Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, kiralananı kreş olarak işletmek için kiraladığını, sadece mesken olarak kullanılabileceği anlaşıldığından kiralananı hiç kullanmadan anahtarı teslim ettiğini, kiralananda hukuki ayıp bulunduğunu, yapılan tespitin geçerli olmadığını belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir . Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 5.882.88.-TL üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir . 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Davaya konu taşınmazın 01/02/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiraya verildiği, aylık kira bedelinin 1.300.00....

    Uyuşmazlık davacı kiracının sözleşmenin feshinde haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 301.maddesi gereğince; kiraya veren, kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiraya veren bu borcu sadece fiili bir teslim ile ifa etmiş olmaz. Kiracı kiralananı hangi maksat için tutmuş ise kiraya veren o maksada elverişli bir tarzda teslim ile mükelleftir. Kiralananın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kiralananın kullanılmasında imkansızlık veya derecesinde düşüklük meydana gelmiş ise bu durumda kiracının TBK’nun 123. ve 125.maddeleri dairesinde hareket ederek mevcut ayıbı uygun bir sürede kiraya verene ihbar etmesi beklenir. Kiralananda mevcut açık nitelikteki bozukluklara karşın kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması, kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir....

    Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davaya konu kiralananı 01.03.2009 tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile lokal olarak işletilmek üzere davalı Belediyeden kiraladığını, müvekkilinin, kiralananı bizzat işletmediğinden bahisle davalı ... tarafından ruhsatının iptal edildiğini Belediyeden temin ettiği belgelerden öğrendiğini, sonrasında ise Belediye itfaiye ekipleri ile kiralananın kilidinin davalı ... tarafından değiştirilerek, kullanmasına engel olunduğunu, 2 aydır kiralananı kullanamadıklarını belirterek, kiralananı kullanamaması nedeniyle 12.000 TL ve kira parasından peşin ödenen 6.000,00 TL nin iadesini talep etmiştir. 31.05.2011 tarihinde davasını ıslah ederek ayrıca 35.000 TL kiralanana yapılan masraflar nedeniyle talepte bulunmuştur....

      Davalı kiracı kiralananı 22.05.2013 tarihinde tahliye ettiğini bildirmiş ise de anahtar teslimini usulüne uygun olarak yazılı bir delil ile kanıtlayamamıştır. Davacı alacaklı takip talepnamesinde yeniden kiraya verilebilecek süre için alacak isteminde bulunduğuna göre, kiralananın tahliye edildiğini kabul etmiş bulunmaktadır. Bu durumda Mahkemece davacıdan kiralananı hangi tarihte teslim aldığı sorulup, kiracının bu tarihten itibaren kiralananın yeniden kiraya verilebilmesi için gereken makul süre kirasından sorumlu olacağı dikkate alınmalıdır. Taraflar sözleşmenin 15. Maddesinde; kiracının kiralananı boşaltmak istemesi halinde 2 ay önceden ihbar şartı öngörmüş olup, davalı kiracı kiralananı ihbar koşuluna uygun olarak tahliye ettiğini kanıtlayamadığından, makul sürenin tarafların kararlaştırdığı 2 ay olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece kiralananın teslim tarihinden itibaren 2 aylık kira bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

        Borçlar Kanununun 256 ve 6098 sayılı TBK. nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır. Anılan madde hükmü gereğince akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesine karar verilebilmesi için kiracıya akde aykırı davranışına son vermesi hususunda kiralayan tarafından süreli bir ihtar tebliğ ettirilmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Olayımıza gelince; Davaya dayanak yapılan 01.10.2011 başlangıç tarihli ve dört yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralananın güzellik merkezi olarak kullanılacağı yazılıdır. Sözleşmenin 1. maddesinde “kiracı kiralananı başkasına devredemez, kiralayamaz, hiçbir biçimde kullandırılamaz, birlikte kullanamaz, ortak alamaz, kullanım biçimini kısmen dahi değiştiremez ” şeklinde düzenleme mevcuttur....

