Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nun 323.maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
her ayın 1. ve 3 Cumartesi sabah saat 10:00'dan aynı gün akşam saat 18:00'e kadar yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, karar verilmiştir....
Başka bir anlatım ile, çocukla, ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi, çocuk ile ana veya baba için bir hak olduğu gibi kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
Davalı erkek tarafından ortak çocukla kişisel ilişki de dahil olmak üzere tüm yönlerden karar temyiz edilmiş, Dairemizin 17.12.2019 tarihli, 2019/7555 esas ve 2019/12358 karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı erkek tarafından süresi içinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek, çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Mahkemece, idrak çağında bulunan ortak çocuğun baba ile kişisel ilişki konusunda dinlenilmesi, velayet hakkı davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile davalı baba arasında, babalık duygularını tatmin edecek ve bu hakkın rahatça kullanılmasına engel olmayacak ve yatılı olacak şekilde, daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı olduğu gibi yetersiz şekilde kişisel ilişki kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Kişisel ilişki tesisinde aslolan çocuğun yararı olmakla birlikte analık ve babalık duygularının tatmini de önemlidir. Velayetleri babaya bırakılan çocuklar 2000 ve 2006 doğumlu olup tarafların aynı şehirde yaşadıkları gözetildiğinde velayet kendisine bırakılmayan anne ile kurulan kişisel ilişki süreleri yetersizdir. Ayın belirli haftaları ve gece de anne yanında kalacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasına karar verilmelidir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Baba ve Amca İle Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 25.02.2015 tarihli iade kararımız ile, ...'ya vasi tayin edilip, edilmediği, edilmiş ise vesayet dosyasının, ayrıca küçük ... ile babaanne ve büyükbaba arasında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin dava dosyasının işbu dosya içerisine alınarak birlikte gönderilmesi için dosya mahal mahkemesine iade edilmiş, mahalli mahkemece, vesayet dosyası gönderilmiş ise de kişisel ilişki kurulmasına ilişkin dava dosyası gönderilmemiş, iade kararımızın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Anılan eksikliğin giderilmesi için dosyanın ikinci kez mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 07.05.2015 (Prş.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm çocukla baba arasında düzenlenen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Velayeti anneye bırakılan tarafların müşterek çocuğu Seval, 10.9.2005 doğumludur. Yaşı, bedeni ve fikri gelişimi dikkate alındığında, uzun süreli kişisel ilişki menfaatine aykırıdır. Bu husus gözetilerek daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması dğru bulunmamıştır. SONUÇ:Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.12.2009 (çrş.)...
Türk Medeni Kanununun 182/II hükmüne göre “Velâyetin kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur.”. Türk Medeni Kanununun 325. maddesinde yer alan “Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir” hükmü ile üçüncü kişilerin kişisel ilişki hakkı düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan maddeler ile çocuk haklarına ilişkin uluslararası antlaşmalar dikkate alındığında, kişisel ilişki hakkının kurulması için üç şart gereklidir. Buna göre ;ana babanın velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan bir çocuk olması çocuğun yararının bulunması ve son olarak da çocuğun görüşünün alınmasıdır....
Kişisel ilişkiye dair kararın kesinleşmesinden sonra davalının, boşanma kararında yer alan kişisel ilişki hakkını amacına aykırı olarak kullandığına, çocukların eğitimine ve yetiştirilmesine engel olduğuna, kişisel ilişki sebebiyle çocukların huzurunun tehlikeye girdiğine ve çocuklarıyla ilgilenmediğine ilişkin bir delil bulunmadığı gibi, tanınan kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını gerektiren başkaca önemli bir sebep ve olgu da ileri sürülmemiştir. Mahkeme de, böyle kabul etmiştir. Uzman raporunda da mevcut kişisel ilişkinin korunması gerektiği ifade edilmiştir. Bu durumda davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanma kararındaki kişisel ilişkinin kaldırılıp, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece, velayeti davacı anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında "aynı şehirde ikamet etmeleri hali" ve "farklı şehirde ikamet etmeleri hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar mevcut duruma göre aynı şehirlerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayrımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Kişisel ilişki ana-babalık duygularını tatmine elverişli ve de çocukların da ana-baba sevgi ve şefkatini tatmasına yeterli olmalıdır....