Hukuk Dairesinin 29.11.2011 tarihli ilamıyla, “Davacının uygulama kadastrosuna itiraz istemi yönünden yöntemince araştırma yapılması, mülkiyet istemi yönünden ise görevsizlik kararı verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemenin bozma ilamına karşı direnme kararı vermesi üzerine, ... Hukuk Genel Kurulu’nun 19.12.2012 tarih ilamıyla, “Dava dilekçesinden davacının talebinin sadece uygulama kadastrosuna itiraza ya da mülkiyet istemine mi ilişkin olduğu yoksa her iki istemi de mi içerdiği hususları anlaşılamadığından mahkemece bu hususun açıklığa kavuşturularak sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Kadastro Mahkemesince ......
Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....
Şöyle ki, dava 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir....
Dosya kapsamından, yörede 1947 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastro çalışmaları bulunduğu, Orman Yönetimince, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosuna göre tahdit sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ve tescil istemiyle dava açıldığı, yargılama sırasında yörede 3302 sayılı Kanun uyarınca 2/B maddesi ugulama çalışmasının yapıldığı, bu çalışmanın askı ilân süresi içinde kadastro mahkemesine tapu maliki tarafından tespite itiraz davası açıldığı anlaşılmaktadır. Dava, çekişmeli taşınmazın yörede 1947 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastro sınırlarının içinde kaldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil ile müdahalenin men'i istemlerine ilişkindir. Bu durumda, uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Yönetimi tarafından, uygulama kadastrosundan önce genel mahkemede açılıp sonuçlanan tapu iptal ve tescil davası bulunduğunun da gözönünde tutulması..." gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine itiraz yönünden reddine, dava konusu ... ili ... ilçesi...mahallesinde bulunan eski 1841 parselin, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro uygulama tutanağındaki gibi 28151 ada 79 parsel sayısında ve 695.24 m2 yüzölçümünde tapuya tescil edilmek üzere tapu siciline aynen aktarılmasına, davacı ... Yönetiminin dava konusu taşınmazın ... niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, dava dilekçesindeki açıklamaya göre yenileme kadastrosuna itiraz ve tapu iptali ile tescil niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasında ... Kadastro ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, eski 142, yeni 108 ada 4 parselin yüzölçümünün, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine göre yapılan çalışma ile 44000 m2'den 41800 m2'ye indirilmesi işlemine itiraz niteliğindedir. Kadastro Mahkemesince, davanın ölçü, sınırlandırma ve hesaplamadan kaynaklanan hatanın düzeltilmesine ilişkin olduğu ve 30 gün içinde sulh hukuk mahkemesinde dava açılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi ise, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine göre yapılan uygulama kadastrosuna itiraz olduğu gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Yönetimi, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı halde, yenileme kadastrosu sırasında davalı adına tespit gördüğü iddiası ile yenileme kadastrosuna itiraz etmiştir. Kadastro mahkemesince yenileme tespitine itiraz davasının reddine, mülkiyet uyuşmazlığına ilişkin davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiş ve dava dosyası önce sulh hukuk mahkemesine daha sonrada değer yönünden asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil davası niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu .... köyünde 31/05/1953 tarihinde ilan edilerek kesinleşen ...Serisi devlet ormanlarının orman tahdidi vardır....
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1975 yılında yapılıp 28/11/1988 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olmasına ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu ......
Bu açıklama sonunda; 1) Dava, sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin ise, askı ilân süresi içinde açılmış olan davada kadastro mahkemesinin görevli olacağı gözönünde bulundurularak işin esasına girilmeli ve yöntemine uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmeli, 2) Orman Yönetiminin davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olduğunun anlaşılması halinde, mülkiyete ilişkin ihtilafların uygulama kadastrosunun konusunu teşkil etmemesi nedeniyle davanın usûlen reddi ile mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, uygulama tutanağının ise kadastronun olağan usûle göre tamamlanması için kadastro müdürlüğüne iadesine karar verilmeli, 3) Davanın, hem uygulama kadastrosuna itiraza hem de mülkiyet iddiasına ilişkin bulunduğunun anlaşılması halinde; uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkin dava hakkında kadastro mahkemesince işin esasına girilerek karar verilmeli...
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, paftaların yenilenmesi kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 28.05.1971 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 15/02/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....