Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yönetimi, Kadastro Mahkemesine verdiği 17.10.2011 tarihli dava dilekçesinde Paşaköy (eski 1871) 274 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tesbit edildiğini, ancak, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, tesbitin iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, yenileme kadastrosuna itiraz süresi içinde açılan davada, yenilemede hata olmadığı, uyuşmazlığın mülkiyete ilişkin olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, asliye hukuk mahkemesince taşınmazın orman sınırı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali istemine ilişkindir....

    Bozma kararında özetle “...Yörede 1973 yılında yapılan ilk orman kadastrosu ile 1998 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulamasına ilişkin belgeler ve haritaların getirtilip bir orman bir fen bilirkişi huzuruyla yapılacak keşifte yöntemine uygun şekilde hat uygulaması yapılması, ... ve ... sayılı parsellerin orman tahdit haritası ve orman rejimi dışına çıkarma haritasındaki konumlarının, ayrıca ... sayılı parselin ... parsel içindeki yerininde belirlenmesi, yapılacak uygulama sonucu ... sayılı parselin kesinleşen orman tahdit haritası ve ... parselin çapı içinde kaldığının tespiti halinde görevsizlik kararı verilmesi...” gereğine değinilmiştir....

      Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1946 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 1977 ve 17.07.1996 tarihlerinde ilan edilip kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 19.12.2006 tarihinde ilan edilmiştir....

        Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu Hamidiye Köyü 134 ada 363 parselin (C) harfli 9468,10 bölümünün davalı gerçek kişi adına iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre tapuya tesciline, (B1) ve (B2) harfli 215,42 m2 ve 1556,61 bölümler yönünden ise mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, yenileme kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 23.08.1975 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....

          Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu Hamidiye Köyü 134 ada 389 parselin (A) harfli 395,33 m2 ve 1944.3 bölümlerinin davalı gerçek kişi adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfli 7139,07 m2 bölüm yönünden ise mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, yenileme kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 23.08.1975 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....

            Yönetimi vekili de 27/05/2013 tarihli karşı dava dilekçesi ile 1196 parselin kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, davanın reddine, karşı davanın tefrikine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 22/03/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1985 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....

              Yönetimi vekili de 27/06/2013 tarihli karşı dava dilekçesi ile kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, davanın reddine, karşı davanın tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 30/04/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1958 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....

                Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 21.02.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen kadastrosu, 1974 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye davacının tutunduğu 10.03.1966 tarih 61 ve 107 sıra tapu kayıtlarının halen dava dışı kişiler adlarına kayıtlı oldukları, 1974 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında revizyon görmedikleri, 3402 sayılı Kanunun 11/4. maddesi uyarınca işleme tabi kayıt niteliğini kaybettikleri, davacı tarafından anılan tapu kayıtlarına dayanılarak açılan kadastrosuna itiraz davasının ......

                  Öyle ki; bir yerde kesinleşen orman kadastro çalışması varsa, o yerin orman olup olmadığı, kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması sonucu anlaşılır. Bundan ayrı; çekişmeli taşınmazın ifrazen geldiği 569 sayılı parselin önceki malikleri Kazım ve Ali Emiroğlu tarafından Orman Yönetimi aleyhine açılan kadastro mahkemesinin 1988/4 (bozmadan sonra 1990/259) sayılı orman kadastrosuna itiraz davası sonunda 569 sayılı parselin (A) işaretli 18240 m² bölümünün orman kadastro sınırı içinde kaldığı belirlenmiştir. Bu karar, taraflar yönünden kesin hüküm teşkil eder. Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 sayılı parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir....

                    Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir. O halde; mahkemece yapılacak iş, kadastro mahkemesinin kesinleşen dosyasında bulunan krokiyi, çekişmeli taşınmazın ifrazdan önceki ve sonraki paftalarını ve kesinleşen orman kadastro haritasını birbiri üzerine aplike etmek ve taşınmazın geniş çevresi içinde en az 7-8 orman sınır noktası görülecek şekilde uygulama yapmak suretiyle taşınmazın hangi bölümlerinin orman kadastro sınırı içinde kaldığını belirlemek ve bu bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.” denilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu