"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar kayyım vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – HGK'nun 08.06.2011 tarih ve 2011/3-243 esas 392 sayılı kararında belirtildiği üzere; mahkeme kararı ile kayyım olarak atanan ve bu kişiler adına yaptığı iş ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan mal müdürü burada Hazineyi temsil etmemekte, aksine kayyımlık görevi gereği açık kimliği ve adresi tespit edilemeyen kişilerin hak ve menfaatlerini korumaktadır. Kayyımın Hazine avukatını vekil tayin etmiş olması da ....adına hareket edildiğinin kabulü için yeterli değildir....
Defterdarı'nın kayyım olarak atandığı, TMK'nın 588. maddesinde belirtilen 10 yıllık sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davasında verilen kararın kesinleşmesi ve infazı neticesinde satılarak adı geçenlerin paylarına isabet eden satış bedellerinin kayyımlık bürosu hesabına yatırıldığını ileri sürerek ... ile...'nun gaipliğiyle, miraslarının aidiyetine karar verilmesini istemiştir. Davalı, savunma getirmemiştir. İlk Derece Mahkemesince, gaipliği istenen kişilere atanan kayyımın yönetim kayyımı olmadığı, ortaklığın giderilmesi davası için atanan temsil kayyımı olduğu, TMK'nın 588.maddesinde aranan şartın gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı....
e kayyım tayin edildiğini, kayyımlık kararının üzerinden 10 yıl geçtiğini, ileri sürerek ... karası ..., .. oğlu...,...kızı ...'in gaipliğine, miras paylarının devlete intikaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, ... karısı ..., ...oğlu... ... kızı Meryem'in teferruatlı bir araştırma yapıldığında kim olduğunun ortaya çıkacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, paydaşlara atanan kayyımın yönetim kayyımı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı Hazine vekili tarafından istinafı üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...
Türk Medeni Kanununun 477/1. maddesi uyarınca temsil kayyımlığı görevi kayyımın yapmakla görevlendirildiği işin bitirilmesiyle sona erer. Bu davada kayyım olarak bulunan...'nun görevi ...l. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/54 esas, 2003/62 karar sayılı davasının açılmamış sayılmasıyla sona ermiştir. Temyize konu olan bu dava için verilmiş bir kayyım kararı da bulunmamaktadır. Bu dava yönünden verilmiş bir kayyımlık kararı bulunup bulunmadığı kayyımdan sorularak varsa dosyaya eklenmesi, yoksa bu eksikliğin giderilmesinden sonra dosyanın temyiz incelemesi için dairemize gönderilmek üzere mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.19.11.2012 (Pzt.)...
Defterdarının kayyım tayin edildiğini, ortaklığın giderilmesi davası sonunda taşınmazın satıldığını, kayyım atanan şahısların hissesine düşen bedelin kayyımlık bürosu hesabına yatırıldığını, 10 yıllık kayyım ile idare süresinin dolması nedeniyle 4721 sayılı TMK'nın 588. maddesindeki şartların oluştuğunu ileri sürüp ..., ... (...) ve ...'in gaipliğine karar verilerek, kayyım adına yatırılan satış bedellerinin Hazineye irat kaydına karar verilmesini istemiştir. Davalı, süresinde davaya cevap vermemiş, aşamada anılan kişilerin gaipliğine karar verilerek bedelin Hazineye irat kaydedilmesi gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece, kayyımın yönetim kayyımı olarak atanmadığı, temsil kayyımı olduğu, gaiplik koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karara karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir....
Defterdarının kayyım olarak atandığını, 3109 ada 1 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderildiğini, satış sonrası elde edilen gelirin bankaya yatırıldığını, taşınmazın kayyım tayininden itibaren 10 yıl süre ile resmen idare edildiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazda anılan maliklerin gaipliğine, ortaklığın giderilmesi sonucu kayyımlık hesabında bulunan bedelin de Hazineye intikaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, süresinde davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı ...’nın temsil kayyımı olduğu, satıştan sonra bedelin ... Defterdarlığı’na 14.03.2005 tarihinde teslim edildiği, bu tarih itibariyle kayyımın yönetim kayyımı olarak çalışmaya başladığı, TMK'nun 588. maddesi gereğince dava tarihi itibariyle 10 yıllık yasal sürenin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
İdaresi ve davalı tapu malikine kayyım olarak atanan ... tarafından temyiz edilmiş olup, kayyımın temyiz başvurma ve karar harçlarını yatırdığına ilişkin makbuzların dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmıştır. HGK'nin 08.06.2011 tarih ve 2011/3-243 Esas 392 sayılı kararında belirtildiği üzere; mahkeme kararı ile kayyım olarak atanan ve bu kişiler adına yaptığı ... ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan mal müdürü burada Hazineyi temsil etmemekte, aksine kayyımlık görevi gereği açık kimliği ve adresi tespit edilemeyen kişilerin hak ve menfaatlerini korumaktadır. Bu nedenle; kayyım, açılan bu davada, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre harçtan muaf değildir. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde "kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır." hükmüne yer verilmişse de burada yargı harçlarından bağışıklığına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır....
ye ulaşılamadığını, taşınmazın satış bedelinin Kayyımlık bürosu hesabına yatırıldığını ileri sürerek adı geçenlerin gaipliklerine ve malvalıklarının Hazineye intikaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, kayyım atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, 4721 sayılı TMK'nın 588.maddesine dayalı gaiplik ve gaiplerin malvarlığının Hazineye intikali isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – HGK'nun 08.06.2011 tarih ve 2011/3-243 esas 392 sayılı kararında belirtildiği üzere; mahkeme kararı ile kayyım olarak atanan ve bu kişiler adına yaptığı iş ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan mal müdürü burada Hazineyi temsil etmemekte, aksine kayyımlık görevi gereği açık kimliği ve adresi tespit edilemeyen kişilerin hak ve menfaatlerini korumaktadır. Kayyımın Hazine avukatını vekil tayin etmiş olması da Hazine adına hareket edildiğinin kabulü için yeterli değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedeniyle irtifak bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – HGK'nun 08.06.2011 tarih ve 2011/3-243 esas 392 sayılı kararında belirtildiği üzere; mahkeme kararı ile kayyım olarak atanan ve bu kişiler adına yaptığı iş ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan Defterdar, kayyımlık görevi gereği açık kimliği ve adresi tespit edilemeyen kişilerin hak ve menfaatlerini korumaktadır. Kayyımın Hazine avukatını vekil tayin etmiş olması da Hazine adına hareket edildiğinin kabulü için yeterli değildir....