O halde küçük Tolga ile davalı arasında kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekir....
çocuğun sağlık durumu değerlendirilmek suretiyle kişisel ilişki süresinin çocuğun yüksek yararı gözetilerek ne yönde olması gerektiği, annenin nezareti veya uzman nezareti olmaksızın kişisel ilişki kurulup kurulamayacağı, yatılı şekilde kişisel ilişki kurulması durumunda çocuğun rahatsızlığına bir etkisi olup olmayacağı konusunda psikiyatri alanında bir uzmandan rapor alınarak, dosya kapsamındaki diğer deliller de birlikte değerlendirilerek; gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Özel bir durum veya sebep bulunmadıkça ve çocuğun menfaatine açıkça aykırı olmadıkça, kişisel ilişki süreleri belirlenirken tarafların durumlarına uygun sürelerde kişisel ilişki tesis edilmelidir. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davacı-davalı (koca), yıllık iznini her yıl Ağustos ayında kullandığını belirterek, kişisel ilişki tesis edilirken bu durumun dikkate alınmasını istediğine göre, velayetleri annelerine bırakılan müşterek çocuklar ile babaları arasında Ağustos ayında kişisel ilişki kurulması gerekirken bu yön nazara alınmadan her yıl Temmuz ayında kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi uygun bulunmuştur (HUMK. md. 438/7)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Çocukla kişisel ilişki kurulmasına veya kaldırılmasına ilişkin davalar basit yargılama usulüne (HMK.md.316) tabi işlerden olmadığı gibi çekişmesiz yargı işlerinden de değildir....
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi üstün yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece üstün yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir....
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi üstün yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece üstün yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında alınan sosyal inceleme raporunda çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel olabilecek bedeni, fikri, ahlaki gelişimini olumsuz etkileyecek herhangi bir tespit yapılmadığı, davalı annenin ve dinlenen tanıklarının bu yönde bir iddia ve açıklamaları da bulunmadığı, boşanma sürecinde kadının hamile olması, boşandıktan sonra ise pandemi şartları da gözetilerek baba ile çocuk arasında kurulan sınırlı kişisel ilişkinin çocuğun babaya alışma sürecini uzattığı ve çocuğun bu sebeplerle baba ile görüşme konusunda direngen davranışlar gösterdiğinin değerlendirilmesi gerektiği, çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı takdirde güven duygusunun oluşamayacağı, çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel dosyaya yansıyan somut bir olgu ve delil bulunmadığı, bu itibarla mahkemenin baba ile kişisel ilişkiyi düzenlerken yatılı kişisel ilişki kurmamasının...
Gerçekleşen bu durum karşısında mahkemece uzman görüşü de alınarak daha uygun süreli ve yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir. 4-Davalı-davacı erkek, maddi tazminat olarak, aile konutunun kurulması için çektiği 24.500 TL kredi bedelinin davacı-davalı kadından tahsilini istemiştir. Davalı-davacı erkeğin bu talebi, Borçlar Hukukundan kaynaklanmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. Genel mahkemeler görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. O halde bu talep yönünden dosya tefrik edilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
ilişki kurulması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kişisel ilişki kurulmasına karar verilen küçükler; ... 2002, ... 2010 doğumlu olup, her ayın birinci ve üçüncü haftası Cumartesi saat 09:00'dan Pazar saat 14:00'a kadar babaanne ile kişisel ilişki tesisi; yaşları itibariyla çocukların eğitim, durumunu olumsuz etkileyebileceği gibi davalı annenin de velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacaktır. Torunlarla davacı arasında daha uygun sürelerle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....