          Davalı, kiralananla yandaki dükkan arasındaki duvarın kaldırılması halinde binanın yıkılacağından işyeri olarak kiralananı kullanamadığını ve davacıya teklifte bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Somut olayda; taraflarca düzenlenen, 01/08/2012 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartlar 6. maddesinde; "Mal sahibi izin vermesi halinde, bilcümle faydalı masraflar yapabilir. Tahliye halinde mal sahibine ücretsiz bırakılır." düzenlemesi yer almaktadır. Bu sözleşme hükmü gereği; davacı kiracı, yaptığı faydalı ve masrafları talep edemez ise de davacının kiralananı sözleşme süresi dolmadan tahliye ettiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Bu halde, davacı kiracı, kiralananı erken tahliye etmiş olması nedeniyle kiralanana yapmış olduğu ve söküp götüremediği faydalı ve zorunlu nitelikteki imalatların değerini, kalan kira süresiyle orantılı olarak kiraya verenden talep edebilir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının yaptığı imalatların toplam bedelini, yıpranma bedeli düşmeksizin 17.897 TL olarak belirlemiş, bu imalatların bir kısmının faydalı ve zorunlu imalatlar olmadığı belirtmiştir....

              Karar açıklanan nedenle davacı ve karşı davalı kiracı yararına bozulmalıdır. 3-Yukarıdaki bölümde sözü edildiği üzere davacı kiracı kiralanana üçüncü kişilerin müdahale ettiklerini, bu yüzden kiralananı akit dairesinde kullanamadığını ve erken tahliye etmek zorunda kaldığını kanıtlayamamıştır. Davalı ve karşı davacı kiralayan ise, kiralananı akit dairesinde kiracının kullanmasına hazır bulundurduğundan Borçlar Kanununun 274.maddesi hükmünce sözleşme dönemindeki kira parasını kiracıdan isteyebilir. Kira süresi 15.02.2006 tarihinde hitam bulmaktadır. Kiracı ise, kiralananı Nisan 2005 tarihinde iradesiyle terk etmiştir. Bu durumda mahkemece, mecurun hayatın olağan akışına göre, kiralayan tarafından üçüncü bir şahsa ne kadar sürede kiraya verebileceği olayın seyrine uygun hesaplattırılmalı, davacı ve karşı davalı kiracının bu süre dahilinde de kira ödemek zorunda kaldığı kabul edilerek gerek asıl dava, gerek karşı dava sonucuna uygun hükme bağlanmalıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; 10/03/2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralananı lokanta olarak kiraladığını, ilk 6 aylık kira bedelini peşin ödediğini, kiralananın dekorasyonu ve tadilatı için bir takım masraflar yaptığını, ancak binanın yapı kullanım izin belgesi olmaması nedeniyle ilgili belediyeden işletme ruhsatı alamadığını belirtmiş, peşin ödemiş olduğu altı aylık kira bedeli olan 10.500TL ile 48.000TL zorunlu masrafların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

                  Davalı, Aralık ayı sonunda kiralananı tahliye ettiğini savunmuştur. Davacı tarafa Ocak ve Şubat aylarında kiracılık ilişkisinin devam edip etmediği konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı olduğunun hatırlatılması üzerine teklif edilen yemini kabul eden davalı, Aralık ayında kiralananı tahliye ettiğine dair yemin etmiştir. Mahkemece, Aralık ayı kira bedeli üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Takipde dayanılan ve hükme esas alınan 01/01/2006 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kira ilişkisine karşı çıkmamış 2008 yılının Aralık ayında kiralananı tahliye ettiğini savunmuştur. Kira sözleşmesi tarafların rızasıyla, yargı kararı ile veya kiralananın ortadan kalkması ile sona erer. Öte yandan kiracının kiralananı iade borcunun yerine getirildiğinin kabul edilebilmesi için kiralananın anahtarının usulünce kiraya verene teslim edilmesi gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu