WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 07.05.2014 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili Av. ... ve duruşmasız olarak davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.03.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 4721 sayılı TMK'nin 1007.maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı devletin hukukî sorumluluğuna ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21/01/2013 tarih ve 2013/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi 5. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 01/10/2013 gününde oy birliği ile karar verildi...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava 4721 sayılı Tük Medenî Kanununun 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdürü ya da memurun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulması nedeniyle, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin memuruna rücuu halinde, iç ilişkide etkili olmaktadır. Tapu sicilinin tutulması görevini üstlenen Devlet, bu sicile tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmiş olmaktadır....

        Maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunu, Tapu Sicil Müdürlüğünün kusursuz sorumluluğunun yanında fek müzekkerelerinin posta ile gönderilmesi gerekliliğini içeren Tapu Sicil Tüzüğünün 88. maddesine aykırı davranılmak suretiyle ayrıca kusurlu hareketinin de bulunduğunu, somut olayda müvekkilinin zararının davalı İdare tarafından ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, 150.000,00 TL'nin 14.10.2010 ihale tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada idari yargının görevli olduğunu, T4nin davada taraf ehliyetinin olmadığını, davacının tazminat isteminin haksız ve yersiz olup kabulü için gereken yasal koşulların bulunmadığını savunarak, açılan davanın görev, husumet ve esas yönlerinden reddini talep etmiştir....

        Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Ayrıca kişisel durum sicilindeki kaydın düzeltilmesine ilişkin davalar çekişmesiz yargı işidir. (HMK m. 382/2.(a)-) Çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesi geçerlidir. (HMK m 385/2) Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Mahkemece, sadece taraf beyanı ile yetinilmeyip, verilecek kararla mevcut nüfus kaydına göre ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Bilişim sistemine veri yerleştirme, mevcut verilere ulaşımı engelleme, başkasına ait kişisel verileri ele geçirme HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sanığın yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, ancak; Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas nitelikte mahkumiyet hükmü bulunmadığı gözetilmeden hükümlerin 4. paragrafında ''sanığın tekerrüre esas adli sicil kaydı dikkate alınarak ...'' ibarelerine yer verilmesi Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, her iki hükmün 4. paragrafındaki ''....tekerrüre esas...''...

            Mahkemece, usûlsüz işlemin sahtecilik eyleminden kaynaklandığı, davacının oluşan zararının tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanmadığı, idare tarafından yapılan intikal işleminin mirasçılık belgesine dayalı olarak yapıldığı, mirasçılık belgesinin sahte nüfus kayıt örneğine dayalı olarak çıkartıldığı, davalı idare tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı, üçüncü kişinin hukuka aykırı eylemi nedeniyle illiyet bağının kesildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat nedeniyle açılan tespit davasıdır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, ayın hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır....

              KARŞI OY YAZISI Dava, kesinleşmiş orman kadastrosuna göre orman sınırları içerisinde kalan davacılara ait taşınmazın tapusunun iptal edilmesi nedeniyle tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat (TMK md.1007) istemine ilişkindir. Türk Medenî Kanunu 1007. (eski M.K. 917.md.) maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." Hükmü amirdir. TMK 1007. maddede yer alan “Devletin sorumluluğunun oluşabilmesi için; tapu sicilinin tutulmasında sicil görevlisinin hukuka aykırı bir eylem veya işleminin olması, bu eylem veya işlem sonucunda bir zararın doğmuş olması, eylem veya işlem ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararlardan Devletin sorumluluğunun mevzuatımız içerisinde yer alan kusursuz sorumluluk hallerinden biri olduğu doktrin ve uygulamada kabul edilmektedir....

                Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, ayın hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu