ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/844 Esas KARAR NO : 2022/826 DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/11/2022 KARAR TARİHİ : 14/12/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP : Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkillinin, Aksaray İli, Eskil İlçesinde bulunan Çiftliğin satışı için ...'ye vekaletname verdiğini, çiftliğin satış parasını ... müvekkilinden borç olarak aldığını, bu borcun karşılığında ... Etlik Şubesinin 21.02.2010 tarihli 50.000 TL bedelli çekini verdiğini,, davalı ... ..., ...'...
. - 15863027866 DAVA :İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ :23/02/2023 KARAR TARİHİ :27/02/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :27/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; ......
-KARAR- Dava, bireysel ürün ve hizmet paketi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı, duruşmalara katılmadığı gibi, cevap dilekçesi de vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde davalının sözleşmeyi garantör sıfatı ile imzaladığı sözleşmede kredi limitinin yer almadığı, davalının garantör olarak yer aldığı sözleşmede kefalet limiti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Dava, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, kefalet limitinin 125.000,000 TL olup, bu miktarın üzerinde talepte bulunulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalının kefalet limitinin 300,00 TL olduğu, garanti edenin limit artışlarından sorumlu tutulabilmesi için sözleşme koşullarındaki değişikliğin ona bildirilmesi onun da bunu kabul etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 09.12 .2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
. - K A R A R - Dava; kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı işyerindeki arkadaşına kredi kartı alması için kefil olduğunu, limit belli olmadığı için sorumluluğun bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; sözleşmede kefillin sorumlu olacağı miktarın yazılı olmadığı gibi içeriğinden de bu hususun anlaşılmadığı, bu durumda kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Davacının müteselsil kefaleti şahsi kefalet olup, şirket ortaklığının devredilmesi şahsi kefaletini sona erdirmeyecektir. Mevduatın takas mahsup edilebileceğine ilişkin mevduat sahibi ile banka arasında yazılı bir antlaşmanın mevcut olduğu durumlarda bankanın takas hakkını kullanılmasına yasal engel bulunmamaktadır. Davalı bankanın, aralarındaki sözleşmeye istinaden takas mahsup yetkisini kullanarak davacının kefaletinden kaynaklanan borca mahsup gerçekleştirdiği sonuç ve kanaatine varmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 582. Maddesinde "- Kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalılar vekili; kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; sözleşmenin yazılı olması, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmesi, kefalet tarihinin belli olması ve ayrıca sorumlu olacağı miktarı kendi el yazısı ile yazılmasının gerektiğini, sözleşme incelendiğinde müvekkillerinin kefalet tarihinin belli olmadığını, müvekkillerinin kefil oldukları veya kefalet miktarlarının da kendi el yazısı ile belirtilmediğini, kefalet tarihi olmayan sözleşmelerin geçersiz olacağını, el yazısı şartının, kefili risklerden korumaya yönelik olduğunu, kefil oldukları iddia edilen müvekkillerinin el yazılarını içermeyen sözleşmenin geçerli olmadığını,davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, ticari kart sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; temlik eden davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ......
Bu nedenle ödediği kefaletten kaynaklanan bedeli rücuen davalıdan istemektedir. Elde ki dava, 6098 sayılı TBK.’nun 581 ve devamı maddelerinde düzenlenen kefalet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Davanın temelinin Genel (Ticari) Kredi sözleşme ve ilişkisine dayandığı söylenemez. Temel ilişki davanın tarafları arasında aranır. Davada taraf olmayanlar ile davanın tarafları arasındaki ilişki huzurda görülen davada (en azından görev noktasından) esas alınamaz. Taraflar arasında hiç bir hukuki, ticari ilişki bulunmamaktadır. İkisi de dava dışı bir şirketin kullandığı krediye kefil olmuşlardır ve kefaletten kaynaklanan borcun eşit olarak alınmadığı iddiası bulunmaktadır. Ticari bir sözleşme olan genel kredi sözleşmesine ve buna bağlı olarak, kefaletten kaynaklanan imzalara, şekil kurallarına, ödenen borcun miktarına vb. itiraz da yoktur. Davanın çözümü sadece kefalet hukukunu ilgilendirmektedir. Gerçekten de Yargıtay 3....
Dolayısıyla yalnız genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumludur. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek, olaya uygun düşmeyen bilirkişi raporu benimsenerek davalının imzasının bulunmadığı kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borçtan da sorumlu tutulması ve buna bağlı olarak toplam alacak üzerinden davalı aleyhine fazla icra inkar tazminatına hükmolunması doğru olmayıp, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. Müteselsil kefil kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olup, kefilin temerrüdü için hesap kat ihtarının tebliğ edilmesi gereklidir. Kefiller, kendi temerrüdünün sonuçlarından kefalet limiti kapsamında asıl borçlunun borcu kadar sorumludur....