Bu kapsamda öncelikle; 6100 sayılı HMK.nın 31. maddesi kapsamında, davacı vekiline, talebinin uygulama kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyete mi ilişkin olduğu; ya da her iki konuda taleplerinin olup olmadığı açıklattırılmalı; taleplerinin sadece uygulama kadastrosuna itiraza yönelik olduğunun bildirilmesi halinde dosyada toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ile esasa ilişkin bir karar verilmeli; taleplerinin sadece mülkiyete ilişkin olduğunun bildirilmesi halinde yazılı olduğu gibi Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerektiği düşünülmeli; hem uygulama kadastrosuna itiraz, hem de mülkiyete yönelik talepleri olduğunun bildirilmesi halinde, uygulama kadastrosuna itiraz talepli davanın elde tutularak, mülkiyete ilişkin talep yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik kararı verilmeli; sonrasında yine elde tutulan uygulama kadastrosuna itiraz talebi yönünden dosyadaki delil durumuna göre esasa ilişkin karar verilmelidir....
İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....
Hukuk Dairesinin 20.09.2007 tarih 2007/8746 - 10955 sayılı kararı ile eldeki davanın hem tapu kaydının iptali ve tescil hemde yargılama sırasında ilan edilen orman kadastro çalışması nedeni ile orman tahditine itiraz niteliğinde olduğu, orman tahditine itiraz davasının kadastro mahkemesinde incelenmesi gerektiği, bu yüzden tahdite itiraz davasının tefrik edilerek kadastro mahkemesine gönderilmesi" gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak orman kadastrosuna itiraz davasının tefrik edilmiş ve bu dava yönünden mahkemenin görevsizliği ile dosyanın görevli kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Hüküm davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmektedir. Dava, 6 aylık askı ilan süresi içinde orman kadastro çalışmasına itiraz niteliğindedir. Yörede 08.06.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastro çalışması ile 31.08.2005 tarihinde ilan edilerek eldeki dava nedeni ile kesinleşmeyen orman kadastro çalışması bulunmaktadır....
Davacı dava dilekçesinde taşınmazların bulunduğu bölgede yapılan uygulama kadastrosu sırasında taşınmazın sınırlarında değişiklik yapıldığı gibi yüzölçümünün de eksildiğini öne sürerek dava açmış, dosya kapsamına alınan bilgi ve belgelerden de davacı adına kayıtlı olan eski 425 yeni 472 ada 53, 2/B vasfı ile Hazine adına kayıtlı ve davalı ...’in kullanımında olan eski 2200 yeni 472 ada 55 parseller hakkında uygulama tutanağı düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacının açıklanan talebi ile taşınmazlar hakkında düzenlenen uygulama tutanakları gözetildiğinde uyuşmazlığın uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu görülmektedir. Kural olarak uygulama kadastrosuna itiraz davalarının askı ilan süresi içinde açılması halinde Kadastro Mahkemesinde, askı ilan süresinden sonra açılması halinde ise Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi zorunlu bulunmaktadır. Somut olayda; .......
bulunduğu, uygulama kadastrosuna itiraz olarak açılan eldeki davada mülkiyet ihtilafının çözülemeyeceği ve bu uyuşmazlığın Kadastro Mahkemesinin görev alanı dışında olduğu açıklanarak, Mahkemece, uygulama kadastrosu sınırının doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine, taşınmazın uygulama tespiti gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine" değinilerek bozulmuş; bu kez davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2021 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Kesinleşen Uygulama Kadastrosuna İtiraz KARAR : Torbalı 2....
İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....
Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait 109 ada 29 ve 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 109 ada 28 parsel sayılı taşınmazın uygulama tespiti gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır....
YÖNETİMİ vekili tarafından temyiz edilmiştir Dava, yenileme kadastrosuna itiraz ile kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1975 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21/12/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir....