Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Uygulama kadastrosu sırasında,... Mahallesi çalışma alanında bulunan, eski 130 ada 7 ve 8 parsel sayılı sırasıyla 3.820,00 ve 3.942,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, aynı ada ve parsel numarası sırasıyla 3.942,81 ve 1.407,09 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi 2002/16- 2007/51 sayılı ilamı ile çekişmeli taşınmazların bir bölümünün tapu kayıtlarının iptal edildiğini uygulama kadastrosu sırasında iptal edilen kısımların dikkate alınmadığını ileri sürerek dava açmıştır....

    saptanmalı; yine orman kadastrosuna itiraz dava dosyasındaki hükmün dayanağı kroki de uygulanıp bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, yapılan uygulamada davaya konu parselin kesinleşen orman sınırı dışında, yine kesinleşmeyen 2/B madde uygulama alanı dışında kalması ve orman içi açıklık niteliğinde de bulunmaması halinde, Hazinenin davada taraf olmadığı gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmeli, yargılamanın devamı sırasında 3402 Sayılı Yasanın 26/D maddesi gereğince davalı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı iddiası ile davaya katılırsa bu konuda tarafların delilleri toplanıp, tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir....

      DAVA: 3402 Sayılı Kadastro Kanunun 22/2- A maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davacı Orman İdaresi vekili, Tekirdağ ili Malkara ilçesi Çınarlıdere mahallesinde 1973 yılında yapılan kadastro çalışmalarında orman alanlarından yollar bölünerek bu kısımların ormandan çıkarıldığını, davaya konu 22/a uygulamasında da tesis kadastrosundaki tescil sınırlarının aynen uygulandığını, paftasında yol olarak gösterilen kısımların 2016 yılında askıya çıkartılarak kesinleşen Palamut Köyü Devlet Ormanı III-1 ve Palamut Köyü Devlet Ormanı III-3 ormanı olarak sınırlandırıldığını, bu nedenle paftada yol olarak bırakılan kısımların kesinleşen orman kadastrosuna göre orman olarak kaydedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Hukuk Dairesinin 20.09.2007 tarih 2007/8746 - 10955 sayılı kararı ile eldeki davanın hem tapu kaydının iptali ve tescil hemde yargılama sırasında ilan edilen orman kadastro çalışması nedeni ile orman tahditine itiraz niteliğinde olduğu, orman tahditine itiraz davasının kadastro mahkemesinde incelenmesi gerektiği, bu yüzden tahdite itiraz davasının tefrik edilerek kadastro mahkemesine gönderilmesi" gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak orman kadastrosuna itiraz davasının tefrik edilmiş ve bu dava yönünden mahkemenin görevsizliği ile dosyanın görevli kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Hüküm davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmektedir. Dava, 6 aylık askı ilan süresi içinde orman kadastro çalışmasına itiraz niteliğindedir. Yörede 08.06.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastro çalışması ile 31.08.2005 tarihinde ilan edilerek eldeki dava nedeni ile kesinleşmeyen orman kadastro çalışması bulunmaktadır....

        İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....

          Davacı dava dilekçesinde taşınmazların bulunduğu bölgede yapılan uygulama kadastrosu sırasında taşınmazın sınırlarında değişiklik yapıldığı gibi yüzölçümünün de eksildiğini öne sürerek dava açmış, dosya kapsamına alınan bilgi ve belgelerden de davacı adına kayıtlı olan eski 425 yeni 472 ada 53, 2/B vasfı ile Hazine adına kayıtlı ve davalı ...’in kullanımında olan eski 2200 yeni 472 ada 55 parseller hakkında uygulama tutanağı düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacının açıklanan talebi ile taşınmazlar hakkında düzenlenen uygulama tutanakları gözetildiğinde uyuşmazlığın uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu görülmektedir. Kural olarak uygulama kadastrosuna itiraz davalarının askı ilan süresi içinde açılması halinde Kadastro Mahkemesinde, askı ilan süresinden sonra açılması halinde ise Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi zorunlu bulunmaktadır. Somut olayda; .......

            Bu kapsamda öncelikle; 6100 sayılı HMK.nın 31. maddesi kapsamında, davacı vekiline, talebinin uygulama kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyete mi ilişkin olduğu; ya da her iki konuda taleplerinin olup olmadığı açıklattırılmalı; taleplerinin sadece uygulama kadastrosuna itiraza yönelik olduğunun bildirilmesi halinde dosyada toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ile esasa ilişkin bir karar verilmeli; taleplerinin sadece mülkiyete ilişkin olduğunun bildirilmesi halinde yazılı olduğu gibi Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerektiği düşünülmeli; hem uygulama kadastrosuna itiraz, hem de mülkiyete yönelik talepleri olduğunun bildirilmesi halinde, uygulama kadastrosuna itiraz talepli davanın elde tutularak, mülkiyete ilişkin talep yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik kararı verilmeli; sonrasında yine elde tutulan uygulama kadastrosuna itiraz talebi yönünden dosyadaki delil durumuna göre esasa ilişkin karar verilmelidir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/01/2021 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Kesinleşen Uygulama Kadastrosuna İtiraz KARAR : Alaşehir 2....

            İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....

              İdaresi vekilinden, davalarının sadece 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz mı yoksa mülkiyet iddiasına mı, ya da her iki isteme birlikte mi ilişkin olduğunun açıklattırılması, bu açıklama sonunda; dava, sadece 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin ise, askı ilân süresi içinde açılmış olan davada Kadastro Mahkemesinin görevli olacağı göz önünde bulundurularak işin esasına girilmesi ve yöntemine uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi, davanın yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olduğunun anlaşılması halinde, mülkiyete ilişkin ihtilafların uygulama kadastrosunun konusunu teşkil etmemesi nedeniyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi, davanın, hem uygulama kadastrosuna itiraza hem de mülkiyet iddiasına ilişkin bulunduğunun anlaşılması halinde ise; uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkin dava hakkında Kadastro Mahkemesince işin esasına girilerek...

                UYAP Entegrasyonu