WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava tarihinden önce ölen kişinin Medeni Kanuna göre taraf ehliyeti son bulacağından ölü kişi aleyhine dava açılamayacak ise de; Hazinenin dava açtığı kişi tapu kayıt maliki olup, tapuda malik olarak görünen kişinin ölü olduğunun bilinememesi kabul edilebilir bir yanılgı teşkil edeceğinden daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam edilmelidir. Mahkemece, davacıya ölü tapu kayıt maliki mirasçılarına davayı yöneltme imkanı tanınarak taraf teşkili sağlanmalı ve bundan sonra işin esasına girilip inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 06.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    'ün, nüfus kayıtlarına göre annesi görünen Hazmi ... ile kaydının düzeltilmesi sonucunda anne ve babası olan... ile ... sağ görünmektedir. Davalı ...'ın kaydının düzeltilmesi durumunda, kayda göre babası görünen ölü ...'ün mirasçıları, yine kayden annesi görünen Hazmi ... ile gerçek anne ve babası olduğu ileri sürülen ... ile... ın, yöntemince davaya katılmalarının sağlanmasından sonra dosyadaki belgeler ve toplanacak kanıtlara göre oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken usulüne uygun biçimde taraf oluşumu sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      e davalı ... tarafından verilen vekaletnamenin veya onaylı suretinin, 2- Anataşınmazda tapuda 6 nolu bağımsız bölüm maliki olarak görünen ... ...'nun davaya dahil edilen mirasçıları dışında başkaca mirasçıları olup olmadığının denetlenmesi yönünden ... ...'na ait veraset ilamı veya nüfus aile kayıt tablosunun, 3- Tapuda 4 nolu bağımsız bölüm maliki görünen ... ...'in sağ olup olmadığı, ölü ise veraset ilamı veya nüfus kayıtlarının ve davalı olarak gösterilen ... ... ile bağlantısını gösteren belge ve kayıtların, 4- Anataşınmaza ait karar defterinin aslının veya onaylı örneğinin, Getirtilerek dosyaya konulmasından ve gelen belgelerin yeterliliğinin mahkemece denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        KARAR Davacı dava dilekçesinde nüfusta bekar ve sağ görünen ... 'ın kaydının iptalini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu tür davalarda ilgililerin ve kaydın iptali halinde hukuku etkilenecek kişilerin davaya dahil edilmesi ve nüfus kayıt düzeltim davalarının kamu düzenini yakından ilgilendirdiğinden; davadan etkilenecek kişilerin sağ iseler kendilerinin, ölü iseler mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir....

          İlke olarak mecburi dava arkadaşlığı veya yasaların öngördüğü (Örneğin; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu m. 14/5, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 29. maddesi gibi) istisnai haller dışında kendisine husumet yöneltilen kişinin dışında (ve bu arada 04.05.1978 gün ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ölü kişinin mirasçılarına) ve bir başkasına dahili dava veya müdahil-davalı ve benzeri tanımlamalarla taraf sıfatı verilemez. Davacı taraf istese ve masrafını da vererek dava dilekçesinde davalı olarak hiç gösterilmeyen kişiye davetiye tebliğ edilse, mahkemece ara kararı veya eylemli olarak dahili davalı veya benzeri tanımlamalarla duruşmalara kabulüne karar verilse bile, anılan kişinin usulü dairesinde davada taraf sıfatını kazandığı kabul edilemez. Dava şartlarından olan karar ehliyeti, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olmakla mümkündür. Medeni haklardan yararlanma ise kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp ölümüne kadar devam eder....

            Öyleyse mahkemece yapılacak iş, davanın öncelikle ölü ... mirasçılarına yöneltilmesi, ... mirasçılarının kimler olduğunun, sağ olup olmadıklarının, kesin bir biçimde saptanabilmesi için ölü ...’ın hasımlı veraset belgesinin alınıp dosyaya konulması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, açık adreslerinin zabıta aracılığıyla araştırılıp belirlenmesi, mirasçıların sağ olup olmadığı durumuna göre mahkemece, belirlenecek yöntem ile davanın yürütülmesi, tebligatlar yönünden 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin gözönünde tutulması, dava dilekçesiyle bozma ilamının ölü ... mirasçılarına tebliğ ettirilmesi, böylece taraf teşkilinin sağlanması ondan sonra işin esasına girilerek bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozma yapılması gerekirken Yüksek Daire çoğunluğunca da taraf teşkili gözardı edilerek işin esası bakımından inceleme yapılarak reddet biçiminde kesin bozma yapılması şeklinde gerçekleşen görüşlerine açıklanan nedenlerle katılmıyorum. 28.02.2012...

              , hemde babası Haydar Sümer tarafından Şule Sümer olarak nüfusa kaydettirildiğini, Kamile Çobanoğlu ile Haydar Sümer'in resmiyette nikahları olmamasıyla iş bu karışıklığın ortaya çıktığını, Şule Çobanoğlu isimli kişinin, hala sağ ve bekar olarak göründüğünü, Şule Sümer isimli kişinin ise nüfus kaydında 22.02.2016 tarihinde vefat ettiğini, Şule Çobanoğlu adına kayıtlı bir işlem tesis edilmediği gibi Şule Çobanoğlu isminde kayıt edilen kişinin adına hayatı boyunca herhangi bir işlem gözükmediğini beyanla davaya konu olan müvekkilinin annesinin evlenmeden önceki soyismi ile kayıtlı olduğu Şule Sümer (Şule Gündoğan) ile Şule Çobanoğlu'nun aynı kişiler olduğunun tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              adına 1970 yılındaki kadastro tespiti sırasında senetsizden maliki ölü olduğu şerhi verilerek tespitinin yapıldığı, davacıların miras bırakanı tarafından dava konusu yerin ölü malikin tespit edilemeyen mirasçılarından satın alındığı, dava tarihine kadar nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürdüğü kadastro tespitinden dava tarihine kadar geçen sürede ölü malik mirasçıları tarafından tapuda herhangi bir intikalin yaptırılmadığı, tapunun hukuki kıymetini kaybettiği, TMK'nın 713/1. maddesinde yazılı şartların oluştuğu ve taşınmazın zilyedi olan davacı tarafından iktisap edilebileceği anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Köyü 249 ada 29 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından salt veraset ilamlarına göre tespit edilen mirasçılar ile kararda isimleri geçen davalıların farklı olması nedeniyle temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; tapu kayıtlarından ... oğlu ...'ın nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı, ölü ise mirasçılarının tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Kim olduğu, nerede bulunduğu tespit edilemeyen sağ ya da ölü olup olmadığı saptanamayan kişinin mal varlığının 3561 sayılı Kanun gereğince kayyım tarafından yönetimi gerekmektedir. Anılan Kanun gereğince ... oğlu ...'...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 04.05.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, maliki olduğu 315 ada 11 parsel sayılı taşınmazda kadastro tespiti sırasında “ölü” olduğu şeklinde yazılan ibarenin “sağ” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, hatalı yazılan ölü kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu