Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davacıların dava konusu yaptıkları taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanunun Ek - 4. maddesi gereğince yapılan kadastro işlemi sırasında tespite konu edilmediği, taşınmazın 1965 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit sınırı içinde bulunduğu, 1988 yılında yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulamasına konu edilmediğinden halen orman sınırı içinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek - 4. madde gereğince yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Bölgede 1967 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 1989 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur....

    Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek, uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....

    Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1.3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında davalı ... adına kayıtlı eski 614 parsel sayılı 27.570 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 112 ada 8 parsel numarasıyla, 27.245 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir....

      Uygulama kadastro sırasında, ... ili ... ilçesi ... mahallesi çalışma alanında bulunan 116 ada 32 parsel sayılı taşınmaz, 110.856,19 m2 yüzölçümlü olarak ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. 2. Davacı ... dava dilekçesinde; ... ili ... ilçesi ... mahallesi 116 ada 32 parsel sayılı taşınmazın atalarından beri kullanımlarında olduğunu ileri sürerek, kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik sebebine dayalı olarak, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın adına tescilini istemiştir. II. CEVAP Davalı Haine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, uygulama kadastrosuna itiraz davalarında mülkiyet ihtilafının ileri sürülemeyeceği, davacının iddiasının mülkiyete ilişkin olup tesis kadastrosuna itiraz niteliği taşıdığı gerekçesiyle, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. 2....

        Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

        SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılarak kesinleşen uygulama kadastrosu tespitine karşı açılan tespite itiraz davasının yapılan yargılaması sırasında; davalıya ait olduğu bildirilen taşınmazın tapu kaydı getirtilmeden, dava şartı olan pasif husumet koşullarının sağlanıp sağlanmadığı denetlenmeden, denetime veri teşkil edecek şekilde tesis kadastro ve uygulama kadastrosuna ait tüm teknik belge, tutanak ve haritalar eksiksiz olarak dosya içine getirtilmeden ve bilirkişilerce incelenip uygulanmadan, Yargıtay (kapatılan) 16....

        Yönetimi vekili 28/03/2013 havale tarihli karşı dava dilekçesi ile; taşınmazların kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı gerçek kişinin orman kadastrosuna itiraz davasının reddine; Davalı-karşı davacı ... Yönetiminin tapu iptali tescil davasının tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı - karşı davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1948 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 01/02/2013 tarihinde ilân edilip kesinleşen sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1983 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz ve buna karşılık olarak açılan tapu iptali tescil istemine ilişkindir....

          Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1975 yılında 1744 Sayılı Yasaya göre yapılıp dava tarihinde kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından 1975 yılında kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucu dava konusu taşınmazın orman kadastro haritası dışında kaldığı anlaşıldığına, davacı ......

            Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1975 yılında 1744 Sayılı Yasaya göre yapılıp dava tarihinde kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2 madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından 1975 yılında kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucu dava konusu taşınmazın orman kadastro haritası dışında kaldığı anlaşıldığına, davacı ......

              Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1975 yılında 1744 Sayılı Yasaya göre yapılıp dava tarihinde kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2 madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından 1975 yılında kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucu dava konusu taşınmazın orman kadastro haritası dışında kaldığı anlaşıldığına, davacı ......

                UYAP Entegrasyonu