Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 21.04.2008 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B ile 1982 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastro çalışması vardır. 1-İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonrası düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin (A2) ve (A4) ile gösterilen bölümlerin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı belirlenerek bu bölümlere ilişkin davanın kabulüyle bu bölümlerin tapu kayıtlarının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve 03.07.2013 tarihli bilirkişi raporu, eki, Ek No: 3 sayılı krokide “Çanak içi Devlet Ormanı olarak belirtilen ve (A) harfi ile gösterilen 19766 m² bölümün ifrazı ile davalı adına olan tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı idare vekili tarafından reddedilen 31,37 m² bölüme yönelik duruşma istemsiz, davalı vekili tarafından kabul edilen 19766 m² bölüme ilişkin duruşma istemli temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanuna göre 06.04.1989 – 24.04.1989 tarihleri arasında yapılıp 16.10.1990 tarihinde ilân edilerek 16.04.1991 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması vardır....
Mahkemece; davanın kabulüne, 1903 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline ve kararın kesinleşmesine mütakip taşınmazda bulunan şerhlerin kaldırılması için müzekkere yazılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 20/02/2007 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi ve 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu ise 26.04.1975 tarihinde kesinleşmiştir....
Davacı vekili, kadastro çalışması sırasında, davacıya ait Fethiye ilçesi, Arpacık köyü 318 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yarısının orman niteliğiyle tespit edildiğini belirterek tespitin iptali ile taşınmazın davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazın orman tahdit çalışmasına göre (A) ve (A1) bölümlerinin orman sınırında kaldığı, (B) ile gösterilen bölümünün orman sınırı dışında kaldığı, ilk tesis kadastrosunda orman tahdidine uyulmaması nedeniyle (A) ve (A1) bölümlerini tapuya bağlanmış olduğu, 2/B uygulamasına göre yapılan aplikasyon ve orman sınırı dışına çıkarılması çalışmasında taşınmazda bir değişikliğe gidilmediği, orman tahdidinin kesinleşmiş olması nedeniyle aplikasyonun yeni dava hakkı vermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir....
Köyü sınırları içinde kaldığı, tapudaki paydaşların ölümünden sonra davalı gerçek kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluşmadığı iddiasıyla kadastro komisyon tesbitinin iptali ve tapudaki payları oranında, tapu makileri adına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır. ... ve paydaşları aynı savla, ... ve ... ise tapu malikleri mirasçılarından ...i ve bunların mirasçısı A. ...nin payını 1991 ilâ 1994 yılları arasında düzenlenen dört adet noter satım vaadi sözleşmesiyle satın aldığı, sözü edilen kişilere düşecek payın 1/2'şer payla adlarına tapuya tescili, Hazine taşınmazın zilyetlikle edinilemeyecek yerlerden olduğu, tesbitinin iptali ile Hazine adına tapuya tescili, Orman Yönetimi ise parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan Devlet Ormanı olduğu, tesbitin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili iddiasıyla davaya katılmıştır. ... da, çekişmeli taşınmazın davalılardan ... tarafından kendisine satıldığı savıyla davanın reddine...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Orman İdaresince açılan kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptal tescil davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesiyle Samsun Asliye Hukuk Mahkemesinde;......
Köyü, 262 sayılı parselin tamamı ile 261 sayılı parselde 17.10.2012 tarihli fen bilirkişisi rapor ve krokisinde (a) harfi ile gösterilen 5.136 m²'lik kısmın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman sınırları içinde kalan taşınmaza yönelik açılmış tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 29.03.2002 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli ......
Mevki 550 parsel sayılı 7220 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 2186 yazım numaralı vergi kaydı ve Şubat 1935 tarih 5 sıra numaralı tapu kaydı esas alınarak (aynı köy 527, 525 ve 529 sayılı parseller ile bir bütün olduğundan söz edilerek), 11.06.1954 tarihinde Mehmet Ali Koyuncu adına tesbit edilmiş, Orman Yönetimi tarafından 550 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğu, tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle açılan davanın, taşınmazın sulh hukuk mahkemesinin 1957/82 sayılı dosyasında orman tahdidine itiraz davasına konu edildiği bu nedenle orman tahdidinin kesinleşmediği, bu gibi yerlerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda Ziraat Vekaletinin görüşünün bağlayıcı olduğu, Ziraat vekaletinin 550 sayılı parselin orman sayılmayan yerlerden olduğunu bildirdiği gerekçesiyle davanın reddine ve 550 sayılı parselin tesbit gibi tesciline ilişin Karacasu Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 13.05.1958 gün ve 1956/953-462 sayılı kararının kesinleşmesiyle 550...
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman tahdidi 1941 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılmıştır. Daha sonra 30.11.1979 tarihinde ilan edilen ve kesinleşen 1744 Sayılı Yasanın değişik 2. madde uygulaması ile 13.06.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2/B uygulaması yapılmıştır. Dosyada mevcut bilirkişi raporundan taşınmazın 1941 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan orman tahdidine göre orman sınırları içinde orman olduğu ve 1976 yılında 1744 Sayılı Yasayla değişik 2. madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşılmaktadır. 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/2 maddesinde “...orman sınırı dışına çıkartılacak yer sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder” hükmü yer almakta olup eğer çekişmeli taşınmaz değişik 2.madde ile orman rejimi dışına çıkarılmış ise, ancak öncesinin tapulu olması halinde taşınmazın tapu maliklerine iadesi söz konusudur....
Dava kesinleşmiş orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1976 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1984 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, davanın kesinleşmiş tahdide dayalı olarak açılmış olmasına, uzman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) kısmının tahdit içinde (B) kısmının tahdit dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve ... biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21/10/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....