Taşınmazın aplikasyonla orman sınırları içerisinde gösterilmesi önceden kesinleşmiş orman kadastrosuna itiraz hakkı doğurmaz ve aplikasyona itiraz altı aylık süre içerisinde açılmış bir orman kadastrosuna itiraz olarak düşünülemez. Aplikasyona itiraz davası süreye bağlı bir dava değildir. Şartları oluştuğunda her zaman ileri sürülebilir. Kadastro mahkemesi 6831 sayılı Yasanın 11. maddesinde sözü edilen altı aylık süredeki orman kadastrosuna itiraz davalarına bakmakla görevli ve yetkilidir. Bunun dışındaki davalar kadastro mahkemelerinin görev alanına girmez. Tüm açıklanan nedenlerle, davacı tarafından açılan aplikasyona itiraz davasının bir orman kadastrosuna itiraz davası olmadığından görevli mahkeme kadastro mahkemesi olmayıp, genel mahkemeler görevli olacağından asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya aykırıdır....
Dolayısıyla kullanım kadastrosuna itiraz davalarında uyuşmazlık, taşınmazın sadece beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhine yönelik olup taşınmazın geometrik şekli ihtilaf konusu değildir. Dolayısıyla kullanım kadastrosuna itiraz davası devam ederken, uygulama kadastrosu yapılması ve kullanım kadastrosuna itiraz davasının, uygulama kadastrosuna engel teşkil etmesi açıklanan nedenlerle söz konusu olmadığına göre; çekişmeli taşınmaza ait uygulama kadastro tutanağının usulünce askı ilanına alınarak, yöntemince kadastronun ikmali için Kadastro Müdürlüğü'ne iadesine karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmaksızın ve usuli işlemler tamamlanmaksızın uygulama kadastrosuna yönelik bir dava da var imiş gibi hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir. O halde; mahkemece yapılacak iş, kadastro mahkemesinin kesinleşen dosyasında bulunan krokiyi, çekişmeli taşınmazın ifrazdan önceki ve sonraki paftalarını ve kesinleşen orman kadastro haritasını birbiri üzerine aplike etmek ve taşınmazın geniş çevresi içinde en az 7-8 orman sınır noktası görülecek şekilde uygulama yapmak suretiyle taşınmazın hangi bölümlerinin orman kadastro sınırı içinde kaldığını belirlemek ve bu bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.” denilmiştir....
Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; kadastro mahkemesinin kesinleşen dosyasında bulunan krokiyi, çekişmeli taşınmazın ifrazdan önceki ve sonraki paftalarını ve kesinleşen orman kadastro haritasını birbiri üzerine aplike etmek ve taşınmazın geniş çevresi içinde en az 7-8 orman sınır noktası görülecek şekilde uygulama yapmak suretiyle taşınmazın hangi bölümlerinin orman kadastro sınırı içinde kaldığını belirlemek ve bu bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.” denilmiştir....
Davacı Orman Yönetimi, dava konusu 165 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığını ileri sürerek orman tahdit sınırları içerisinde kalan bölümünün tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ederek dava açmıştır.Mahkemece, uygulama kadastrosuna itiraz yönünden açılan davanın reddine ve uygulama tutanağının olduğu gibi tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, mülkiyet yönünden mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ...Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir....
Türk birleşen dosyada 01.02.2005 tarihinde tapu kaydına dayanarak orman sınırlamasının iptali, fıstık çamı dikilmek suretiyle yapılan elatmanın önlenmesi ve ağaçların kal'i istemiyle, 15.04.2003 tarihinde ilan edilip 15.10.2003 tarihinde kesinleşen orman kadastrosuna karşı 10 yıl içinde 6831 sayılı yasanın 11/1 maddesi uyarınca dava açmış ise de, bu davanın görülebilme koşulu yasal değerini koruyan ve 4785 sayılı yasanın yürürlüğünden önce oluşturulan bir tapu kaydı bulunmasıdır. Somut olayda; dayanılan tapu bu nitelikte bir kayıt olmadığından kesinleşen orman kadastrosuna itiraz yönünden davanın dinlenme olanağı yoktur. Bu nedenle, mahkemece bilirkişi raporunda (B) ve (Bl) harfleri ile gösterilen ve kesinleşen orman sınırları içerisinde kalan bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı fıstık çamı dikmek suretiyle yapılan elatmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunduğuna ve orman bilirkişi ......
Türk birleşen dosyada 01.02.2005 tarihinde tapu kaydına dayanarak orman sınırlamasının iptali, fıstık çamı dikilmek suretiyle yapılan elatmanın önlenmesi ve ağaçların kal'i istemiyle, 15.04.2003 tarihinde ilan edilip 15.10.2003 tarihinde kesinleşen orman kadastrosuna karşı 10 yıl içinde 6831 sayılı yasanın 11/1 maddesi uyarınca dava açmış ise de, bu davanın görülebilme koşulu yasal değerini koruyan ve 4785 sayılı yasanın yürürlüğünden önce oluşturulan bir tapu kaydı bulunmasıdır. Somut olayda; dayanılan tapu bu nitelikte bir kayıt olmadığından kesinleşen orman kadastrosuna itiraz yönünden davanın dinlenme olanağı yoktur. Bu nedenle, mahkemece bilirkişi raporunda (B) ve (Bl) harfleri ile gösterilen ve kesinleşen orman sınırları içerisinde kalan bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı fıstık çamı dikmek suretiyle yapılan elatmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunduğuna ve orman bilirkişi ......
Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: KARAR 1) Dosya içindeki belgelerden çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 09/11/1977 ve itirazlı yerlerde de 17/05/1978 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu olduğu halde orman bilirkişi raporunda kesinleşen orman kadastrosuna göre taşınmazın konumunun saptanmadığı gözlenmiştir.Bu nedenle temyiz incelemesi yapılabilmesi için; Dava dosyasının, hükme esas alınan raporu düzenleyen ... ve orman bilirkişilerine verilerek; a) Keşif sırasında uygulandığı bildirilen orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası, kesinleşen orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritalarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de bu haritaların ölçeğine bilgisayar ortamında (... veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, bu haritalar birbiri üzerine ablike edilerek düzenlenecek bu haritalarda komşu...
Mahkemece dava konusu taşınmazın yörede 1974 yılında yapılıp 1975 yılında kesinleşen orman sınırlama haritası içinde kaldığı, 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarılan yerlerin Hazine adına çıkarılacağından kişilerin 2/B madde uygulaması istemine ilişkin dava açmakta hukuki yararları bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosuna itiraz ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1975-1976 yılları arasında 1744 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, daha sonra 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 22.1.2008 tarihinde ilan edilerek kesinleşmeyen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır....
Kesinleşen orman kadastrosunun bulunması halinde, bir yerin orman olup olmadığı, öncelikle varsa kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanakların uygulanması ile belirlenir. Tahdidin kesinleşmesi ve hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra orman sınırlamasının doğru olup olmadığı tartışma konusu yapılmaz. Ancak mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu yeterli değildir. Mahkemece 1979 yılında yapılan ilk orman tahdidi ile 1992 yılında yapılan 2/B çalışmalarına ilişkin orman kadastro tutanakları ve taşınmaza komşu parsel kayıtları getirtilmediğinden, orman kadastro tutanağında sınır olarak alınan 53 ile 54 numaralı OS noktalarının yerleri anlaşılamamış, bilirkişi kurulunca da sınır noktalarının bulunamadığı belirtilerek tahdit haritasına göre uygulama yapılmıştır....