"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel durum sicil kaydı tutulmasından kaynaklı rücuen 01/07/2016 tarihinde kabul edilip 23/07/2016 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiştir. Bu düzenlemeye göre, dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda işbölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçeleri ile birlikte dosyayı bir ay içinde görevli Daireye gönderecektir. Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın vekalet sözleşmesine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 13....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2021 NUMARASI : 2021/198 2021/452 DAVA KONUSU : Tazminat (Kişisel Durum Sicil Kaydı Tutulmasından Kaynaklı) KARAR : Taraflar arasındaki Tazminat (Kişisel Durum Sicil Kaydı Tutulmasından Kaynaklı) davası hakkında kurulan hükmün istinaf incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi....
Köyü ... mevkiinde bulunan ... ada, ... parsel sayılı taşınmazına ait tapu kaydı üzerine haciz konulması için talepte bulunduğu, bu konuda ... 13. İcra Müdürlüğünce yazılan talimatın ... Tapu Sicil Müdürlüğüne 12.10.2009 tarihinde tebliğ edildiği, ancak talimat gereğinin yerine getirilmediği, taşınmazın da 21.10.2009 tarihinde 3. şahsa satıldığı, ... Tapu Sicil Müdürlüğünce haciz, tapu kaydına işlenmediğinden, davacının alacağını tahsil edemediği ve tazminat istemli iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.nun 38. maddesi "Kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla Devletçe tazmin edilir" hükmünü; sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ise "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur" hükmünü içermektedir....
İcra Müdürlüğü’nce borçluya ait taşınmaz varsa tespit edilip tapu kaydı üzerine haciz konulması için Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazıldığı, Tapu Sicil Müdürlüğünce borçlu adına gayrimenkul kaydına rastlanmadığı belirtilerek 10.08.2011’de talebin reddedildiği, .... İcra Müdürlüğü’nün 2009/953 esas sayılı dosyasında borçlunun menkul ve gayrimenkul ile 3. şahıslardaki hak ve alacağına rastlanmadığından 28.207,00 TL alacak nedeniyle davacıya ödeme aciz vesikası verildiği, oysa Borçlu...’e ait taşınmaz bulunduğu ve taşınmazın tapuya yazılan yazıdan ve verilen cevaptan çok daha sonra 3.şahıslara devredildiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun 38.maddesi “kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla Devletçe tazmin edilir; sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ise” tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur.” hükmünü içermektedir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/403-610 sayılı kararı ile ihalenin feshine karar verildiği ve taşınmazın asıl malik adına tescil edildiği, söz konusu kararın da 08.10.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun 38. maddesi "kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla Devletçe tazmin edilir" hükmünü; sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ise" tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur." hükmünü içermektedir. Dava konusu olayda, yanlış tapu kaydı üzerine haciz şerhi konulması ve taşınmazın ihale yoluyla davacıya satılması nedeniyle Devletin kusursuz sorumlu olduğu bir zararın oluştuğu muhakkak olup, bu zararın tazmininin ise devletten istenebileceği gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davalılardan Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir....
Mahkemece davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebi ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince istinaf edilmiştir. 4721 sayılı TMK'nun 38. maddesi "kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla Devletçe tazmin edilir"; sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ise; "tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur." hükümlerini içermektedir. Dava konusu olayda, yanlış tapu kaydı üzerine haciz şerhi konulması ve taşınmazın ihale yoluyla alıcıya satılması nedeniyle Devletin kusursuz sorumlu olduğu bir zararın oluştuğu muhakkak olup, bu zararın tazmininin ise Devletten istenebileceği gözetilerek, davanın esasına girilip kabulüne karar verilmesi gerekirken yargı yolunun caiz olmaması sebebi ile reddi usul ve yasaya aykırı görülmekle (benzer bir uyuşmazlığa ilişkin bkz. Y. 5....
anlaşıldığını, müvekkilinin İstanbul da yaşadığını, bu nedenle yılın belli zamanlarında ilçeye geldiğini, en son ocak ayı içerisinde ilçeye geldiğinde kendisİne ait tapu kayıtları üzerinde bir kısım işlerin intikal ve işlem yaptıklarını duyduğunu, bunun üzerine taşınmazın eldeki kayıtlara göre kendisine ait olduğunu, bir sıkıntı olmadığını söylediğini, bununla da yetinmeyen müvekkilinin Akkuş Tapu Sicil Müdürlüğüne gittiğinde taşınmazın 1/3 hissesinin kendisine ait olduğunu, 2/3 hisselik kısmın başkaları adına tescili olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin bu durumu öğrenir öğrenmez, taşınmazı satan Sadık Oral ile görüştüğünü, Sadık Oral'ın kendisinin taşınmazını sattığını, ancak m² olarak bilmediğini söylediğini, tapu kayıtlarının doğru tutulmasından devletin sorumlu olduğunu, sicil memurlarının dayanaksız ve hukuksal duruma uymayan tapu kaydı düzenlemesinin devletin sorumluluğu altında olduğunu, bu nedenle taşınmazın cins ve nevi yüzülçömü gibi taşınmazı ve değerini belirleyen unsurların...
Ancak, kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, kadastro komisyonu veya kadastro mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez. Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....
Ancak, kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez. Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....
Ancak, kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, kadastro komisyonu veya kadastro mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez. Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....