Davacının yıllık izin alacağı ile ilgili olarak 2016 yılı Nisan ayı maaş bordrosunda mevcut yıllık izin tahakkuku talep edilmiş olduğu görülmüş olup iş akdinin feshinden sonra banka özetinin incelenmesinde yıllık izin ücretine ilişkin ödemeye rastlanmadığından bordro tahakkuku tutarında yıllık izin ücret alacağı bulunduğu yönünde kanaate varılmıştır. Ayrıca dava açıldıktan sonra ödeme yapılması nedeniyle bir kısım miktarın konusuz kaldığı anlaşılmış bu miktar için davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 6100 sayılı H.M.K.nın 331/1 maddesinde; "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder" düzenlemesi bulunmaktadır....
Diğer bir anlatımla, kiraya veren sözleşme süresince kiralananın kullanmaya elverişli halde bulunması için gerekli önlemleri almak durumundadır. Kiralananın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kiralananın kullanılmasında imkansızlık veya derecesinde düşüklük meydana gelmiş ise bu durumda kiracının 6098 sayılı TBK'nun 123. ve 125. maddeleri dairesinde hareket ederek mevcut ayıbı uygun bir sürede kiraya verene ihbar etmesi gerekir. Yine, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 305. maddesine göre, kiralananın önemli ayıplarla teslimi halinde kiracı, borçlunun temerrüdüne veya kiraya verenin kiralananın sonradan ayıplı hale gelmesinden doğan sorumluluğuna başvurabilir. Kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir....
yol göstermeye yarayacak danışmanlık tedbirinin, aynı Kanunun 6/1. maddesi gereğince kendiliğinden sona ereceği 18 yaşını dolduruncaya kadar uygulanmasına; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 7/4. maddesi gereğince denetim altına alınmasına ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5395 sayılı Kanunun 5/1-a maddesi gereğince verilen tedbir kararının aynı Kanunun 14. maddesi gereğince itiraza tabi olması nedeniyle temyiz incelemesine yer olmadığına, gereğinin merciince yerine getirilmesi için dosyanın mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kiralananın açıktan fena kullanılması durumunda akde aykırılığın giderilmesi amacıyla kiracıya ihtar gönderilmesine gerek yoktur. Dava konusu edilen kiralananın tapu kaydına göre 1/2 payının davacılardan...'a 1/2 payının da dava dışı ...'na ait bulunduğu ve taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle ihtiyaç iddiasına dayalı davanın pay ve paydaş çoğunluğunca açılması zorunlu olduğundan yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde diğer paydaşın da davaya onayının alınması gerekir. Mahkemece taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir Öte yandan davacı kiralayan kiralananın sözleşmeye aykırı olarak bir başkasına devredildiğinden söz ederek kiralananın tahliyesini istemiştir. Ne var ki davacı tarafından davalıya tebliğ edilen ihtarnamede yukarıda açıklanan şekilde akde aykırılığın giderilmesi için bir süre verilmemiştir....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir 1-Dosya kapsamına toplanan delillere, delillerin mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının, kiralananın daha önce tahliye edildiğine ilişkin temyiz itirazına gelince; Davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın Haziran ayında tahliye edildiğini ve anahtarın teslim alındığını, davalının anahtar teslim tarihine kadar kira bedelinden sorumlu olduğunu beyan ederek haksız itirazın iptalini ve takibin devamını istemiştir. Davalı kiralananın Haziran ayı başında tahliye edildiğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir....
Davacı vekili,davalının 01.04.2007 başlangıç tarihli iki yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, kiralananın 30.10.2008 tarihinde kira sözleşmesi bitmeden erken tahliye edildiğini, tahliye edileceğine dair noter ihtarının 21.09.2007 tarihinde tebellüğ ettiklerini, kiralananın 15.02.2008 tarihinde aynı koşullarla bir başkasına kiraya verildiğini, davalının kiralananı tahliye ederken kira sözleşmesinin 8. maddesine dayandığını, ancak bu maddenin kiralananın iki yıllık kira süresinin bitimine yönelik olarak düzenlendiğini, sözleşme sona ermeden kiralananın tahliye edildiğini, kira bedeli ödenmediğinden boş kalan 2007 yılı Ekim, Kasım, Aralık ve 2008 yılı Ocak ayı ile Şubat ayının yarı kira parası toplamı 9.000 TL kira parası ile kira sözleşmesinde belirtilen %10 gecikme cezası ile tahsiline karar verilmesine istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, taraflar arasında, 01/08/2012 tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye aykırı olarak kiralananın davalı kiracı yerine üçüncü bir kişi tarafından kullanıldığını, davalı kiracıya sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için 20/07/2015 tarihli ihtarname ile süre verildiğini, verilen sürede sözleşmeye aykırılığın giderilemediğini belirterek kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma talepli olarak temyiz edilmiştir....
Davada dayanılan ve taraflar arasında düzenlenen 01.10.2008 başlangıç tarihli on yıl süreli kira sözleşmesi ile arsa nitelikli kiralananın imalathane olarak kullanılacağı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu olaya uygulanacak yasa hükümlerinin tespiti açısından öncelikle kiralananın vasfının (çatılı- çatısız) belirlenmesi gerekir. Dosya kapsamından kiralananın baskın vasfı net olarak anlaşılamamaktadır. Her ne kadar karar gerekçesinde taraflar arasındaki kira sözleşmesi boş arsa vasıflı taşınmaz için düzenlenmiş olsa da, taşınmazın üzerinde aradaki anlaşma uyarınca çatılı işyeri inşa edildiği, mecurun çatılı işyeri ./.. olarak kullanıldığı hususunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmadığı, belirtilmişse de kiralanana uygulanacak hükümlerin tespiti yönünden keşif yapılması zorunludur....
Dava, kira parasının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesi ile ödenmeyen kira parasının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine haksız itirazın iptalini ve ıslah dilekçesi ile de kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı savunmasında kira sözleşmesini kabul etmekle birlikte davacının kayınpederi olduğunu, kiralanan dükkanı kendilerinin işlettiklerini kendisinin dükkan işlerine ve kasaya karıştırılmadığını sonrasında ise kiralananın bir başka şirkete devredildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalının savunması doğrultusunda kiralananın davalıya teslim edilmediğinden reddine karar verilmiştir. Takipte dayanılan ve hükme esas alınan 01/01/2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....