Türk Medeni Kanununun 397. maddesinde belirtilen denetim makamı görevi; Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. (5133 s.K. m.2-3, TMK. m. 397/2) Öyle ise kayyımın şahsına yönelik itiraza ilişkin dilekçenin açıklanan kurallar çerçevesinde değerlendirilip görev yönünden reddi ile gereği yapılmak üzere dosyanın geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple kayyım atanmasına yönelik bölümümün ONANMASINA, kayyımın şahsına yönelik itirazlar konusunda yukarıda 2. bentte açıklanan sebeple dilekçenin görev yönünden reddi ile dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE oybirliğiyle karar verildi. 14.09.2009 (Pzt.)...
Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflâsın ertelenmesine ilişkin talep 166. maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile mahkeme tarafından ilân ve ticaret siciline tescil ettirilir. Mahkeme bu arada erteleme talebini karara bağlar." hükmünü içermektedir....
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, kayyımın şahsına yönelik itirazların incelenmesi yönünden yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple dosyanın mahalli mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 05.09.2012 (Çrş.)...
Kayyım atanması kararının kaldırılması için açılan davada taşırımazın bulunduğu mahalde keşif yapılmak suretiyle tespit yapılarak hüküm tesis edilmediğinden eksik inceleme neticesinde hüküm tesis edildiğini, gerekçeli kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, kayyımlığın kaldırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı kayyım vekili istinaf yoluna başvurmuştur. 3561 sayılı Kanun uyarınca atanan kayyımlığın kaldırılmasına ilişkin davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. (6100 sayılı HMK 385/2. mad.) Kayyım atanması (kaldırılması) istemine ait davalar kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın gerekli araştırmayı yaparak karar vermek durumundadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; davacı çocuğun halen hükümlü olarak cezaevinde bulunduğu ve annesinin gelirinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediği ileri sürülerek; davacı adına kayyımı vekili tarafından davalı babadan yardım nafakası talep edilmiş, mahkemece istemin kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından, cezaevinde hükümlü olarak bulunan davacının kısıtlanarak anne ve babasının velayeti altına alındığı, davanın ise iştirak nafakasının kaldırılması davasında davacıyı temsil etmek üzere atanan kayyım tarafından tayin edilen vekil aracılığı ile açıldığı anlaşılmaktadır. Temsil kayyımı, baba tarafından açılmış olan iştirak nafakasının kaldırılması davasında kısıtlı davacıyı temsil etmek üzere atanmıştır (TMK. md. 426/2). Temsil görevi bununla sınırlıdır....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, kayyımlığın kaldırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı kayyım vekili istinaf yoluna başvurmuştur. 3561 sayılı Kanun uyarınca atanan kayyımlığın kaldırılmasına ilişkin davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. (6100 sayılı HMK 385/2. mad.) Kayyım atanması (kaldırılması) istemine ait davalar kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın gerekli araştırmayı yaparak karar vermek durumundadır. Kayyım atanan tapu malikleri ile davacıların miras bırakanlarının aynı kişi olduklarının tespiti, kayyımlığın kaldırılması bakımından zorunludur....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2020 NUMARASI : 2020/967 ESAS 2020/1216 KARAR DAVA KONUSU : Kayyımlık (Kayyımın Kaldırılması) KARAR : Tarafların iddia ve savunmalarının özeti: Davacı Maliye Hazinesi vekili dava dilekçesinde özetle; Denizli 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 29.05.2019 tarih ve 2019/432 Esas 2019/691 Karar sayılı kararı ile Denizli ili Merkezefendi ilçesi Sırakapılar mahallesi 3468 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hissedarlarından Meryem, Emine, Akkız Ayşe, Baki, Mustafa, Hasan ve Mehmet Salih’e 3561 sayılı yasa gereğince T3 İl Müdürünün yönetim kayyımı olarak atandığını kararın kesinleştiğini, 3561 sayılı kanuna göre mahallin en büyük mal memurunun kayyım tayin edilmesi gerektiğinden Denizli defterdarının adı geçenlere kayyım olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.” hükmü düzenlenmiş olup, ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi için kayyım atanması gerektiği hallerde mahallin en büyük mal memurunu yani illerde defterdar kayyım tayin edilir, mirasçılar tespit edilene kadar da mallar bu kayyım tarafından yönetilir ve bu mallara karşı açılan davalar da kayyım tarafından temsil edilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 477.maddesinde “.....kayyımın atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması....” halinde kayyımın görevinin sona ereceği düzenlenmiştir....
maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği, karar başlığında kayyımın davalı olarak gösterilmediği gibi davalı yararına vekalet ücreti verilmediği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; eldeki davanın hasımsız olarak görülmesi mümkün olmadığından, mahkemece gaip olduğu ileri sürülen kişilere kayyım atanmasının ardından kayyımın davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanmış olmasında bir isabetsizlik yoktur.Ne var ki; kayyımın karar başlığında davalı olarak yer alması ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinden ötürü lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiği de kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, davalı yararına AAÜT uyarınca vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir....
Dosyadaki sınırlı sayıdaki belge ve bilgilerden hareketle, kayyımın atanma nedeninin Eyüp 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 1971/131 esas sayılı dava olduğu anlaşılmaktadır. Eyüp Sulh Hukuk mahkemesinin 1971/90 sayılı müzekkeresinde; "...(Kayyım ) Gayrimenkul hissedarlarını 28/04/1971 tarihinden bu güne kadar temsil etmiş, onların aleyhine açılmış davaları kayyım sıfatıyla takip etmiş, beyanname ve vergi yönlerinden gereken muamelatı takip etmiş, ve Karayolları nezdinde istimlak nedeniyle ilgili gereken muameleleri yapmış bulunun Av.Nihat Sağman'a 2.000TL ücret takdir edilmiştir." denilmek suretiyle kayyım tarafından yapılan işler sıralanmıştır. Bundan kayyımın yaptığı işin yönetim kayyımlığı olduğu sonucuna varılmaktadır.Kayyımın vesayeti tayin edilmiş olduğu işin hitamıyla sona erse de, 421.m.nin son cümelisin atıf yaptığı 416.m. hükmü dikkate alındığında kayyımlığın Mahkeme kararı ile kaldırılması gerektiği sonucuna varılmaktadır....