WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ :Boşanma-Evliliğin İptali-Alacak-Bağıştan Rücu Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, bağıştan rücu davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Temyiz eden davacı-davalı ...'den ziynetler yönünden 629.00 TL. nispi temyiz peşin harcının eksik alındığı görülmektedir....

    Nitekim dava dilekçesinde de davacıya ait kişisel malın davalıya bedelsiz aktarıldığı belirtilmektedir....

      Davacının talebi, örf ve adetlere göre düğünde takılan takıların ailesi ve yakınları tarafından davalının kendisiyle evlenmesi nedeniyle takıldığını, takılan takıların kendisine yapılmış bağış niteliğinde olduğunu, bu altınların kişisel malı olduğu ve davalılar tarafından alınıp kendisine tekrar verilmediği iddiasına dayanılarak bu altınların aynen veya bedelinin iadesine yöneliktir. Her nekadar bozma ilamında davacının, ziynet eşyalarının iadesine ilişkin isteği, bağışlamanın geri alınması (bağıştan rücu) niteliğinde değerlendirilmiş ise de davacının talebinin örf ve adet gereği düğünde takılan altınların kendisine takıldığı, kişisel malı olduğu iddiasına dayandığı hususu zuhulen yanlış değerlendirilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, düğünde takılan ziynet eşyalarının davacı erkeğin kişisel malı olduğu iddiasına dayalı ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada:Davacı vekili, dava konusu 183 ada 1 nolu parseldeki 4 ve 13 nolu bağımsız bölümlerin alım bedellerinin tamamının vekil edeni tarafından karşılanıp güvene dayanarak davalı eş adına tescil edildiğini, bunun gizli bağış niteliğinde olduğunu ancak sonradan davalının evi terk etmesi nedeniyle bağıştan rücu koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tesciline, aksi takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini karar savunmuştur. Mahkemece, bağış işleminin resmi şekilde yapılmadığı, satış akdinde davacının taraf olmadığı, bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

          HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacılar, dava konusu 12590 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını semt spor sahası yapılması amacıyla 13.11.1998 tarihinde davalıya bağışladıklarını, ancak davalının herhangi bir faaliyette bulunmadığını ve amacına uygun işlem yapılmadığını, taşınmazın bu amaçla kullanılacağı inancının canlı tutulduğunu ileri sürerek çekişme konusu payların tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı vekili, idari yargının görevli olduğunu, bağışlamanın koşula bağlı olmadığının tapu kaydından anlaşıldığını, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, bağıştan rücu koşullarının da oluşmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, bağıştan rücu koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

            Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu mehir senedi başlıklı sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin, dava konusu tarafların evlilik tarihinde düzenlendiği, davalı koca tarafından, mehir senedinde yazılı bulunan dava konusu eşyalar ile altının ileriye yönelik olarak davacı kadına bağışlanacağı sözünün verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacının talebi, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir. Davalı koca, mehir senedinde yazılı bulunan eşyalar ile altını vermeyi taahhüt etmiş olup somut delillerle davacıya teslim ettiğini ispat edememiştir. Senet metninden de davalının bahsi geçen eşya ve altınları teslim ettiği anlaşılamamaktadır. Ne var ki, davalı taraf delil listesinde yemin deliline dayanmış, mahkeme tarafından yemin delili hatırlatılmadan hüküm kurulmuştur....

              Davacının mehir senedi ile kararlaştırıldığını iddia ettiği bir adet umre bedeli için de talepte bulunduğu, cevaba cevap dilekçesi ekinde mehir senedinin fotokopisini dosyaya sunduğu, ön inceleme duruşmasında HMK 140/5'e göre verilen kesin süre içerisinde mehir senedi aslını dosyaya ibraz etmediği, cevaba cevap ekinde sunulan mehir senedi fotokopisi içeriğinde de bir adet umre bedeline ilişkin anlaşılır bir ibare olmaması sebebi ile bir adet umre bedeli yönünden de davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

              eşyaları ile kendisine mehir olarak verilen eşyaların aidiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine, eşyaların aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise kişisel eşyalar yönünden toplam 13.134,00 TL'nin ve mehir eşyaları yönünden ise toplam 29.573,00 TL'nin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 6909 parsel sayılı taşınmazını 18.01.1993 tarihinde davalı vakfa bağışladığını, ancak geçen süre zarfında taşınmazın vakfın amacına uygun kullanılmadığını, üzerine kaçak inşaat yapılarak idarecilerin şahsi menfaatleri için kiraya verildiğini öğrendiğini, bağıştan rücu şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddiaların sübut bulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı ile davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....

                Mehir senedindeki eşya ve altınların tarafların mehri olduğunun belirtildiği, dolayısıyla taraflara müştereken bağışlandığının kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle takılan 90 gram mehir altını için yemin delilinin sonucuna göre kabul kararı verilmesi gerekirse ve yine mehirdeki eşyalar yönünden kabul kararı verilmesi gerekirse bu hususun gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, Sonuç itibariyle, davacının istinafının kısmen kabulü ile sair istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu