"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar ... ve ...; tapu kaydına tutunarak ... Köyünde bulunan dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği 8.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın, orman kadastro komisyonunca tahdit içinde bırakıldığı, taşınmazın tahdit dışına çıkarılması ve adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosuna itiraz ve tescil niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ...; tapu kaydına tutunarak ... Köyünde bulunan dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği taşınmazın orman kadastro komisyonunca tahdit içinde bırakıldığı, taşınmazın tahdit dışına çıkarılması ve adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosuna itiraz ve tescil niteliğindedir....
ORMAN KADASTROSUNA İTİRAZ 6831 S....
Yönetimi, davalının kadastro mahkemesinde açtığı ... kadastrosuna itiraz davasına karşı verdiği 27/06/2013 havale tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile; davalı adına kayıtlı olan ... ili, ... ilçesi, ... (...) köyü 113 ada 34 (eski 117) parselin kısmen kesinleşen ... sınırı içinde kaldığını ve eylemli ... niteliğinde olduğunu belirterek, tapu kaydının iptali ile ... niteliğiyle ... adına tesciline, el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, karşı davanın 2013/180 sayılı dosyadan tefrikine karar verildikten sonra kaydedildiği 2014/84 sayılı dosyada gerçek kişinin açtığı ... kadastrosuna itiraz davasının reddine, ......
Mahkemece, Orman Yönetiminin talebinin uygulama kadastrosuna itiraz yanında tescil talebini de içerdiğinden tescil talebine ilişkin talebin tefrikine karar verilmiş, yargılama sonucunda 22/2-a çalışmalarına itiraza ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 17.04.1979’da ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulamaları ile 1987 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde çalışmaları bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu çalışmaları ise 1968 yılında gerçekleştirilmiştir. 1967 yılında yapılan genekl arazi kadastrosu çalışmaları ile 2014 yılında yapılan 22/2-a madde çalışlmaları vardır....
Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman tahdidine karşı tapuya dayalı olarak 10 yıllık süre içerisinde açılan orman kadastrosuna ve kadasro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 13.05.1998 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....
Orman Yönetimi 16.03.2011 tarihinde, taşınmazın yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdidinde orman sınırları içinde bırakıldığını belirterek, tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle ... adına tapuya tescili istemiyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemece, uygulama kadastro çalışmasının usûlüne uygun olduğu gerekçesiyle bu yöne ilişkin davanın reddine, çekişmeli taşınmazın uygulama tutanağındaki gibi tapu siciline aktarılmasına, mülkiyete yönelik davada mahkemenin görevsizliğine ve talep halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, uygulama kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların davasının tesis kadastrosuna itiraz niteliğinde olmayıp, uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; uygulama kadastrosuna karşı süresinde açılmış olan dava hakkında Mahkemece; işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 21.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 1944 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve daha sonra orman niteliğinin yitirilmesi nedeniyle 2/B madde uygulamasıyla orman rejimi dışına çıkarıldığı, bu işlemin de kesinleştiği belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava orman kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğuna göre yalnızca davanın reddi ile yetinilmesi gerekirken sicil oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 1944 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve daha sonra orman niteliğinin yitirilmesi nedeniyle 2/B madde uygulamasıyla orman rejimi dışına çıkarıldığı, bu işlemin de kesinleştiği belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava orman kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğuna göre yalnızca davanın reddi ile yetinilmesi gerekirken sicil oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....