WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili, kefaletin usulsüz olduğunu, kefalet limitinin sözleşmeye sonradan yazılmış olduğunun çıplak gözle bile anlaşılabildiğini, sözleşme tarihi olan 2006 yılında YTL kullanıldığı halde sözleşmedeki miktarın TL olarak sonradan yazılmış olduğunu, kefaletin geçersiz olduğunu, imzanın murise ait olup olmadığının, sözleşme tarihinde davacı bankanın belirtilen limitle ilgili damga vergisi yatırıp yatırmadığının, bahse konu kredilerin murisin ölümünden önce kullandırılıp kullandırılmadığının araştırılmasının gerektiğini, müvekkillerinin temerrüde de düşürülmediğini beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı .............. arasında akdedilen 27.04.2005 tarihli Genel Kredi Taahhütnamesi'nin davalı tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kat ihtarına rağmen kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle, müvekkilinin alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının usule yönelik bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibinin davalının haksız kısmi itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı .... ile davacı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını ve kefaletin ve dava dışı asıl borçlu... İnş. Ltd.Şti.'...

        İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir.Bu nedenle de somut olayda olduğu gibi icra emri tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, ...'...

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; ilamlı icra takibinde düzenlenen icra kefaletinin geçersiz olduğuna yönelik icra emrinin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 16., Türk Borçlar Kanunu md. 583., 584. 3....

            Davalı kefilin şekil noksanlığını ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılmak vasfında olduğu davalı bankaca açıkça ortaya konulamadığından kefaletin geçersizliğinin kabulü gerekir. Kaldı ki kefilin sözleşmeden sonra bankaca yapılan ilk talepte kefaletin geçersizliğini ileri sürdüğü ve kabullenme iradesinin de bulunmadığı da anlaşılmaktadır.Mahkemece, öncelikle kefaletin geçerli olabilmesi için gerekli olan davalının el yazısı ile doldurması gereken hususlardaki inkar çerçevesinde bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kefilin ilk derece mahkemesince sorumlu tutulması ve istinaf mahkemesince de ilk derece mahkemesi kararının benimsenmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'...

              TL ile sınırlı olmak ve icra dosyaları açısından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalının icra takip dosyalarına yapmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamı ile davalı aleyhine %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin .... tarihinde ...'in .... genel kredi sözleşmesi ile bankadan çekmiş olduğu krediye kefil olduğunu ve bu krediye ilişkin borcun ödendiğini ve kefalet sözleşmesinin sona erdiğini, bu krediye ilişkin bonç ödendikten sonra asıl borçlu tarafından kefaletin devam edip etmediğinin banka görevlisine sorulması üzerine kefaletin sona erdiğinin belirtildiğini, ...'in daha sonra kullanmış olduğu kredilere yönelik herhangi bir kefaletinin bulunmadığını, takip ve dava konusu yapılan kredi borcunun ... tarafından mobil bankacılık üzerinden çekilen krediler olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafından müvekkil aleyhine başlatılan her üç takipte toplam ana para borç miktarının ........

                CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Asıl borçlu firmanın ortağı olduğu davalının kredi borcuna kefil olduğunu, asıl borçlunun konkordatoya başvurduğunu, kefalet sözleşmesinde davalının el yazısı ile yazılmış sorumluluk altına girdiğini belirten bir ibare olmadığından kefaletin geçerli olmadığını, kefaletin 3.000.000,00 TL ile sınırlı olmasına rağmen takipte fazla miktarda talepte bulunulduğunu, faiz oranının fahiş olduğunu, icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

                  Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 02/12/2014 NUMARASI : 2014/520-2014/1916 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına, kefaletin düzenleme tarihi olan 31.12.2012 tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanun'unun 583.maddesinde belirtilen şekilde kefalet sözleşmesi düzenlenmemiş olup, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış olmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından davanın kısmen kabulü, kefaletin iptali taleplerinin reddi yönünden; davalı müflis banka tarafından davanın kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre yersiz görülen temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere...

                      UYAP Entegrasyonu