Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2022 NUMARASI : 2021/166 ESAS 2022/502 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından alınarak iade edilmediğinden bahisle ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 100,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 27/04/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de, dava değerini 71.159,00 TL olarak ıslah etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı altınlarla ilgili cevap vermemiş, duruşmada altınların davacının kişisel ihtiyaçları ve borçları için kullanıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

Dava, evlilik birliği kurulurken davalıya düğünde alınan ziynet eşyası ve diğer eşyaların hibe olduğu iddiasıyla bağıştan dönülmesine ilişkindir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde; söz konusu ziynetlere ilişkin davacıya herhangi bir taahhüt verilmediğini, davacının kendi hür iradesi ve isteği ile ziynetleri bozdurduğunu belirterek, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; ziynet alacağına ilişkindir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının kanıtlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....

Bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesinde çeyiz ve kişisel eşyalarının aynen veya olmazsa bedelinin iadesini talep etmiş mahkemece talebin kısmen kabulü ile bilirkişi raporu dikkate alınarak muhtelif çeyizler, mutfak araç ve gereçleri, nevresim takımları, yatak örtüsü takımları, battaniyeler, yorgan ve yastıklar, perdeler, pike takımları, havlular, bohemya china yemek takımı, tencere tava vs., bir adet osman hamdi bey kaplumbağa terbiyecisi baskılı tablo, kristaller, osmanlı kahve takımı, biblolar, kişisel eşyalar ve ayakkabılardan oluşan eşyaların aynen iadesine olmadığı taktirde bedellerinin iadesine karar verilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece, davacının ziynet eşyası ve eşya iadesine ilişkin davasının HMK.nun 119 ve 120. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....

    Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hukuk Genel Kurulunun 05/05/2004 tarihli ve 2004/4- 249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220. maddesinde kişisel mallar sayılmıştır. Kanun gereğince kişisel malların birincisi eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, ikincisi mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, üçüncüsü manevi tazminat alacakları, dördüncüsü ise kişisel mallar yerine geçen değerlerdir....

    Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir değer olan davalarda davanın kısmen kabulü halinde, kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davacı lehine kabul edilen tüm miktar üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ise reddedilen tüm miktar üzerinden, tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Davacı kadın davasını ziynet ve çeyiz eşyası alacağı olarak açmış, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava dilekçesinde 5.000,00 TL alacak talep etmiş, ziynet yönünden verdiği ıslah dilekçesinde toplam 5.000,00 TL'lik talebin 2.500,00 TL'sinin ziynet yönünden, 2.500,00 TL'sinin çeyiz eşyası alacağı yönünden olduğunu açıklamıştır. Çeyiz eşyası alacağı yönünden talep 2.500,00 TL'dir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 03/07/2019 kesinleşme tarihi ile boşandıklarını, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında davacının kusurlu kabul edildiğini, davacının tasarlayarak ve planlayarak kendi rızası ile evi terk ettiğini, davacının evi terk ettikten sonra davalının kendi ailesinin yanında kalmaya başladığını, davalının müşterek konuta kişisel eşyalarını almak için gittiğini ve bu esnada davacının kişisel eşyalarının ve ziynet eşyalarının yerinde olmadığını gördüğünü, davacının müşterek konuta gelip kişisel eşyalarını aldığını ve ziynet eşyalarını da yanında götürdüğünü, boşanma kesinleştikten sonra davalının davacıya ait eşyaları gelip almalarını söylediğini, davacının eniştesinin ise ''özlem eşyaları almak istemiyor, eşyaları ister satın, isterseniz de ihtiyacı olan birine verin''şeklinde cevap verdiğini, düğünde davacıya 6 adet tanesi 16 gram olan 22 ayar bilezik takıldığını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine...

    Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....

    UYAP Entegrasyonu