Uyuşmazlık ve hüküm * ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi isteğine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 29.01.2007 tarihli kararının 2.. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.02.2008...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, ziynet eşyası bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Ancak, dava eşler arasında görülen çeyiz eşyasının iadesi niteliğinde olmayıp, dava kayınpeder ve kayınbiradere yöneltilmiştir. Bu davaların temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki Yargıtay 13.Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verilerek dosya dairemize gönderilmiştir. Bu nedenle dosyanın görev uyuşmazlığının çözümü için Yarıtay Birinci Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE 1.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
adet çamaşır makinası, 1 adet bulaşık makinası, 1 adet mikrodalga fırın, 1 adet ütü ve masası, 1 adet mutfak robotu, 1 adet blendir, 1 adet fritöz, 1 adet tost makinası,6 adet halı, perdeler, gümüşlük içi, yatak yorgan takımı, tencere seti, yemek takımları, sandık içinden ibaret ev eşyalarını davalı/karşı davacının çeyiz olarak getirdiğini, ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra davacı/karşı davalı tarafından alınarak bozdurulduğunu, ziynet ve ev eşyalarının davacı/karşı davalıda kaldığını, belirterek ziynet ve eşyaların aynen iadesi, aynen iade mümkün olmazsa bedelini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, eşler arasında ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir. Yargılama sırasında davalı tarafından, talep edilen ziynet eşyalarının bir kısmı iade edilmiş, fazlaya ilişkin kısıma yönelik olarak da davacı feragat ettiğinden, teslim edilen ziynet eşyaları yönünden, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, feragat edilen fazlaya ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir....
Davacı kadın 20.09.2017 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiğinden bu hususta bir karar verilmek üzere boşanma ve ferilerine yönelik hükmün bozulması gerekmiştir. 2-Davacı kadının katılma yoluyla temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı kadın katılma yoluyla ziynet eşyasının iadesi talebinin reddini temyiz etmiştir. Katılma yoluyla temyiz isteği asıl temyiz isteğine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı erkeğin ziynet eşyasına ilişkin bir temyizi bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı kadının katılma yoluyla temyiz isteği incelenemeyeeeğinden, ziynet eşyası davasının reddine yönelik katılma yoluyla temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Boşanma ve ferilerine yönelik hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davacı kadının ziynet eşyası davasının reddine yönelik katılma yoluyla temyiz isteğinin ise yukarıda 2....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, iadesi mümkün değilse bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden kimseye düşer. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Somut olayda, davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise kadın tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Bu bağlamda kural olarak davacı kadın, dava konusu ettiği ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken bunların zorla elinden alındığını, ziynetlerin müşterek hanede ya da davalıda kaldığını ispat etmek zorundadır. Zira; olağan olan ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir....
Davalı-karşı davacı erkeğin kişisel eşyasının iadesi talebi boşanma talebinin eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz. Mahkemece, Davalı-karşı davacı erkeğe kişisel eşyasının iadesi talebi yönünden nispi harcın ikmali için süre verilmesi (Harçlar Kanunu m. 30-32) harç noksanlığı giderildiği takdirde, bu talebin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi, harcın ikmal edilmemesi halinde ise Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde davacı-karşı davalı erkeğin ziynetleri aldığını, kendi annesi üzerine tarla satın aldığını iddia etmiş, davacı-karşı davalı erkek ise süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının kadında olduğunu savunmuştur. Dosya içerisinde bulunan fotoğraflar üzerinde kuyumcu bilirkişi rapor hazırlayarak dosyaya sunmuş olup ziynetlere ilişkin bizzat görgüye dayalı tanık beyanı bulunmamaktadır. Davalı-karşı davacı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından alındığını ve kendisine geri verilmediğini ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Davalı-karşı davacı kadının tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanı bizzat görgüye dayalı olmayıp aktarımdan ibarettir. Tanıkların iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır....
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Diğer yandan evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğini, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iade yükümlülüğünden kurtulur....