WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf sebepleri: Davacı, 11.10.2021 tarihinde süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; davalı tarafın, takip talebinde borç sebebini “22.11.2019 tarihli hizmet faturasından kaynaklanan bakiye alacak” olarak gösterdiğini, takip dayanağı bir hizmet faturasına dayandırdığını, iki tacir arasında görülen bu dava nisbi nitelikte ticari dava olduğundan Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davalı tarafın cevap dilekçesinde davacı şirketle kira ilişkisinin bulunduğunu belirtmesi üzerine yerel mahkemece takip talebindeki "hizmet faturası" kaydı hiç gözetilmeksizin derhal görevsizlik kararı verildiğini, oysa ortada kira sözleşmesinden kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmadığını, faturadan kaynaklı (kira faturası da değil) bir menfi tespit uyuşmazlığı bulunduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    nin beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçuna yönelik kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; Her ne kadar birinci haciz ihbarnamesine itiraz eden sanık kira bedelini peşin olarak ödediğini beyan etmiş, mahkemeye delil olarak sunduğu kira sözleşmesinin birinci sayfasında da bir yıllık kira parasının nakden peşin olarak alındığı şeklinde ibare bulunmakta ise de, kira sözleşmesinin ikinci sayfasında yer alan özel şartların 5.maddesindeki kira bedelinin her ay elden veya ev sahibinin verdiği (sözleşmede yazılı) banka hesabına yatırılacağına ilişkin açıklama karşısında anılan banka hesap kayıtları getirtilerek, sanık tarafından bu hesaba kira ödemesinin aylık olarak yapılıp yapılmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme ile beraatine...

      Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu yerin yeniden boş olarak kiraya verilmesi halinde aylık 7.500.00 TL kira getireceği belirtilmesine rağmen, mahkemece aylık net 7.000.00 TL olarak kira bedelinin tesbit edilmesi hak ve nesafet ilkesine uygun olmayacak şekilde yüksek olup doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemektedir. Yine, yerleşik Yargıtay kararları uyarınca kira parasının brüt olarak tespiti esas olup, net kira bedeline karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 1.bendinde yer alan "...net 7.000.00 TL..." ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "...6.750.00 TL" yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 16.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        İcra Mahkemesi Sanık ...’ın gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan cezalandırılması ve İİK’nun 89/4.maddesi gereğince tazminata mahkum edilmesi istemiyle açılan davada sanığın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekilleri tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının onama-bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik olarak verilen hükmün temyiz incelemesi sonucunda; Üçüncü şahıs konumunda bulunan sanığın, kiraladığı taşınmazı inşaat halinde teslim alıp, asıl borçlu ile yaptığı anlaşma gereği kiralanan taşınmazın ince inşaatını yapıp, yaptığı masrafların hesaplanarak kira bedelinden düşürüldüğünü bu meblağın ise iki yıllık kira bedeline karşılık geldiğini iddia etmiş ise de; kira sözleşmesinde kira bedelinin "her ay peşin" olarak ödeneceğinin belirlenmiş olması, diğer taraftan mecurun ince inşaatının kiracı...

          Davacı alacaklının kira alacağı nedeniyle davalı borçlu hakkında tahliye istemli olarak başlatmış olduğu icra takibine itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin yargılamayı gerektirmesi gerekçesi ile reddine karar verilmesi üzerine karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan ve karara esas alınan 07.04.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklı 20.06.2008 günü başlatmış olduğu icra takibinde 2006 yılı Ekim ayından 2008 yılı Haziran ayına kadar işlemiş toplam 26.637,- TL kira alacağının 2.149,- TL faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Davalı borçlu süresinde ki itirazında kira sözleşmesine ve kira miktarına ve faize karşı çıkmamış kiralanana yapılan masrafların kira parasına mahsup edildiği itirazında bulunmuştur. Bu durumda takip miktar yönünden kesinleşmiştir....

            Davacı vekili tarafından, 01/01/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanılarak, 06/07/2012 tarihinde başlatılan tahliye istemli icra takibi ile Mayıs/2011-Temmuz/2012 arası ödenmediği iddia olunan 11.400.TL birikmiş kira alacağının tahsili istenmiştir. Davalı borçlu, süresinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde, borcunun olmadığını belirtmiştir. İcra İflas Kanunu'nun 62 ve 63.maddelerinde itiraz süresi, şekli ve sebepleri düzenlenmiştir. Kural olarak borçlu itirazında bildirdiği sebeplerle bağlıdır. Davalı borçlu kira ilişkisine ve istenilen kira bedeline itiraz etmemekle, kira ilişkisini ve kira miktarını kabul etmiş olup, borçlu kira bedellerini ödediğini İİK. 269/c maddesindeki belgelerle kanıtlamakla yükümlüdür. Bu durumda mahkemece bu hususlar gözönünde bulundurularak, işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

              Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Bursa Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesinde ana hizmet binası ve bahçesinde bulunan toplam 106,00 m2’lik ticari alanın 1 yıl süre ile büfe/kantin/kafeterya yeri olarak kullanılmasına dair ihale ile sözleşme akdedildiğini ve mecurun 06.12.2019 tarihinde yer teslimi yapılarak davacıya teslim edildiğini, Davacı tarafın faaliyetinin geçici süre ile durdurulan işletmeler kapsamında olmadığını, pandemi nedeniyle işleri azaldığını, bu nedenle de kira bedelinin uyarlanmasını ve tedbiren de kira bedelinin düşürülmesi yönünde talepte bulunmakta ise de “işlerin azalması” ifadesinin tamamen soyut bir kavram olduğunu, cironun ne miktarda azaldığı hususunda dosyaya somut bir veri ibraz etmeksizin kira bedelinde %70 oranında indirim talep ettiğini, Davacı şirketin idareye 15.11.2019 tarihinde 68.000,00 TL ve 09.03.2020 tarihinde 68.000,00 TL kira ödemeleri yaptığını fakat 06.06.2020 ve 06.09.2020 vade tarihli kira bedellerini ödemeyerek idareye 136.000,00 TL...

              Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Bursa Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesinde ana hizmet binası ve bahçesinde bulunan toplam 106,00 m2’lik ticari alanın 1 yıl süre ile büfe/kantin/kafeterya yeri olarak kullanılmasına dair ihale ile sözleşme akdedildiğini ve mecurun 06.12.2019 tarihinde yer teslimi yapılarak davacıya teslim edildiğini, Davacı tarafın faaliyetinin geçici süre ile durdurulan işletmeler kapsamında olmadığını, pandemi nedeniyle işleri azaldığını, bu nedenle de kira bedelinin uyarlanmasını ve tedbiren de kira bedelinin düşürülmesi yönünde talepte bulunmakta ise de “işlerin azalması” ifadesinin tamamen soyut bir kavram olduğunu, cironun ne miktarda azaldığı hususunda dosyaya somut bir veri ibraz etmeksizin kira bedelinde %70 oranında indirim talep ettiğini, Davacı şirketin idareye 15.11.2019 tarihinde 68.000,00 TL ve 09.03.2020 tarihinde 68.000,00 TL kira ödemeleri yaptığını fakat 06.06.2020 ve 06.09.2020 vade tarihli kira bedellerini ödemeyerek idareye 136.000,00 TL...

              Davacı alacaklı sözlü kira aktinin varlığına dayanarak ....900 TL. kira borcunun ödenmemesi sebebiyle, 28/05/2015 tarihinde haciz ve tahliye istemli icra takibi başlatmış, otuz gün ödeme süreli ödeme emri davalı borçluya 03/06/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu yasal sürede icra takibine itiraz etmemiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itiraz etmediğinden, taraflar arasındaki sözlü kira ilişkisinin varlığının ve takibe konu borç miktarının kesinleştiğinin kabulü zorunludur. Bu nedenle kesinleşen kiracılık sıfatı ve kira miktarı artık icra mahkemesinde tartışılamaz. Davalı borçlu takibe konu kira borcunu ödeme emrinde tanınan yasal süre içinde ödediğini kanıtlayamadığına göre kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

                Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile ödenen kira bedelinin geri alınması ve borçlu bulunmadığının tespiti istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira sözleşmesinde yıllık kira parası 15.000,00 TL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir. Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, istirdat ve menfi tespit istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu