in velayetinin davalı anneye bırakıldığı,boşanma davasında davacı babanın, davalı kadının anne ve babasını öldürmesi sebebiyle cezaevinde bulunduğu için çocuklarıyla kişisel ilişki kurulmadığı, daha sonra babanın çocuklarla kişisel ilişki kurulması talebiyle 05.10.2015 tarihinde açtığı davanın da uzman raporu doğrultusunda ve davaya konu çocukların küçük olmaları sebebiyle reddine karar verildiği, bu kararın da 27.02.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Velayet ve kişisel ilişki düzenlenirken; gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında alınan uzman raporu, sosyal hizmetler tarafından düzenlenen raporlar, taraflar arasındaki ceza davaları ve koruma kararları, tanık beyanları, annenin yaşam şekli dikkate alındığında çocuklar ile anne arasında "yatısız" olarak kişisel ilişki kurulmasının çocukların yaşları itibariyle üstün yararlarına olduğu, davacı babanın dava dilekçesinde dahi anne ile çocuklar arasında 2 haftada 1 gün kişisel ilişki kurulması talep ettiği halde mahkemece ayda 1 kere kişisel ilişki kurulması, kişisel ilişki saatlerinin süresi küçüklerin üstün yararlarına, menfaatlerine aykırı olduğu gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle Çatalca 1....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile anne ile baba arasında ihtilaf olmasının baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına engel olamayacağı, kişisel ilişki tesisine dair kararların kesin hüküm oluşturmadığı ve değişen koşullara göre kişisel ilişki tesisinin yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği, İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişki düzenlenmesi uygun olmakla birlikte 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'na (5395 sayılı Kanun) ilişkin kararlar dışında bir kuruma velâyet ve kişisel ilişki denetiminin verilemeyeceği, bu nedenle üçüncü bir kişinin denetiminde kişisel ilişki kurulmasının kanunlara aykırılık teşkil edeceği yönünde yapılan değerlendirmeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişkiye ilişkin bendinin kaldırılmasına bu bent yerine geçmek üzere, velâyeti annede olan 30.11.2013 doğumlu ... ile davacı babanın her ayın l inci ve 3 üncü haftası Cumartesi günü saat 10:00'dan Pazar günü saat 17:00'ye kadar, dini...
İLİŞKİ KURULMASINA” hükmedilmiş, hüküm davalı baba tarafından istinaf edilmiş, davalı babanın kişisel ilişki süresine yönelik istinaf talebi kabul edilerek “Kişisel ilişki düzenlemesi hükmüne "her ayın 3. hafta sonları Cumartesi günleri saat 10:30'dan Pazar günleri saat 17:30'a kadar kişisel ilişki kurulması" düzenlemesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLMESİNE” şeklinde karar verilmiş, bölge adliye mahkemesinin karar davalı baba tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece her hafta sonu kurulan kişisel ilişki anneyi tüm hafta sonları eve bağımlı hale getirecek ve velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacaktır. Ayrıca bu şekilde kurulan kişisel ilişkide her hafta sonu yer ve ortamı değişen çocuğun da üstün yararı bulunmamaktadır. Ayın belirli hafta sonlarını içerecek biçimde daha uygun kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi üstün yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece üstün yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir. Tüm dosya kapsamından bu aşamada, çocuk ile davacı baba arasında uzun süreli yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması çocuğun psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine neden olacağı ve yüksek yararına uygun düşmeyeceği anlaşılmaktadır....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Velayeti davalı-davacı anneye bırakılan ortak çocuk ... 15.10.2015 doğumludur. Mahkemece ortak çocuk ile davacı-davalı baba arasında kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davacı-davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olduğu gibi, çocuğun yaşı ve anne bakımına ihtiyacı gözetildiğinde çocuk üç yaşını tamamladıktan sonra her yıl 1 Temmuz ile 1 Ağustos tarihleri arasında yatılı kişisel ilişki kurulması da çocuğun bedeni ve fikri gelişimine engel olacak niteliktedir. Açıklanan sebeplerle hükmün kişisel ilişkiye ilişkin bölümü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Sadık Akın ile aralarında kişisel ilişki kurulmasını dava ve talep etmiştir....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 04/11/2015 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir (TMK m. 325/1). Davacı büyükanne ile küçükler arasında kişisel ilişki kurulmasını gerektirecek olağanüstü haller ispatlanamadığı gibi, kişisel ilişkinin küçüklerin menfaatine uygun düştüğü hususu da ispatlanamadığı halde, davacı büyükanne ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.02.2016 (Salı)...
O halde, mahkemesince çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin her hafta sonu ve kademeli olmayacak şekilde düzenlenmesi gerekirken yazılı şekilde kademeli kişisel ilişki kurulması da hatalı olmuştur. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden müşterek çocuk ile baba arasında resen yeniden kişisel ilişki düzenlemesi yapılmak suretiyle hükmün HMK 353/1- b,2'inci maddesi uyarınca düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir....