Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kiracı, kiralananı kullanımında bulundurduğu sürece kira bedeli ödemekle yükümlü olup, kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının iade borcunu yerine getirdiğinin) kabulü için fiilen boşaltılması yeterli olmayıp anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Kural olarak kiracı akti ilişkinin devamı sırasında kiralananda yaptığı değer artırıcı masraf ve harcamalarını TBK'nın 526 vd. maddelerinde düzenlenen vekaletsiz işgörme hükümlerine göre kiraya verenden talep etme hakkına sahiptir....

    Bu nedenle mahkemece,5 nolu bölüm ile ilgili açık ayıp niteliğindeki duruma rağmen kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması karşısında kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanarak davacı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ;Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle Asıl davaya ilişkin davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ,Asıl davada davalı kiralayan ... lehine 1.100 TL vekalet ücreti takdirine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı vekili, 01.11.2011 tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin 17. maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak davalı kiracının, kiralananı alt kiraya verdiğini çekilen ihtarın sonuç vermediğini belirterek, davalı kiracıların akde aykırılık nedeniyle tahliyelerine karar verilmesi isteminde bulunmuş, davalı kiracılar kiralananı alt kiraya vermediklerini geçici olarak eşya depoladıklarını ve alt kiralama iradesinin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece 14.10.2015 tarihli karar ile davanın kabulü ve davalıların tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık davalı kiracının, kiralananı akde aykırı olarak kullandığı iddiasından kaynaklanmaktadır. Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür....

        Davalı vekili,kira ilişkisine karşı çıkmamış,sözlü kira akdi gereğince davalıların davacının kiracısı olduğunu ancak kiralananı tahliye ettiklerini,takip konusu dönem kirasından sorumlu olmadıklarını savunmuştur. Taraflar arasında daha önce sözlü bir kira ilişkisinin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı taraf kira ilişkisine karşı koymayıp, kiralananı tahliye ettiklerini savunduğuna göre kiralananın usulüne uygun olarak tahliye ve anahtarın davacıya teslim edildiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Kiralananın anahtarı yasal olarak teslim edilmedikçe kiralananın kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekir. Davalı taraf sözleşme ilişkisinin varlığını kabul etmekte ise de, kiralananın teslim edildiğini yazılı belge ile kanıtlayamamıştır. Ancak dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmışlardır....

          Kiracı, devir öncesi mevcut muaccel ödenmemiş kira bedeli borçlarından dolayı kiralananı devreden kiralayana karşı, devir tarihinden sonra ise yeni malike karşı sorumludur. Davaya dayanak yapılan önceki malik ile davalı arasında düzenlenen 01/07/2011 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira bedeli 750 TL olarak belirlenmiş ve her ayın 5. günü akşamına kadar kiralayanın sözleşmede belirtilen banka hesap numarasına ödeneceği kararlaştırılmıştır. Kiralananı satın alan davacı T.B.K'nun 310. maddesi gereğince önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesine yönelik ihtar göndermesi gerekir....

            Kira sözleşmesinin özel şartlar 9. maddesinde "kiracının kiralananı tahliye etmek istediği takdirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmeleri gerektiği ve kira parasının her yıl peşin ödeneceği" kararlaştırılmıştır. Bu şartlar geçerli olup taraflara bağlar. Davacı alacaklı 26.5.2010 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 2010-2011 dönemi kira bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı süresindeki itirazında kiralananı tahliye ettiklerini ancak tarla olduğu için anahtar teslimini yapamadıklarını, önceki takipte de kiralananı tahliye ettiklerin bildirdiklerini belirtmişlerdir. Davalı kiracı sözleşmede kararlaştırılan şekilde fesih bildiriminde bulunmamıştır. Davalının bir önceki yıla ilişkin icra takibine süresinde yapmış oldukları itirazında, “dava konusu yerin tarla olduğunu, tarla olduğundan dolayı anahtarı teslim edemediklerini bununla birlikte kullanmadıklarını ve kendilerinin kullanabileceklerini” bildirmeleri sözleşmenin usulüne uygun feshedildiğini göstermez....

              BK. 249/1 maddesi hükmü gereği, kiralayan, kiralananı akitten maksut olan kullanmaya ... bir halde kiracıya teslim etmek ve kira müddetince de bu halde bulundurmakla mükelleftir. BK. 251/1 maddesi hükmü gereği, kiralanan, kira müddeti zarfında zaruri tamirata muhtaç olduğu, takdirde; kiracı, hakkına halel gelmemek şartıyla bu tamiratın icrasına müsaade etmeye mecburdur. Borçlar Kanununun bu hükümlerine göre kiralayan kira süresi içinde taşınmazı kiracının istifadesine hazır bulunduracak, davalıda kiralananda, kiralananın bakım, onarım ve korunması için zaruri olan tamirat ve çalışmalara izin verecektir. Kiralananın bulunduğu binanın bakım onarım, korunması için gerekli ve zaruri çalışmalara ihtiyaç olduğu davalıca savunulduğuna göre, bu hususun araştırılarak aydınlığa kavuşturulması gerekir....

                peşin olarak verdiği 25.000 TL'nin iade edilmediğini, tesise yapılan 25.370 TL bedelli yatırımın sökülmesine davalı tarafından izin verilmediği gibi bedelinin de ödenmediğini, ayrıca işinden ayrılması nedeniyle aylık 2.968 TL gelirden mahrum kaldığını belirterek tüm bu zarar kalemlerine karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 51.500 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının ek bilirkişi raporu alındıktan sonra bu rapora karşı beyanlarını belirttiği 26/06/2014 tarihli dilekçesinin ekinde, davacının 2000 yılında 2 hafta, 2001 yılında 2 defada toplam 14 gün, 2002 yılında ise 10 gün yıllık izin kullandığına ilişkin toplam 4 adet izin istek formu ibraz edildiği, mahkemece bu formların hiçbir değerlendirmeye tabi tutulmaksızın sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, söz konusu 4 adet izin istek formundaki davacı imzası inkâr görmez ise bu formlardaki izin sürelerinin yıllık ücretli izin ücreti hesabından dışlanması, imza inkârı olması halinde ise öncelikle imzanın davacıya ait olup olmadığı hususu belirlenerek ulaşılacak neticeye göre hüküm kurmaktır. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                    Uyuşmazlık davacı kiracının sözleşmenin feshinde haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 301.maddesi gereğince; kiraya veren, kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiraya veren bu borcu sadece fiili bir teslim ile ifa etmiş olmaz. Kiracı kiralananı hangi maksat için tutmuş ise kiraya veren o maksada elverişli bir tarzda teslim ile mükelleftir. Kiralananın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kiralananın kullanılmasında imkansızlık veya derecesinde düşüklük meydana gelmiş ise bu durumda kiracının TBK’nun 123. ve 125.maddeleri dairesinde hareket ederek mevcut ayıbı uygun bir sürede kiraya verene ihbar etmesi beklenir. Kiralananda mevcut açık nitelikteki bozukluklara karşın kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması, kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir....

                      UYAP Entegrasyonu