Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK'nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....
Yayıncılık AŞ adına Murat Sancak aleyhine 24/07/2015 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacılardan ... yönünden davanın kısmen kabulü ile diğer davacıların taleplerinin reddine dair verilen 28/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, internet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat, yayın ve saldırının önlenmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacılardan TMMOB yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; diğer davacıların talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili; davalılardan ... ile 25/06/2015 tarihinde, davalılardan şirketin imtiyaz sahibi olduğu......
Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili tarafından sunulan dilekçede özetle; [Davacının gerçek dışı iddialarla ilgili açtıkları manevi tazminat davalarının basın hürriyeti gözetilerek reddedildiği, davalıların basın yayın yolu ile yaptıkları saldırının durdurulması amacı ile tedbir talebinde bulundukları ancak mahkemenin tedbir talebini reddettiği, iktidar partisi mensubu siyasilerin açtığı manevi tazminat davalarının ise, gerçek dışı iddiaların kişilik haklarını zedeleyeceği gerekçe gösterilerek kabul edildiği ve tedbir taleplerinin kabulüne karar veildiği, aynı gerekçelerle yapılan başvurulara ilişkin verilen iki ayrı tedbir kararının...
GEREKÇE: Talep, ihtiyati tedbir yoluyla davalının mevzuata aykırı olarak piyasaya ürün arz etmesinin durdurulması ve halihazırda piyasaya arz edilmiş olan ürünlerin toplatılması istemine ilişkindir.Mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin davanın esasını çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, davacının iddialarının ancak yargılama sırasında yapılacak inceleme ile ortaya çıkacağı, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, davacının kişilik haklarına saldırının gerçekleştiği sabit görülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre; dinlenen tanık beyanlarından davalının, davacıya yönelik ifadeleri kaba ve nezaketsiz olmakla birlikte, davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde kabul edilemez. Şu durumda; manevi tazminat isteminin tümden reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının temyiz itirazlarının şu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmış, 25. maddesinde kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK'nın 49. maddesinde ise, (TBK 58) saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda, hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....
neden olacağı, bu nedenle davacının kişilik haklarına ağır saldırı olduğu" gerekçesine dayandırılmıştır....
Yayın konusu yapılan bir haberin yalan haber olması tek başına manevi tazminatı gerektirmez. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarına hukuka aykırı saldırının varlığı da gereklidir. Somut olayda yayın konusu yapılan haberin dayanağı olan davalı ...' in .. ilişkiniz mi oldu o dönem? sorusuna " .. " şeklindeki sözlerinin, haberde -günlük, .. ile zaten şey olmaz şeklinde aktarılması kişilik değerlerine saldırı mahiyetinde olmadığından davanın bütünüyle reddi gerektiği düşüncesiyle, kısmen kabul kararının onanmasına yönelik çoğunluk görüşüne katılmıyorum.04/04/2016...
Bu durumda mahkemece eldeki davada takibin durdurulması niteliğinde satışın durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/04/2022...
Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....