Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vergi Dairesinin 28.02.2010 tarihli yazısına göre davalı şirketinin iş terk ettiği ancak tasfiyenin yapılmadığı bildirildiğinden bahisle davalı lehine verilen kira şerhlerinin terkini isteminde bulunmuştur. Mahkemece, kira sözleşmesinin 18.03.2009 tarihinde 7 yıl süre ile tapuya şerh edildiği, dava tarihi itibariyle şerh süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Borçlar Kanununun 255. ve bunun paralelinde olan 277. maddesi gereğince bir taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir. Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi düzenlemesi ile de tapu kütüğüne şerh edilebilecek kişisel haklar arasında kira sözleşmesinden kaynaklanan kiracılık hakkı da sayılmıştır....

    Kira konusu 10 numaralı parselin bulunduğu yerde imar çalışmaları yapılmış ise de, uygulama aşamasına geçmediği üstelik kiralananın bütünü ile imar uygulamasında yola terk edilmediği de sabittir. Gerek Borçlar Kanununun 255. ve gerekse buna paralel 277.maddeleri gereğince bir kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmesi kiracının hukuki durumunu kuvvetlendirerek kira ilişkisinden doğan haklarını üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir hale getirir. Bu yönü ile şerh sonraki maliklere karşı da bir bakıma ayni bir etki gösterir. Kısaca, tapuya şerh edilerek güçlendirilen kira sözleşmesi yukarıda sayılan nedenlerin varlığı ileri sürülerek feshedilmediği sürece kiracıya kiralanandan kullanma ve yararlanma hakkı sağlar. Yararlanmanın ne şekilde sürdürüleceğinin önemi yoktur. Diğer taraftan adi kirada kiracının hasılat kira sözleşmelerinde olduğu gibi kiralananı işletme borcu da bulunmamaktadır....

      Somut olayda; davanın niteliği,akdedilen kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmesi istemine ilişkin olup davaya konu 09.04.2010 başlangıç tarihli 20 yıl süreli kira sözleşmesinde tapuya şerh konulacağına yönelik herhangi bir hüküm bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de, bu yüzden kararın bozularak yeniden yargılama yapılmasında yarar görülmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün değiştirilen bu gerekçe ile 6100 Sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK'nın 438.maddesi gereğince düzeltilerek ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        anlaşılmakla, takip konusu kira borcunun kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmemesinden dolayı muaccel hale gelmediği gerekçesiyle davacı tarafın itirazın kaldırılması ve tahliye talebinin reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine hükmedildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

          Dava, kira sözleşmesinin taşınmazın tapu kaydına şerh edilmesi ve kira sözleşmesinin tapuya şerhine kadar kira bedellerinin tahakkuk etmediğinin tespiti istemine ilişkindir....

            anlaşılmakla davalı vekilinin organik bağa ilişkin istinaf nedeninin yerinde görülmediği, her iki sözleşmenin yürürlüğü kira sözleşmesinin tapuya şerh olgusuna bağlandığından kira sözleşmesi tapuya şerh edilmediğinden yürürlüğe girmediği, bu sebeple davacı dahil tarafların hiç bir edimini yerine getirmediği, taşınmazın malik tarafından sözleşmenin imzasından sonra 16.12.2011 tarihinde 3. şahsa satıldığı, bu süre içinde davacının edimin ifasını istemediği, mahkemece celp edilen tapu kaydından asıl kiracı davalı ile malik arasındaki kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmediğinin anlaşıldığı, davalı taşınmaz maliki olmadığından kira sözleşmesinin tapuya şerhini sağlamasının da mümkün bulunmadığı, kira sözleşmesi tapuya şerh edilmediğinden yürürlüğe girmediği, davacının da davalıya bir yatırım yaptığı, bedel ödediği yolunda bir iddia ileri sürmediği, 09.10.2013 tarihli ihtara kadar sessiz kaldığı, kira sözleşmesi ve bayilik sözleşmesinin yürürlüğünü davalıdan talep etmediği, ihtar tarihi...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin tapuya şerh edilmesi talebi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Sözleşmenin tapuya şerh edilmesi talebi davasına dair karar, davacı ve davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş ancak davanın niteliği itibari ile duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin taşınmaz üzerine şerh edilmesine, dava konusu taşınmaz üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına, karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir....

                Davalı vekili ise davacının kiralayan sıfatının bulunmadığını, önceki kira sözleşmesi tapuya şerh verildiği için müvekkilinin sözleşmenin tarafı haline geldiğini, davalının kiracı konumunda olmadığından, kendisine karşı tahliye davası açılamayacağını davanın reddini savunmuştur. Mahkemece taraflar arasında imzalanmış veya zımnen uygulamaya konulmuş herhangi bir alt kira sözleşmesinin bulunmadığı ve mülkiyet hakkının tapuya şerh edilerek kuvvetlendirilen şahsi haktan üstün olduğu, davacının kuvvetlendirilmiş şahsi hakkına dayanarak ayni hak sahibi olan davalının dava konusu yerden tahliyesini isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava kişisel hakka dayanan müdahalenin men'i istemine ilişkindir. Davacı ... ile dava dışı ... arasında imzalanan 16.01.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesi tapuya şerh verilmiş olup, kiralanan 24.06.2003 tarihinde davalı tarafından satın alınmıştır....

                  Ancak, bu açıklamalardan her türlü kişisel hakkın tapu kaydına şerh edilebileceği anlamı çıkartılmamalıdır. Yasalarda şerh edilebilecek kişisel haklar sınırlı sayıda gösterilmiş, kira sözleşmesinden kaynaklanan ve kişisel hak niteliğinde olan kiracılık hakkı da tapuya şerh edilebilecek haklardan olup gerek Borçlar Kanunu da gerekse ... Medeni Kanununun da düzenleme yeri bulmuştur. Borçlar Kanununun 255. ve bunun paralelinde olan 277. maddesi gereğince bir taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir. ... Medeni Kanununun 1009. maddesi düzenlemesi ile de tapu kütüğüne şerh edilebilecek kişisel haklar arasında kira sözleşmesinden kaynaklanan kiracılık hakkı da sayılmıştır. Gerek Borçlar Kanununun 255/2.maddesinde, gerekse ......

                    Önalım sözleşmesinin tapuya şerh edilmiş olması şahsi nitelik taşıyan hakka ayni hak vasfını kazandırır. Şerh bu hakkı güçlendirir ve herkese karşı ileri sürülebilir hale getirir. Hakkın tapuya şerh edilmesi mal sahibinin taşınmazını satmasını engellemez. Önalım sözleşmesi tapu siciline tescil edildikten sonra mal sahibi taşınmazını üçüncü kişiye satarsa o takdirde alacaklı üçüncü kişi hakkında da önalım hakkını kullanabilir. Somut olayda; davacı, sözleşmeden kaynaklanan önalım hakkının tanınmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kira sözleşmesinde yer alan düzenlemenin sözleşmeden doğan önalım hakkı niteliğinde olup olmadığı ve tapu siciline şerh verilip verilmediği noktalarındadır....

                      UYAP Entegrasyonu