"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı ... tarafından istenilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, ... Köyü 104 sayılı 20900 m2 yüzölçümlü parselin tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın kesinleşmiş 6831 sayılı Kanunun 2/A madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır....
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davanın, orman tahdidine itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, 6 aylık ilân süresi içinde açılacak tahtide itiraz davalarının kadastro mahkemesince görülmesi gerekmekte ise de tapu iptali ve tescil davalarının kadastro mahkemesinde değil genel mahkemelerde görülmesinin gerektiği açıklanarak, Mahkemece orman tahdidine itiraz yönünden taşınmazın orman sınırları içerisine alınmasına karar vermekle yetinilmesi, davacının tapu iptali ve tescil talebi yönünden ise görevsizlik kararı verilmesi" gereğine değinilmiştir....
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ ..davanın; orman kadastrosuna itiraza ilişkin olup, bu aşamada mülkiyet aktarımını gerektirir tapu iptali ve tescile ilişkin olmadığından, somut olayda, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesindeki “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit (bu kavram içine daha önce arazi kadastrosu yapılan ve yapılmayan tüm taşınmazların girdiğinin kabulü gerekir) taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tespiti, orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılan orman kadastrosuna, davacı ......
Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın (A) harfi ile işaretli 6988,81 m2 ve (B2) ile gösterilen 757,31 m²'lik bölümlerinin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, üzerindeki muhdesat şerhinin silinmesine, elatmanın önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescili ile müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir....
Bu sebeple, öncelikle davalı gerçek kişi tarafından çekişmeli yere ilişkin orman kadastrosuna itiraza yönelik bir dava açılıp açılmadığı mahkemece ilgili yerlerden araştırılmalı, eğer böyle bir dava var ise eldeki dava ile birleştirilmeli ve birlikte karar verilmelidir. Gerçek kişi tarafından orman tahdidine itiraza yönelik bir dava açılmamış ise dava kesinleşmiş tahdide dayalı tapu iptali ve tescil niteliğinde olduğundan, mahkemece dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosuna göre konumu belirlenip buna göre karar verilmesi gerekirken hava fotoğrafı ve memleket haritasına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 2017/193 E. 2019/4985 K.) Yukarıda açıklanan sebeplerle mahkemece yapılan araştırmalar hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir....
olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin verilen yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, " öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....
Yönetiminin kesinleşmiş orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığı, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın bu bölümlerinin orman sınırları içinde kaldığı belirlendiğine göre, bu bölümler yönünden de davanın kabulü gerekirken yasal olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: 1-Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin çekişmeli taşınmazın (B1) işaretli bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüm yönünden hükmün ONANMASINA, 2- İkinci bentte açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin çekişmeli taşınmazın (B2) ve (B3) işaretli bölümlerine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile bu bölümler yönünden hükmün BOZULMASINA 21.06.2011 günü oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki tahdide itiraz ve tapu iptali tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı gerçek kişiler, yörede yapılan kadastro çalışmasında 101 ada 316 parsel olarak orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilerek tapu kaydı oluşan taşınmazın 14.05.2001 tarihinde ilan edilen orman kadastro çalışmalarında orman sınırları içinde bırakıldığını açıklayarak zilyetliğe dayalı olarak orman tahdidine itiraz ve tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tescili talebi dava açmışlar; mahkemece davanın reddi yolunda kurulan ilk hükmün davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09.12.2004 tarih 2004/7568-12823 sayılı ilamı ile “çekişmeli taşınmazın resmi belgelerdeki konumunun incelenmesi, orman sayılan...
Köyü 157 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kısmen orman olduğunu ve kısmen kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığını, taşınmazın orman olan kısmının öncesi itibariyle orman olduğu gibi eylemli durumu itibariyle de orman niteliğine haiz olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre orman sınırlarında daraltma yapılamayacağını belirterek, tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman olarak tespit edilecek kısmının orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın öteden beri özel mülkiyete konu arazi olduğunu, hiçbir zaman orman niteliği kazanmadığını, tahdidin hatalı yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. III....
Hukuk Dairesinin 10/11/2005 gün ve 2005/7117-13394 sayılı bozma kararında özetle; "Dosyada mevcut bilirkişi raporundan taşınmazın 1941 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan orman tahdidine göre orman sınırları içinde orman olduğu ve 1976 yılında 1744 Sayılı Yasayla değişik 2. madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşılmaktadır. 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/2 maddesinde “...orman sınırı dışına çıkartılacak yer sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder” hükmü yer almakta olup; eğer çekişmeli taşınmaz, değişik 2. madde ile orman rejimi dışına çıkarılmış ise, ancak öncesinin tapulu olması halinde taşınmazın tapu maliklerine iadesi söz konusudur. Oysa, dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı, taşınmaz orman sınırları içinde orman alanı iken 1960 yılında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak oluşmuştur....