Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle,HMK 369. maddesi kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davaların temyizinin duruşmalı inceleneceğine dair hüküm olmadığı gibi, acele işlerden olduğundan duruşma talebinin reddine karar verilip, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, kişisel ilişki kurulması istenilen 27.10.2009 doğumlu ... ve 04.04.2005 doğumlu ...’ın babaannesidir. Davacının oğlu ve küçüklerin babası 19.08.2017 tarihinde vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocuğun babaannesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK m. 325). Davacının oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Davacının, torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkıdır....

    Bu bakımdan, aynı şehir-ayrı şehir ayrımına gidilmeksizin ve küçüğün eğitim durumu ve üstün yararı dikkate alınarak daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2-Mahkemece velayetleri babaya bırakılan ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmuş fakat sosyal inceleme raporu alınmamıştır. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" dır. (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; TMK. m.330/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Kişisel ilişki tesis edilirken ana ve babanın eylemleri, ahlaki değer yargıları, sosyal konumlan, çocuğun üstün yararını etkilediği ölçüde göz önünde tutulur....

      Taraflarca, Dairemizin düzeltilerek onama ilamında düzenlenen kişisel ilişki yönünden karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; anneanne, dede, büyükanne ve büyük babalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır. Bu nedenle, mahkemece kurulan kişisel ilişki süresinin yeterli olmadığından bahisle hükmün kişisel ilişki süresi yönününden Dairemizin 20.02.2016 tarihli ilamı ile kişisel ilişki süresinin düzeltilmesine karar verilmesi doğru ise de; Dairemizin belirtilen düzeltilerek onama ilamında davacı 16.11.2007 doğumlu küçük arasında kurulan kişisel ilişki süresinin uzun olduğu anlaşılmaktadır....

        gerekçesi ile; "Davacının torunu 11/05/2003 doğumlu Dilara Adıgüzel ile kişisel ilişki kurulması davasının, çocuk Dilaranın yargılama sırasında 18 yaşını doldurmuş olması sebebiyle konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Davacının torunu Mert Efe Adıgüzel ile kişisel kurulması davasının REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

        Açıklanan nedenlerle velayeti babada bulunan 21.12.2000 doğumlu Emre ile davacı anne arasında uygun süre ile kişisel ilişki kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte açıklanan nedenle kişisel ilişki yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer yönlerin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03.11.2011 (Prş.)...

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anneanne tarafından davalı dedeye karşı açılan çocukla kişisel ilişki kurulması davasına çocuğun hükümlü olan annesi de davacı anneanne yanında müdahil olmuş ve ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile çocuk ile anneanne ve annesi arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Hükme karşı davalı dede tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

            Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî (TMK m. 174/1-2) tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı babaanne ile torunu Lalegül (2016) arasında kişisel ilişki istemiyle açılan dava ilk derece mahkemesince kabul edilmiş, karar davalı anne tarafından istinaf edilmekle bölge adliye mahkemesince, babaya tanınan kişisel ilişki süresinin yeterli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. Davacılar babaanne ile torun arasında düzenlenecek kişisel ilişkinin, davacı açısından torun sevgisinin tadılması ve özlem giderilmesi, küçük açısından da bîr sevgi ortamında büyümesi ve gelişmesini sağlayacağı gibi hısımlık bağlarının da kuvvetlenmesini sağlayacaktır....

                O halde küçük Tolga ile davalı arasında kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekir....

                  Özel bir durum veya sebep bulunmadıkça ve çocuğun menfaatine açıkça aykırı olmadıkça, kişisel ilişki süreleri belirlenirken tarafların durumlarına uygun sürelerde kişisel ilişki tesis edilmelidir. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davacı-davalı (koca), yıllık iznini her yıl Ağustos ayında kullandığını belirterek, kişisel ilişki tesis edilirken bu durumun dikkate alınmasını istediğine göre, velayetleri annelerine bırakılan müşterek çocuklar ile babaları arasında Ağustos ayında kişisel ilişki kurulması gerekirken bu yön nazara alınmadan her yıl Temmuz ayında kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi uygun bulunmuştur (HUMK. md. 438/7)....

                    UYAP Entegrasyonu