Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/265 E. sayılı dosyasında, “davalının kiralananı hazır etmediğini ve kiralananın kendilerine eksik teslim edildiğini ve bu sebeple kiralananı hazır edemediklerini” beyan ettikleri, neticede hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının kiralananı önceki kararda belirtildiği üzere kullanıma uygun hâle getiremediği, bu yüzden alışveriş merkezinin faaliyete geçtiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu kiralananın bulunduğu alışveriş merkezinin 01.12.2011 tarihinde kullanıma elverişli bir durumda açılıp açılmadığı, buradan varılacak sonuca göre davalıların 2012 Mart, Nisan ve Mayıs ayları kira bedellerinden sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır....
Bahsi geçen sözleşmelerin 16. maddelerinde "......, kiralanan yeri idareden izin almadan kullandıramaz veya yerin bir kısmını veya tamamını başkasına devredemez, hiç bir nedenle kiralananı kısmen veya tamamen başkasına işgal ettiremez, iş ortağı veya kar ortağı alamaz." düzenlemesi mevcut olduğu halde davaya konu ......ların davalı şirket tarafından kullanıldığı davalı ......ların da kabulündedir. Akde aykırılık nedenine dayalı açılan kiralananın tahliyesi davalarında ihtarın yazılı yapılması yeterlidir. Davacı tarafından akde aykırılığın giderilmesi hususunda davalı ......lara gönderilen ihtarnamelerde, ihtarların tebliğinden itibaren 30 gün içinde akde aykırılığın giderilmesi aksi halde dava açılacağının belirtilmiş olduğu, bu itibarla davacı tahliye davası açma hakkını kazandığı tartışmasızdır....
Uyuşmazlık davacı kiracının sözleşmenin feshinde haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 301.maddesi gereğince; kiraya veren, kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiraya veren bu borcu sadece fiili bir teslim ile ifa etmiş olmaz. Kiracı kiralananı hangi maksat için tutmuş ise kiraya veren o maksada elverişli bir tarzda teslim ile mükelleftir. Kiralananın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kiralananın kullanılmasında imkansızlık veya derecesinde düşüklük meydana gelmiş ise bu durumda kiracının TBK’nun 123. ve 125.maddeleri dairesinde hareket ederek mevcut ayıbı uygun bir sürede kiraya verene ihbar etmesi beklenir. Kiralananda mevcut açık nitelikteki bozukluklara karşın kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması, kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir....
Loca Park Sitesi A Blok Kat:2 No:4 Tarsus/Mersin adresinde kain yeni konutuna taşınmak zorunda kaldığını, müvekkilin davalıya ait konutta son olarak aylık 550,00 TL kira bedeli ve 100,00 TL aidat ödeyerek ikamet ettiği halde, hali hazırdak ikonutta ise peşin 16.500,00 TL ödeyerek aylık 1.375,00 TL ve 250,00 TL aidat ödeyerek oturmaya başladığını, müvekkilin ayrıca davalının konutundan taşınmak amacıyla BRN Nakliyat ile imzalamış olduğunu, eşya taşıma sözleşmesi çerçevesinde 1.000,00 TL ücret ödeyerek 15/08/2018 tarihinde kiralananı tahliye ettiğini, davalının TMK'nın 355 Maddesinde yer alan hükme göre 3 yıl boyunca kiralananı başkasın akiralama yasağı bulunmasına rağmen kiralananı 3....
Davacı kiracı kiralananı 08.04.2013 tarihinden önce tahliye ettiğini savunmuş ise de anahtar teslimini yukarıda ilke kararında yazılı olduğu şekilde kanıtlayamamıştır. Bu durumda davalı kiralayanın 20.06.2013 olarak bildirdiği tahliye tarihine itibar edilmesi gerekir. Kira sözleşmesinin hususi şartlar 8. Maddesi "Kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorundadır" hükmünü içermekte olup, taraflar bu özel hüküm ile erken tahliye halinde yoksun kalınan kira kaybını bir ay olarak sınırlamışlardır. Davacı kiracı sözleşmede kararlaştırılan bir aylık feshi ihbar koşuluna uymadan kiralananı erken tahliye ettiğine göre mahkemece davacının tahliye tarihine kadar olan kira bedeli ile tahliye tarihinden itibaren bir aylık makul süre kira parasından sorumlu olduğu gözetilmeden ikinci yıl kira bedelinin tamamından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmadır....
Davalı, kiralananı kreş olarak işletmek için kiraladığını, sadece mesken olarak kullanılabileceği anlaşıldığından kiralananı hiç kullanmadan anahtarı teslim ettiğini, kiralananda hukuki ayıp bulunduğunu, yapılan tespitin geçerli olmadığını belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir . Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 5.882.88.-TL üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir . 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Davaya konu taşınmazın 01/02/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiraya verildiği, aylık kira bedelinin 1.300.00....
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davaya konu kiralananı 01.03.2009 tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile lokal olarak işletilmek üzere davalı Belediyeden kiraladığını, müvekkilinin, kiralananı bizzat işletmediğinden bahisle davalı ... tarafından ruhsatının iptal edildiğini Belediyeden temin ettiği belgelerden öğrendiğini, sonrasında ise Belediye itfaiye ekipleri ile kiralananın kilidinin davalı ... tarafından değiştirilerek, kullanmasına engel olunduğunu, 2 aydır kiralananı kullanamadıklarını belirterek, kiralananı kullanamaması nedeniyle 12.000 TL ve kira parasından peşin ödenen 6.000,00 TL nin iadesini talep etmiştir. 31.05.2011 tarihinde davasını ıslah ederek ayrıca 35.000 TL kiralanana yapılan masraflar nedeniyle talepte bulunmuştur....
Davalı kiracı kiralananı 22.05.2013 tarihinde tahliye ettiğini bildirmiş ise de anahtar teslimini usulüne uygun olarak yazılı bir delil ile kanıtlayamamıştır. Davacı alacaklı takip talepnamesinde yeniden kiraya verilebilecek süre için alacak isteminde bulunduğuna göre, kiralananın tahliye edildiğini kabul etmiş bulunmaktadır. Bu durumda Mahkemece davacıdan kiralananı hangi tarihte teslim aldığı sorulup, kiracının bu tarihten itibaren kiralananın yeniden kiraya verilebilmesi için gereken makul süre kirasından sorumlu olacağı dikkate alınmalıdır. Taraflar sözleşmenin 15. Maddesinde; kiracının kiralananı boşaltmak istemesi halinde 2 ay önceden ihbar şartı öngörmüş olup, davalı kiracı kiralananı ihbar koşuluna uygun olarak tahliye ettiğini kanıtlayamadığından, makul sürenin tarafların kararlaştırdığı 2 ay olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece kiralananın teslim tarihinden itibaren 2 aylık kira bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
Borçlar Kanununun 256 ve 6098 sayılı TBK. nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır. Anılan madde hükmü gereğince akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesine karar verilebilmesi için kiracıya akde aykırı davranışına son vermesi hususunda kiralayan tarafından süreli bir ihtar tebliğ ettirilmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Olayımıza gelince; Davaya dayanak yapılan 01.10.2011 başlangıç tarihli ve dört yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralananın güzellik merkezi olarak kullanılacağı yazılıdır. Sözleşmenin 1. maddesinde “kiracı kiralananı başkasına devredemez, kiralayamaz, hiçbir biçimde kullandırılamaz, birlikte kullanamaz, ortak alamaz, kullanım biçimini kısmen dahi değiştiremez ” şeklinde düzenleme mevcuttur....
Davalı, kiralananla yandaki dükkan arasındaki duvarın kaldırılması halinde binanın yıkılacağından işyeri olarak kiralananı kullanamadığını ve davacıya teklifte bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....