Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kesinleşen tahdit içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali tescil, el atmanın önlenmesi, kamulaştırma şerhinin silinmesi niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1946 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1958 yılında genel arazi kadastrosu, 21.11.1991 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır....

    Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1968 yılında 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda, dava konusu taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmış, 2005 yılında yapılan ve 12.10.2005 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmış, 1982 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazın, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan, hata ile ikinci kere kadastrosu yapılarak kişiler adlarına özel mülk olarak tesbit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R ... Köyü 1642 sayılı parsel hakkında taraflar arasında görülen orman tahdidine itiraz ve tapu iptali tescil istemli davada, mahkemece Hazinenin tapu iptali tescil davasının reddine, gerçek kişinin orman tahdidine itiraz davasının kabulüne karar verilmişse de, verilen karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.03.2007 gün 1081-3235 sayılı kararıyla bozulmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVACI-DAVALI : Taraflar arasındaki 2/B şerhinin silinmesi ve tapu iptail tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R ... Köyü 1531 sayılı parsel hakkında taraflar arasında görülen tapu iptali tescil ve şerhin silinmesi istemli davada mahkemece yönetimlerin tapu iptali tescil davasının reddi, gerçek kişinin 2B şerhinin silinmesi davasının kabulü yolunda verilen karar Yargıtay 20. Hukuk Dairenin 07.06.2007 tarih 7507-7702 sayılı kararıyla bozulmuştur....

          Kamulaştırma kararının dayanağını oluşturan imar planı iptal edilmesine karşın, her ne kadar tescil yolsuz hale gelmiş ise de; davacının tapu iptali ve tescil talebinin koşullarının oluşup oluşmadığı, Kamulaştırma Kanunu'nun 23.maddesinin koşullarının oluşup oluşmadığı, bedel iadesinin gerekmesi halinde ödenmesi gereken miktarın ne olması gerektiği anılan madde çerçevesinde değerlendirilecektir. Temel ilişki kamulaştırma işlemi olup Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 21.06.2019 tarih ve 678 sayılı İş Bölümü kararına göre "Kamulaştırma Kanunu'ndan kaynaklanan tapu iptali ve tescil ve bedelin idaesi " şeklinde sayılan işlerden olduğu anlaşıldığından kararın istinaf incelemesini yapma görevi dairemize ait olmayıp İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesine ait olduğu anlaşılmakla, dosyanın görevli Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir....

          Kamulaştırma kararının dayanağını oluşturan imar planı iptal edilmesine karşın, her ne kadar tescil yolsuz hale gelmiş ise de; davacının tapu iptali ve tescil talebinin koşullarının oluşup oluşmadığı, Kamulaştırma Kanunu'nun 23.maddesinin koşullarının oluşup oluşmadığı, bedel iadesinin gerekmesi halinde ödenmesi gereken miktarın ne olması gerektiği anılan madde çerçevesinde değerlendirilecektir. Temel ilişki kamulaştırma işlemi olup Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 21.06.2019 tarih ve 678 sayılı İş Bölümü kararına göre "Kamulaştırma Kanunu'ndan kaynaklanan tapu iptali ve tescil ve bedelin idaesi " şeklinde sayılan işlerden olduğu anlaşıldığından kararın istinaf incelemesini yapma görevi dairemize ait olmayıp İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesine ait olduğu anlaşılmakla, dosyanın görevli Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir....

          Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre dava konusu taşınmaz, 25.07.1973 tarihli 1/1500 ölçekli ........sahasında yeşil sahada kelimesi nedeniyle 30.07.1985 tarihli encümen kararı ile karşılaştırmasına karar verildiği, davacı tarafa kamulaştırma işlemlerinin noter karşılığı ile tebliğ edilmediği davacı payının eski Fatih 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/600 esas 1986/1018 sayılı kararı ile davalı idare adına tescil edildiği anlaşılmıştır. 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. madde; 13.03.2015 gün 29294 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 14.09.2015 günü yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95 2014/176 sayılı kararı gereğince iptal edildiğinden bu maddenin uygulanması mümkün olmadığı gibi; Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca hakların kullanılması ve harçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi açısından usulüne uygun yapılan tebligatla başlar....

            Bankasına yatırıldığı, kamulaştırma evrakının tapu maliki ...'in tüm mirasçılarına 23.11.2000 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durum karşısında, kamulaştırma işlemi ve kamulaştırma bedeli kesinleşen dava konusu taşınmazın yasal şartlarının oluşması nedeniyle tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahallesi 7912 ada 13, 16 ve 17 sayılı parsellerin davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptaline ve Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken yine kesinleşmiş 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılma işlemi kesinleşen taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1975 yılında yapılıp, 26.11.1975 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde ve 1986 ve 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B uygulaması 1993 yılında yapılıp, 26.02.1993 tarihinde ilan edilerek, dava tarihinden önce kesinleşen, ......

                İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekil istinaf dilekçesi ile özetle; dava konusu taşınmaz üzerine bırakılan 31/b şerh işleminin davalı idare ve dolayısı ile kamunun menfaatini korumak adına bırakılan ve Kanun tarafından idareye tanınan bir hak ve yetki olduğunu, kesinleşen mahkeme kararları ile kazanılmış haklarının zayi olmaması, tescil işlemlerinin gerçekleşmesi ve usul ekonomisi gereği, dava konusu yapılan taşınmazın tapu sicillerine bu şerhlerin konulmasının talep edildiğini, şerhin konulduğu tarihten önce, dava konusu taşınmaz ile ilgili karar veren mahkeme nezdinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine dayanılarak açılmış bir dava bulunduğunu, mahkeme kararı sonucu tescil işlemleri gerçekleştiğinde ilgili şerhin, tapu müdürlüğü tarafından re'sen kaldırılması gerektiğini, tapu iptal ve tescil talebinde bulunulmasına rağmen gerekli tescil işlemi yapılamadığını, idare'ye izafe edilecek bir kusur bulunmadığından tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin İdare üzerinde bırakılmasının...

                UYAP Entegrasyonu