HMK'nın 390/3 maddesi gereğince tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir. Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir....
akdedilmiş olan kira sözleşmesi süresinin ve TBK'da öngörülen sürelerin sonuna kadar kiracılılık sıfatının devam ettiğinin tespiti ile muarazanın menine ve davalarının kabulüne, somut davaya konu Türk Borçlar Kanununa tabi kira sözleşmesinin feshine yönelik encümen kararının hükümsüz ve geçersiz olduğunun ileride verilmesi muhtemel bir tahliye kararının ika edilemeyeceği hususlarında davalı idarenin savunması alınmadan ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, ihtiyati tedbir talebimizin öncelikle teminat alınmasına gerek olmaksızın kabulüne, mahkeme aksi kanaatte ise teminat alınması şartıyla kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. H.M.K'nın 399/I. madde hükmüne göre (1) Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. (2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. Haksız ihtiyati tedbirden dolayı tazminat davası, aleyhine haksız olarak ihtiyati tedbir konulmuş olan kişi (asıl davanın davalısı) tarafından, haksız ihtiyati tedbir koydurtmuş olan tarafa (asıl davanın davacısına) karşı açılır. Bu dava, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır....
ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin bu aşamada reddine, işbu tensip tutanağının davacı tarafa tebliğine karar verilmiştir....
HMK'nun 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için talep edenin iddialarını yaklaşık olarak ispatlaması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARI : "Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine," şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 01.10.2002 tarihli hasılat kira sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan fiili müdahalenin önlenmesi için muarazanın giderilmesi, tek taraflı feshi işleminin geçersizliğinin tespiti ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemleri ile açılmıştır. Davalı sözleşmenin, sözleşmede öngörülen süre içinde fesh edildiğini, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapıldığından anılan kanunun 75.maddesi uyarınca mecura el koymanın yasal olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiş, hükmü davalı kiralayan temyiz etmiş, dairemizce onanmıştır. Davalı, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Gerçekten, taraflar arasındaki 01.10.2002 başlangıç tarihli hasılat kira sözleşmesi 3 yıl sürelidir. Kira ilişkisinin 30.09.2005 tarihinde sona ereceği sözleşmede kararlaştırılmıştır....
GEREKÇE: Talep; "kira sözleşmesinden kaynaklı ihtiyati tedbir" istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun onuncu kısmı "Geçici Hukuki Korumalar" başlığı altında ihtiyati tedbir müessesini düzenlemiştir. Aynı Yasa'nın “ihtiyati tedbirin şartları” başlıklı 389. maddesinin birinci fıkrasında "mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" hükmü öngörülmüştür. HMK'nun 390/3. maddesi gereğince tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır....
Şti. arasındaki asıl kira sözleşmesinin 28.06.2022 tarihli fesih protokolüyle karşılıklı olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. Asıl kira ilişkisinin sona ermesine bağlı olarak alt kira sözleşmesinin de sona erip ermediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmakta olup, bu durumda; davalı ile, dava dışı Anfa... Ltd. ŞTi arasındaki alt kira sözleşmesinin de sona erip ermediği ve davacının alt kira sözleşmesinden doğan kiracılık haklarını asıl kira sözleşmesinin kiraya vereni olan davalı belediyeye yöneltip yöneltemeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmakta olup uyuşmazlığın niteliğinin yargılamayı gerektirdiği, sunulan kanıtlara göre davacının davanın esası yönünden haklılığını yasaya uygun şekilde ve yaklaşık olarak ispat edemediği, öte yandan uyuşmazlığın esasını halleder nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği anlaşılmaktadır....
İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; taşınmazın, davacı tarafından ihale yoluyla 01/11/2012 tarihinde 1 yıl 1 aylığına kiralandığı, kira süresi dolduktan sonra birer yıl süreyle kira sözleşmesinin yenilendiği, davalı idarece 11/11/2015 tarih ve 2280 sayılı yazı ile, kira süresinin 31/12/2015 tarihi itibarıyla sona ereceği, söz konusu yerin ihale ile yeniden kiraya verileceği ve iş yerini boşaltmadan ihaleye katılmasının mümkün olduğunun davacıya bildirildiği, davacı tarafından Muğla Sulh Hukuk Mahkemesi'nde kiracılık sıfatının tespiti ile tahliyeye ilişkin olarak açılan davada ihtiyati tedbir kararı verildiği, ihaleye katılmayan davacı tarafından ihalenin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; Davacının kira sözleşmesinin süresinin dolduğu, iş yerinin ihale ile yeniden kiraya verileceği kendisine bildirilmiş olmasına rağmen ihaleye katılmadığı, kiracılık sıfatının tespiti ile tahliyeye ilişkin olarak açılan davanın da reddine karar verildiği anlaşıldığından, dava konusu ihalede hukuka...