"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, tapuda miras bırakanları adına kayıtlı 2 parsel sayılı taşınmazın, davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, kiracı olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, " taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, tüm iştirakçıların katılmadığı, kira sözleşmesinin hukuken geçerli olamayacağı, bu nedenle elatmanın önlenmesi isteği ile belirlenecek ecrimisil yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Yukarıda alıntısı yapılan Yargıtay içtihatı ve TBK'nın 310. maddesinde belirtildiği üzere, yeni malik davacı, eski malik ile kiracı arasında yapılan kira sözleşmesinin tarafı olmuştur. TMK'nın 6. ve HMK'nın 190. maddeleri gereğince kira sözleşmesinin muvazaalı olduğunu iddia eden davacı taraf bu hususu ispat yükümlülüğü altındadır....
Somut olayda, kira alacağı ve diğer giderler için yapılan icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davası ile, bu davanın davalısı tarafından açılan itirazın iptali, tahliye, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davaları birleştirilmiştir. Burada hemen belirtilmesi gereken bir diğer yön ise birleştirme kararı verildiğinde mahkemenin birleştirilen her bir dava için ayrı ayrı görevli olması gerektiğidir. Davalardan birisi yönünden dava değeri mahkemenin görevini aşıyor ise mahkemece birleştirilen davaların tamamına görevsizlik kararı verilmelidir. Eldeki davada, menfi tespit, itirazın iptali istemleri açısından Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olmasına rağmen konut olarak kullanılan taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemi açısından dava değeri sulh Hukuk Mahkemesinin görevini aşmaktadır....
Asliye Hukuk ve ... 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davalı tarafından haksız yere işgal edilen taşınmazda elatmanın önlenmesi ve ecrimisil bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu, davacının talebinin taşınmaz kira alacağına ilişkin olduğu, 1086 Sayılı Humk'nun 8/2-1 maddesi uyarınca davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, yapılan keşif sonucu elatmanın önlenmesi istenen taşınmazın değeri ve ecrimisil bedeli toplamının 171.136,96 TL olduğu, bu miktarın dava tarihi itibariyle sulh hukuk mahkemesinin görev sınırını aştığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kira sözleşmesinin tarafları arasında kira ilişkisine dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay (6.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
müdahalenin meni ve kira sözleşmesinin feshine ilişkin Ankara 54....
nın kayıtttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı ancak davalı ... ile diğer davalı ... ve ... arasında kira sözleşmesinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;elatmanın önlenmesi isteği yönünden yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin elatmanın önlenmesine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği ve Türk Medeni Kanununun 691. maddesi ile 06.05.1955 tarih ve 12/18 sayılı İnançları Birleştirme Kararında düzenlendiği üzere paylı mülkiyet konusu taşınmazın kiraya verilmesi pay ve paydaş çoğunluğuna bağlıdır. Somut olayda; çekişmeli taşınmazda kayden paydaş olan davalı ... ve davalı ... ile diğer davalı ...'...
Davacı, malik olduğu 478 ada 32 parsel sayılı arsa vasfındaki taşınmazını dava dışı Mesut Yokarı’ya 5 yıllığına yed-i emin deposu olarak kullanılmak üzere kiraladığını, ancak haricen yaptığı araştırma sonucu belli bir süre sonra işletmenin el değiştirip, davalı tarafından çekişme konusu taşınmazla ilgili kendisinin de taraf olduğu sahte kira sözleşmesi düzenlenerek ve bu sözleşme kullanılarak Belediye’den iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alındığını öğrendiğini, davalı ile aralarında sözlü veya yazılı herhangi bir kira sözleşmesinin bulunmadığını, davalının taşınmazda fuzuli şagil olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, aşamada verdiği ıslah dilekçesi ile davalının fiilen işgal ve kullanımında olan 478 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32 parsel sayılı taşınmazların tamamına yapılan elatmanın önlenmesi ve muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir....
Asıl davada; davacı vekili, davalının kira sözleşmesi uyarınca dava konusu taşınmazı kullandığını, ancak kira sözleşmesinin süresi bitmesine rağmen taşınmazı fuzuli olarak işgal ettiğini ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesini talep ve dava etmiştir. Birleştirilen davada; davacı vekili, dava konusu yere ilişkin her ne kadar bilahare kira sözleşmeleri yapılmış ise de bu kira sözleşmelerinin idarelerin kamu gücünü kullanması sonucunda baskı ve korkuyla imzalandığını, müvekkilinin dava konusu yerleri esasen 2005 tarihli yap-işlet-devret sözleşmesine istinaden kullandığını ve herhangi bir ücret ödememesi gerekirken kendisinden kira bedeli alındığını, yap-işlet-devret sözleşmesinin ortadan kaldırılmasına ilişkin herhangibir bir beyan veya anlaşma olmadığını ileri sürerek tespit ve alacak isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, asıl davanın husumet nedeniyle reddine, birleşen davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir....
İnşaat Malzemeleri Ltd Şirketinin olduğu, öte yandan davalının dosyaya sunmuş olduğu kira sözleşmesinin Turgut Özal Mahallesi 2213 Sokak no:18/B No:36 nolu adresteki taşınmaza ilişkin olduğu, başlangıç tarihinin 24.04.2013, kiraya verenin S.S ... Yapı Kooperatifi, kiracının ise ... İnşaat Malzemeleri Limited Şirketi olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talepli eldeki davada; Mahkemece keşif yapılarak dava konusu taşınmazın tam olarak tespit edilmesi ve toplanan diğer delillerle birlikte talep açısından değerlendirme yapılarak ona göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kabule göre de; davanın, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talepli olarak açıldığı Mahkemece taraflar arasında kira sözleşmesi olduğu kanaatine varılması halinde davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken, görevden ret kararı verilmesi de doğru olmamıştır....