Orman kadastrosunun yapıldığı tarihte 6831 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde belirtilen bir yıllık itiraz süresi içinde orman kadastrosuna itiraz edilmediğinden işlem kesinleşmiştir. Davacının orman kadastrosunu iptal ettirecek hiçbir yasal yolu bulunmadığı gibi, kesinleşen orman sınırları içinde kalan taşınmazın orman rejimi dışına çıkartılması konusunda, davacının hukuki yararı ve aktif dava ehliyeti de bulunmamaktadır. Bu konuda Orman Yönetimini zorlayıcı nitelikte bir dava açılamaz (HGK 1994/690, 1996/233 ve 1998/338 sayılı kararları)....
Somut olayda, davacı Gölcük İlçesi, Halıdere Yalı Mahallesinde bulunan 577 parsel sayılı taşınmazının yüzölçümünün yapılan Uygulama Kadastrosunda 2760 m2'den 726 m2'ye düşürüldüğünü, parselde 2034 m2'lik bir kaybın olduğu, yapılan uygulama çalışmasının hatalı olduğunu, bu hatanın düzeltilmesini davalı Gölcük Belediyesi ve taşınmazda hissedar olan diğer malikleri taraf göstererek açmış, yargılama aşamasında Gölcük Tapu Müdürlüğü davaya dahil edilmiştir. Uygulama kadastrosuna itiraz davalarının, hakları çatışanlar arasında görülmesinin gerekmesi, 6100 sayılı HMK. hükümlerine göre dahili dava ya da ıslah yolu ile de olsa dava dilekçesinde davalı gösterilen kişinin, 6100 sayılı HMK.nın 124....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ile tescili; karşı dava ise orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman tahdidi 3116 Sayılı Yasaya göre 1944 yılında yapılmıştır. Daha sonra yapılan ve 20.04.1988 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır....
Dava, 2/B madde uygulama sahasında kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1953 yılında 3116 sayılı Yasaya göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda dava konusu taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmış, 1992 yılında yapılan ve 03.03.1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması sırasında orman niteliğini yitirmesi nedeniyle 2/B alanında gösterilmiş, 1972 yılında yapılan arazi kadastrosunda davalı adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın 1993 yılında kesinleşen 2/B madde sahasında kaldığı belirlenerek davanın kabulüne karar verilmişse de,aynı taşınmaz hakkında davalı ...'...
Dosyada doğru sonuca ulaşılabilmesi için; 6100 sayılı HMK.nın 31. maddesi uyarınca, davacı Belediye vekiline talebi açıklattırılmalı, talebinin hem 3402 sayılı yasanın 4/13- 14 maddeleri uyarınca yapılan orman tahdit haritalarındaki fenni hataların düzeltilmesi çalışmalarına itiraz, hem de kesinleşen orman kadastrosuna itiraz ve tapu kaydındaki orman şerhlerinin iptaline yönelik olduğunun bildirilmesi halinde, kesinleşen orman kadastrosuna itiraz ve orman şerhlerinin iptali talepleri yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik kararı verilmeli, fenni hataların düzeltilmesi çalışmalarına itiraz talebinin eldeki dosyada tutularak sonucuna göre karar verilmeli; talebin sadece kesinleşen orman kadastrosuna itiraz ve tapu kaydındaki orman şerhlerinin iptaline yönelik olduğunun bildirilmesi halinde, 3402 sayılı yasanın 4/13- 14 maddeleri uyarınca yapılan orman tahdit haritalarının düzeltimi çalışmalarında ve bu çalışmalara karşı Kadastro Mahkemesine açılan davalarda...
Dava, yineleme kadastrosuna itiraz ile kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1875 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve pafta yenileme kadastrosunun yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapıldığı saptandığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 21/12/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yönetimi vekili, 09/08/2012 havale tarihli karşı dava dilekçesi ile; taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı gerçek kişinin orman kadastrosuna itiraz davasının reddine; davalı-karşı davacı ... Yönetiminin tapu iptali ve tescil davasının tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı gerçek kişi ve davalı-karşı davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 21/11/2012 tarihinde ilan edilip kesinleşen sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1968 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz ve buna karşılık olarak açılan tapu iptali tescil istemine ilişkindir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1999 yılında, daha önce sınırlaması kesinleşen orman kadastrosunun aplikasyonu, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmış, 27.05.2005 tarihinde ilan edilmiştir....
Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının kesinleşen tesis kadastrosundan kaynaklanan mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı, mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı uyuşmazlığın uygulama kadastrosundan kaynaklanmayıp, tesis kadastrosuna itiraz niteliğinde olması halinde kadastro mahkemesinin görevli olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olayda dosyaya ibraz edilen uzman teknik bilirkişi raporunda orman niteliği ile Hazine adına kayıtlı bulunan 118 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ölçü krokisindeki noktaların, tesis paftasına doğru aktarılıp aktarılmadığı, tesis paftasında hata olup olmadığı ve uygulama kadastrosunun bu noktalara uygun olarak yapılıp yapılmadığı açıklanmadığından rapor denetime elverişli değildir....
Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek, uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....