Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz.” hükmünü 96/1. maddesi ise; “Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir.” düzenlemesini içermektedir. Sıralanan yasal düzenlemeler, eski hale getirme isteminde bulunabilmek; sürenin arzu ve ihtiyar dışında kaçırılmış olması; yeniden süre elde edebilmek için kanun yollarına başvurmanın olanaksız bulunması; eski hale getirme talebinin HMK 96. maddesinde öngörülen sürede dile getirilmesi koşullarına bağlamıştır....
Bu durumda; 11.999,85 m²'lik hafriyat dökülü alanın öncelikle eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, hafriyat dökülerek el atılan bölümün bedelinin fazla olması durumunda ise taşınmaz bedeli ile hafriyat dökülü bu bölüm için ecrimisil bedeline de hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile karar verilmesi, 2)Davacının el atmanın önlenmesi talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması, 3) Dava konusu taşınmaza 2011 yılı Haziran ayında el atıldığı belirtildiği halde, 2011 yılı Ocak – Haziran ayları arası ecrimisil bedeline de hükmedilmesi, 4)Eski hale getirme bedeli, kararın infazı sırasında belirleneceğinden infazda tereddüt yaratacak şekilde el atılan taşınmazın eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınması, 5) 6001 sayılı Karayolları Genel...
Ancak; Mahkemece yalnızca eski hale getirme kararı verilmekle yetinilmesi gerekirken kararın infazı aşamasında gözönünde bulundurulacak eski hale getirme masraflarına hükmedilmesi, Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendindeki (ve eski hale getirme tazminatının) cümlesinin çıkartılmasına, bu bendin sonuna (dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesine) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-Taşınmaz malikinin müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme istemli dava açması halinde, eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, zemin bedelinin az olması durumunda ise zemin bedeli ile yol olan bu bölüm için ecrimil bedeline de hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi, -Bu değerlendirmeler yapılırken, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendi uyarınca; tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza ürünlerin dekar başına verim miktarları İl/İlçe Tarım Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan dava yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan sorularak taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri belirlendikten sonra, bu gelir...
Dava konusu taşınmazın el konulan bölümlerin bedeli ile eski hale getirme masrafları ayrı ayrı hesaplanmış olup eski hale getirme masraflarının zemin bedelinden düşük olduğu anlaşıldığından eski hale getirme bedeline hükmedilmesinde ve bedelin hesaplanmasında yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak ; Hükme esas alınan raporda, dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesi için dolgu bedeli 96.968,21TL, hafriyatın nakliye bedeli 78.230,76TL ve serme, sulama ve sıkıştırma bedeli 404.558,16TL olmak üzere toplamda 579.757,13TL olarak hesaplanmıştır. Dava konusu taşınmazın eski hale getirme masrafının serme, sulama ve sıkıştırma bedeli hesabında, çakıl rayiç bedelinin düşülmemiş olması sebebi ile hükme esas alınan rapor ile fazla bedel tespiti doğru görülmemiştir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz üzerinden alınan hafriyat ve eski haline getirme bedelinin hesaplanması yapılırken kazı için 15.120.1002 pozundan faydalanılmıştır....
Ne varki, eski hale getirme bedeli infaz aşamasında gözetilecek bir husus olup, üstelik davacının öncelikli isteğinin eski hale getirme olduğu da göz önüne alınarak mahkemece el atmanın önlenmesi ile birlikte eski hale getirilmesi yönünde karar verilmesi gerekirken infaz aşamasında belli olacak eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınmış olması doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Eski hale getirme talebinin kabul edilebilmesi için sürenin arzu ve ihtiyar dışında elde olmayan bir sebeple kaçırılması (6100 sayılı HMK. md. 95/1), süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca başka bir hukuki yoldan ulaşılamaması (md.95/2), eski hale getirme talebinin engelin kalkmasından itibaren 2 hafta içinde yapılması (md.96/1), en geç nihai karar verilinceye kadar eski hale getirme talebinde bulunulması (md.96/2) gerekir. Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar nihai bir karardır. Nihai kararlara karşı temyiz yolu açık olup eski hale getirme talebinde bulunulduğu tarih itibariyle henüz temyiz süresi dolmamıştır. Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen sonuca, nihai kararın temyiz edilmesi suretiyle ulaşılması mümkün olduğundan eski hale getirme talebinde bulunulamaz. Yargılamadan el çekmiş olan mahkemelerin eski hale getirme yoluyla verdikleri nihai kararı değiştirme ya da ortadan kaldırmaları da usulen mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; CMK’ nın 42. maddesinin 1.fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında Dairemizce ve öncelikle karar verilmesi gerektiğinden, hükümlünün 27/03/2012 tarihli isteminin eski hale getirme ve temyiz istemi niteliğinde olduğu gözetilmeden yerel mahkemece 14/05/2012 tarihinde verilen eski hale getirme talebinin reddine dair ek kararın hukuken geçersiz olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Yokluğunda verilen 16.01.2007 tarihli hükmün, sanığın da katıldığı talimat duruşmasında görev alan müdafiine 25.01.2007 tarihinde tebliğ edildiği ve temyiz edilmediğinin anlaşılması karşısında sanığın eski hale getirme istemi ile, 16.01.2007 tarihli hükme yönelik temyiz...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık müdafiinin, 12/04/2016 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK'nın 42. maddesinin 1. fıkrasında, "süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir" şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında dairemizce karar verilmesi gerekip, öncelikle eski hale getirme istemi hakkında karar verilmesi gerektiğinden, mahkemenin temyiz isteminin reddine dair 14/04/2016 günlü ek kararının hukuken geçersiz olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen hükmün 22/03/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi karşısında; sanık müdafiinin yerinde bulunmayan eski hale getirme istemi ile 12.04.2016...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik/213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet, eski hale getirme talebinin reddine 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme mercii Yargıtay’ın ilgili dairesi olup, sanığın temyiz başvuru dilekçesi içeriği itibari ile eski hale getirme talepli olduğundan, mahkemenin 10.06.2016 tarihli ek kararının 2 no'lu bendindeki eski hale getirme talebinin reddine ilişkin bölüm kaldırılarak yapılan incelemede gereği görüşüldü; Sanığın 17.10.2015 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilen hükmü, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 09.06.2016 tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşıldığından, temyiz isteminin ve yerinde görülmeyen eski hale getirme talebinin...