Uyuşmazlık, kira parasının tahsiline yönelik yapılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre temyiz eden davalı vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince, Davacı vekili, davalının 1.1.2008 başlangıç tarihli sözleşme gereğince kiracı olduğunu, kira borcunu ödememesi nedeniyle, davalı hakkında tahliye istemli icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiği gibi yasal sürede borcunu da ödemediğini belirterek, itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, takibe konu kira borcunun elden ödendiğini, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Buna göre sözleşme hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde yukarıda yasal tarifi yapılan kira sözleşmesi unsurlarının mevcut olmadığı, sözleşmeye konu konukevinin (yurt binalarının) kullanılmasının tamamen davacı şirkete bırakılmadığı, her ne kadar 'kira sözleşmesi' olarak başlıkta belirtilmiş ise de ihae şartnameleri, ekleri, sözleşmenin şartlarını düzenleyen ilgili maddeleri ve diğer sözleşmeler bir bütün halinde ele alındığında sözleşmenin hizmet alım sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla; dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan ve taraflar arasında bu sözleşmeye ek olarak yapılan kira sözleşmesi uyarınca sözleşmenin devam ettiğinin tespiti istemine ilişkin olup taraflar arasındaki ilişki kanuni anlamda kira ilişkisinden farklı olarak hizmet alımına dayanmaktadır....
Sayılı kararında; Kira tespit istemli davada taraflar arasında 15.05.2010 başlangıç tarihli 2 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu, ilk iki yıl için kira parasının artırılması şartının bulunduğu sonraki dönemlere ilişkin her hangi bir tespitin bulunmadığından davacının 15.05.2015 tarihinden itibaren kira bedelinin tespiti talebinde bulunabilmesi için davanın yenilenen dönemin başlangıcından en geç 30 gün öncesindeki bir tarihte açılması yada kiraya veren tarafından bu süre içinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya yazılı bildirimde bulunulmadığına göre geriye dönük kira tespitininde istenemeyeceğinden 15.05.2015 tarihinden itibaren kira tespit talep şartlarının oluşmadığından reddine ancak yeni dönem olan 15.05.2016 tarihinden itibaren 2.000.00 TL olarak tespitine dair verilen kararda taraflar arasındaki sözleşmenin 10. maddesinde 1. Yıl kira parası belirtilerek 2....
İcra takibinde ve davada dayanılan ve karara esas alınan 1.8.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafından davalı hakkında ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/5954 sayılı icra dosyası ile 8.353.87 TL kira alacağı ve faizinin tahsili için tahliye istemli icra takibi yapılmış, davalı kiracıya 15.8.2012 tarihinde ödeme emrinin tebliği üzerine 22.8.2012 tarihli dilekçe ile takibe itiraz edilirken borcun 6.000 TL’lik bölümüne karşı çıkılmayarak kabul edilmiştir. Ne var ki, davalı kiracı tarafından kabul edilen borcun bu kısmı, ödeme emri ile verilen otuz günlük süre içinde ödenmediğinden bu yönüyle kesinleşen takip nedeniyle davalı temerrüde düşmüştür. Bu durumda davacı kiralayanın kesinleştiği halde süresinde ödenmeyen kira borcu nedeniyle kiralayanın tahliyesini istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....
Davacı alacaklılar vekili 13.04.2015 tarihinde başlattığı haciz ve tahliye istemli icra takibi ile 15.10.2014 başlangıç tarihli sözleşmeye dayanarak aylık 16.000,00 TL’den 2015 yılı Şubat ve Mart ayları kira bedeli 32.000,00 TL’nin işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiş, davalı borçlu vekili takibe itiraz dilekçesinde; kira sözleşmesi ve teknik şartnameye göre yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğünün kiraya verenlere ait olduğunu, bu yükümlülüğün kiraya verenlerin kusuru ile yerine getirilememesi nedeni ile müvekkili şirketin kira borcu doğmadığını, ayrıca kira sözleşmesinde başlangıç tarihinin 15.10.2014 olarak belirlenmesine rağmen müvekkili şirketin kiralanana ancak 23.02.2015 tarihinde taşınabildiğini, yapı kullanma izin belgesinin ise 06.03.2015 tarihinde alındığını, kiralanan taşınmaz 23.02.2015 tarihinden itibaren kullanılmaya başlandığından 2015/Şubat ayına ilişkin kira bedeli borcunun doğmadığını, 2015/Mart ayına ilişkin kira bedelinin ise 19.03.2015 tarihinde davacılar adına...
KARAR Davacı alacaklı, 13.04.2015 tarihinde başlattığı haciz ve tahliye istemli icra takibi ile 15.10.2014 başlangıç tarihli sözleşmesine dayanarak aylık 4.000,00 TL’den 2015 yılı Şubat ve Mart ayları kira bedeli 8.000,00 TL’nin işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiş, davalı borçlu vekili, kira sözleşmesi ve teknik şartnameye göre yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğünün kiraya verenlere ait olduğunu, bu yükümlülüğün kiraya verenlerin kusuru ile yerine getirilememesi nedeni ile müvekkili şirketin kira borcu doğmadığını, ayrıca kira sözleşmesinde başlangıç tarihinin 15.10.2014 olarak belirlenmesine rağmen müvekkili şirketin kiralanana ancak 23.02.2015 tarihinde taşınabildiğini, yapı kullanma izin belgesinin ise 06.03.2015 tarihinde alındığını, kiralanan taşınmaza 23.02.2015 tarihinden itibaren kullanılmaya başlandığından, 2015/Şubat ayına ilişkin kira bedeli borcunun doğmadığını, 2015/Mart ayına ilişkin kira bedeli için 19.03.2015 tarihinde davacılar adına ayrı ayrı 2.000,00 TL olmak...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava hizmet tespiti talebine ilişkindir. Hizmet tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 79. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de,davanın maddesi, hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın yerleşmiş içtihadı gereğidir. 506 sayılı Yasanın 2’nci maddesinde tanımını bulan “sigortalı” tabiri ile, bir hizmet akdine dayalı olarak işveren tarafından çalıştırılan kişi ifade edilmektedir. Hizmet akdinin temel unsurları ise, zaman ve bağımlılıktır....
Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istemli icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın faiz alacağı yönünden kaldırılmasına ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazı 23.07.2009 tarihinde satın aldığını, davalı ile önceki malik arasında yapılmış olan kira sözleşmesi gereği, kira bedellerini ödemesi için davalıya ihtarname gönderdiğini, davalının 2009 yılı Kasım ayı kira parasını ödememesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla tahliye istemli icra takibi başlatıldığını, davalının kira bedeli olan 1325 TL yi yasal sürede müvekkilinin hesabına yatırdığını, ancak takip dosyasında var olan faiz, takip masrafı ve vekalet ücretini ödemediğini, borca da itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira uyarlama istemli Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira uyarlama istemli davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmediğinden, mahkemece 18/03/2013 tarih ve 737-1660 sayılı kararla temyiz dilekçesi reddedilmiş, red kararı yasal süre içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Hüküm temyiz talebinde bulunana 12/02/2013 tarihinde tebliğ olunmuş ve temyiz dilekçesi sekiz günlük yasal süre geçtikten sonra 26/02/2013 tarihinde verilmiştir....
Somut olayda; Davacı vekili, 01.02.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak 2009 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayları toplam 14.065,61 TL kira parasının tahsili için ... 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009 / 2113 sayılı dosyası ile tahliye istemli icra takibi yapmıştır. Davalının takibe itiraz etmesi üzerine kira alacağının tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istenmiş olup tahliye isteminde bulunulmadığı gibi yargılama aşamasında davacı vekili tahliye istemleri bulunmadığını beyan etmiştir.Bu durumda davanın sadece kira alacağının tahsiline yönelik olduğu açıktır. Davalıya tahliye istemli ödeme emri gönderilmesi açılan davadaki istek itibariyle tahliye talebinde bulunulduğunu göstermez. Kira alacağına yönelik itirazın iptali davası bağımsız olarak açıldığında görevli mahkeme kira alacağının miktarına göre tayin edilir. Davacının talebi 14.605,61TL kira alacağına ilişkin itirazın iptali olduğundan davaya bakmak HUMK.'...