süresinin sona ermesi nedeniyle davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kiralananın vasfından söz edilerek tahliye isteminin reddedilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....