Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğünü davalı göstererek... mahallesinde 25-30 yıldır ikamet ettiğini, yörede kullanım kadastrosu yapıldığını, adresini verdiği yerde bulunan 6804, 6805 ada ve 3-4 blok parsellerin kullanıcısı olduğu halde kullanıcı belirtmesi yapılmadığını ileri sürerek adına tescil talebiyle tespite itiraz etmiş; 23/12/2011 havale tarihli dilekçesiyle davasının kadastro tespitine itiraz davası olduğunu bildirirerek davalısını Kadastro Tespit Komisyonu olarak düzeltmiş; 10/02/2012 havale tarihli dilekçesiyle tespitine itiraz ettiği taşınmazın 6804-6805 ada 57 parsel sayılı taşınmaz olduğunu bildirerek davalıları Hazine ve Orman Yönetimi olarak düzeltmiştir. Kadastro mahkemesince kullanım şerhi istenen taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Davacı gerçek kişi vekili, birleşen 22. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında, ... ile ......

    Davacı gerçek kişi, yörede 3402 sayılı Yasanın 5831 sayılı Yasa ile değişik ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosunda 2/B uygulaması nedeniyle Hazine adına tespit edilen taşınmazın üzerindeki fındık ağaçlarının kendisine ait olduğu beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin beyanlar hanesinin kullanım kısmının iptali ile beyanlar hanesine "bu parsel üzerindeki fındık ağaçları ... kızı 1950 doğumlu ...'nin kullanımında olup halen kendisine aittir." şeklinde şerh düşülmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kullanım kadastrosu nedeniyle yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kullanım kadastrosunun tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 01.11.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 1977 yılında yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazlardan 727 sayılı parselin tamamı, 731 ve 894 sayılı parsellerin ise kısmen 1991 yılında yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulaması kapsamında kalan yerlerden olduğu ve Hazine tarafından da açılmış bir dava bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/06/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Dava, 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tesbiti yapılan taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe ve kullanım kadastrosunun iptaline yönelik olarak açılmış kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp 21/10/2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile 5831 sayılı Kanunun 8. mddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 4 maddesi gereğince yapılan 01/06/2010 - 30/06/2010 tarihleri arasında ilân edilen kullanım kadastro çalışması vardır. İncelenen dosya kapsamına, toplanan delillere ve kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 24/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

          Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Bölgede 1979 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2.madde çalışmaları ile 1988’da kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. 2010 yılında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen Ek - 4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına göre, dava, hükmü temyiz eden Orman Yönetimine mahkemece ihbar olunduğu ve idarece usulüne uygun olarak harçlı katılma dilekçesi ile davaya katılınmadığı gibi ayrıca açılmış bir davasının da bulunmadığına göre, hükmü temyiz etmekte taraf sıfatı bulunmamaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/02/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

            Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Bölgede 1979 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2. madde çalışmaları ile 1988’da kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. 2010 yılında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen Ek - 4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına göre, dava, hükmü temyiz eden Orman Yönetimine mahkemece ihbar olunduğu ve idarece usûlüne uygun olarak harçlı katılma dilekçesi ile davaya katılınmadığı gibi, ayrıca açılmış bir davasının da bulunmadığına göre, hükmü temyiz etmekte taraf sıfatı bulunmamaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE 14/02/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

              Davacı kullandığı yerin 500 m2 yüzölçümünde olmasına rağmen kullanım kadastrosu sırasında 87,34 m2 olarak belirlendiğini ve kullanımında olmasına rağmen ormana bırakılan 413 m2’nin ormanla ilgisinin olmadığını ve uzun zamandan beri ikamet adresi olarak kullandığını belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk defa 1948 yılında yapılan orman tahdidi ve 22.04.1987 tarihinde ilan edilen herhangi bir nedenle sınırlama dışında kalmış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır. Mahkemece; dava kadastro tespitine itiraz olarak nitelendirilip işin esası incelenerek hüküm kurulmuş ise de, anılan karar usul ve yasaya aykırıdır....

                Davacı, taşınmazın tek başına kendi kullanımında olmasına rağmen, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde davalı kişi lehine de hatalı olarak kullanım şerhi verildiği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu ... köyü, 398 ada 7 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde yazılı bulunan “... oğlu 1972 doğumlu ...’ın 1992 yılında beri kullanımındadır” şeklindeki şerhin iptali ile, yerine; “Taşınmazın ...oğlu 1968 doğumlu ...’ın kullanımında olduğu ve üzerindeki bina ... oğlu ...’a ait olduğu” şeklinde şerh verilerek Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp 15/06/2006 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır....

                  Davacı ..., 03.05.2010 tarihli dilekçesiyle, dava konusu taşınmazın murislerinden intikal eden tapulu yeri olduğu iddiasıyla taşınmazın murisi ... oğlu ... adına tescilini, mülkiyet iddiasının reddi halinde ise davalı gerçek kişiler lehine verilen kullanım şerhinin iptali ile beyanlar hanesine kullanıcı olarak iskan tapusunun maliklerinin mirasçılarının yazılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu ... ilçesi ... köyü, 104 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ...’i temsilen oğlu ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....

                    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 3302 sayılı Yasaya göre 1992 yılında yapılıp 09.06.1993 tarihinde askı ilanı yapılarak 10.12.1993 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu