Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ile tescili; karşı dava ise orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman tahdidi 3116 Sayılı Yasaya göre 1944 yılında yapılmıştır. Daha sonra yapılan ve 20.04.1988 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır....

    Somut olayda, davacı Gölcük İlçesi, Halıdere Yalı Mahallesinde bulunan 577 parsel sayılı taşınmazının yüzölçümünün yapılan Uygulama Kadastrosunda 2760 m2'den 726 m2'ye düşürüldüğünü, parselde 2034 m2'lik bir kaybın olduğu, yapılan uygulama çalışmasının hatalı olduğunu, bu hatanın düzeltilmesini davalı Gölcük Belediyesi ve taşınmazda hissedar olan diğer malikleri taraf göstererek açmış, yargılama aşamasında Gölcük Tapu Müdürlüğü davaya dahil edilmiştir. Uygulama kadastrosuna itiraz davalarının, hakları çatışanlar arasında görülmesinin gerekmesi, 6100 sayılı HMK. hükümlerine göre dahili dava ya da ıslah yolu ile de olsa dava dilekçesinde davalı gösterilen kişinin, 6100 sayılı HMK.nın 124....

    Dosyada doğru sonuca ulaşılabilmesi için; 6100 sayılı HMK.nın 31. maddesi uyarınca, davacı Belediye vekiline talebi açıklattırılmalı, talebinin hem 3402 sayılı yasanın 4/13- 14 maddeleri uyarınca yapılan orman tahdit haritalarındaki fenni hataların düzeltilmesi çalışmalarına itiraz, hem de kesinleşen orman kadastrosuna itiraz ve tapu kaydındaki orman şerhlerinin iptaline yönelik olduğunun bildirilmesi halinde, kesinleşen orman kadastrosuna itiraz ve orman şerhlerinin iptali talepleri yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik kararı verilmeli, fenni hataların düzeltilmesi çalışmalarına itiraz talebinin eldeki dosyada tutularak sonucuna göre karar verilmeli; talebin sadece kesinleşen orman kadastrosuna itiraz ve tapu kaydındaki orman şerhlerinin iptaline yönelik olduğunun bildirilmesi halinde, 3402 sayılı yasanın 4/13- 14 maddeleri uyarınca yapılan orman tahdit haritalarının düzeltimi çalışmalarında ve bu çalışmalara karşı Kadastro Mahkemesine açılan davalarda...

    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1999 yılında, daha önce sınırlaması kesinleşen orman kadastrosunun aplikasyonu, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmış, 27.05.2005 tarihinde ilan edilmiştir....

      Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının kesinleşen tesis kadastrosundan kaynaklanan mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı, mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı uyuşmazlığın uygulama kadastrosundan kaynaklanmayıp, tesis kadastrosuna itiraz niteliğinde olması halinde kadastro mahkemesinin görevli olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olayda dosyaya ibraz edilen uzman teknik bilirkişi raporunda orman niteliği ile Hazine adına kayıtlı bulunan 118 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ölçü krokisindeki noktaların, tesis paftasına doğru aktarılıp aktarılmadığı, tesis paftasında hata olup olmadığı ve uygulama kadastrosunun bu noktalara uygun olarak yapılıp yapılmadığı açıklanmadığından rapor denetime elverişli değildir....

        Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir. O halde; mahkemece yapılacak iş, kadastro mahkemesinin kesinleşen dosyasında bulunan krokiyi, çekişmeli taşınmazın ifrazdan önceki ve sonraki paftalarını ve kesinleşen orman kadastro haritasını birbiri üzerine aplike etmek ve taşınmazın geniş çevresi içinde en az 7-8 orman sınır noktası görülecek şekilde uygulama yapmak suretiyle taşınmazın hangi bölümlerinin orman kadastro sınırı içinde kaldığını belirlemek ve bu bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.” denilmiştir....

          Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; kadastro mahkemesinin kesinleşen dosyasında bulunan krokiyi, çekişmeli taşınmazın ifrazdan önceki ve sonraki paftalarını ve kesinleşen orman kadastro haritasını birbiri üzerine aplike etmek ve taşınmazın geniş çevresi içinde en az 7-8 orman sınır noktası görülecek şekilde uygulama yapmak suretiyle taşınmazın hangi bölümlerinin orman kadastro sınırı içinde kaldığını belirlemek ve bu bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.” denilmiştir....

            Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek, uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....

            Türk birleşen dosyada 01.02.2005 tarihinde tapu kaydına dayanarak orman sınırlamasının iptali, fıstık çamı dikilmek suretiyle yapılan elatmanın önlenmesi ve ağaçların kal'i istemiyle, 15.04.2003 tarihinde ilan edilip 15.10.2003 tarihinde kesinleşen orman kadastrosuna karşı 10 yıl içinde 6831 sayılı yasanın 11/1 maddesi uyarınca dava açmış ise de, bu davanın görülebilme koşulu yasal değerini koruyan ve 4785 sayılı yasanın yürürlüğünden önce oluşturulan bir tapu kaydı bulunmasıdır. Somut olayda; dayanılan tapu bu nitelikte bir kayıt olmadığından kesinleşen orman kadastrosuna itiraz yönünden davanın dinlenme olanağı yoktur. Bu nedenle, mahkemece bilirkişi raporunda (B) ve (Bl) harfleri ile gösterilen ve kesinleşen orman sınırları içerisinde kalan bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı fıstık çamı dikmek suretiyle yapılan elatmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunduğuna ve orman bilirkişi ......

              Türk birleşen dosyada 01.02.2005 tarihinde tapu kaydına dayanarak orman sınırlamasının iptali, fıstık çamı dikilmek suretiyle yapılan elatmanın önlenmesi ve ağaçların kal'i istemiyle, 15.04.2003 tarihinde ilan edilip 15.10.2003 tarihinde kesinleşen orman kadastrosuna karşı 10 yıl içinde 6831 sayılı yasanın 11/1 maddesi uyarınca dava açmış ise de, bu davanın görülebilme koşulu yasal değerini koruyan ve 4785 sayılı yasanın yürürlüğünden önce oluşturulan bir tapu kaydı bulunmasıdır. Somut olayda; dayanılan tapu bu nitelikte bir kayıt olmadığından kesinleşen orman kadastrosuna itiraz yönünden davanın dinlenme olanağı yoktur. Bu nedenle, mahkemece bilirkişi raporunda (B) ve (Bl) harfleri ile gösterilen ve kesinleşen orman sınırları içerisinde kalan bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı fıstık çamı dikmek suretiyle yapılan elatmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunduğuna ve orman bilirkişi ......

                UYAP Entegrasyonu