WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun dışında alacaklının uğradığı zarar, temerrüt faizinin üstünde gerçekleşmiş olması durumlarında ise davada uygulanması gereken B.K.nun 105. maddesi gündeme gelir. B.K.nun 105. maddesi kaynağı ne olursa olsun temerrüt faizi yürütülebilir nitelikte olmak koşuluyla bütün para borçlarında uygulanma imkanına sahiptir. Munzam zarar borcunun hukuki sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanamıyan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Alacaklı, borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olduğunu ispatla yükümlü değildir. Borçlu ancak temerrüdündeki kusursuzluğunu kanıtlama koşuluyla sorumluluktan kurtulabilir....

    Davacı vekili, munzam zarar isteğini kamyonu ile çalışamaması nedeniyle uğradığı gelir kaybına dayandırmış ise de sigorta ilişkisinin asıl amacı sigortalı malın aynen yerine konulması olduğundan ayrıca ve daha yükseği kanıtlanmadıkça sigortalının munzam zararının hesabında ayrıca ispatı gerekmeyen ikame değerin esas alınması gerekir. (.... Somut olayda davacı, sigorta bedelini 2010 yılında alsaydı sigortalı malını yerine koyabilecekken 2013 yılında aynı malı hangi bedelle yerine koyabilecek ise aradaki fark davacının somut munzam zararını oluşturmaktadır. Bunun ise ayrıca ispatı gerekmemektedir. Sigorta davalarında ikame değer belirlenmek suretiyle munzam zararın hesaplanması gerekir. Bu nedenle, davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan karara katılamıyorum....

      zarara uğramayacağını, aşkın zarar, temerrüt faizini aşan zararları ifade eder....

        SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu kaza ile ilgili hasar dosyasının açıldığını, davadan önce davacının değer kaybı zararının tahkim başvurusunda verilen kesin hükme istinaden müvekkili sigorta şirketi tarafından karşılandığını, poliçeden kaynaklı başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın munzam zarar talebinin soyut iddialara dayandığını, zararın ispat edilmesi gerektiğini, meydana gelen hasar sebebiyle oluşan zararın enflasyon ve kur farkı ile arttığı belirtilmişse de araç bedelleri de enflasyon ve kur farkından daha büyük bir hızla artış gösterdiğini, zarar miktarı sabit kalmakla birlikte hasarlı araçların değeri de aynı oranda artmakta olduğundan ödenecek tazminattan daha fazla bir zarara uğranmayacağı tespit edilebileceğini, aksi durumu kabul ise sebepsiz zenginleşme yol açacağını, davacı tarafa yapılan değer kaybı ödemesi ile sorumluluğun yerine getirildiği için munzam zarar oluşmasının...

          Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır. Hal böyle olunca davada istenen zararı doğuran somut olayın ve bu nedenle uğranılan zararın kanıtlanması gerektiği açıktır. Munzam zararın tazmini için alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. davacının enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olguları değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğünü kanıtlaması gerekir....

            aynı nedenlerin TBK 122. maddesinde düzenlenen munzam zarar için de ileri sürülmesinin mümkün olmayacağı gerekçesiyle; "Davanın reddine" karar vermiştir....

            lll.İNCELEME ve GEREKÇE:Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur.Uyuşmazlık; Davacının, davalı şirketten kullandığı kredi kapsamında 18.01.2013 tarihinde davalı yana kredi kapatma komisyonunu olarak ödediği haksız bedelin 02.01.2023 tarihinde faiziyle iade edilmesi nedeniyle, faizle karşılanmayan munzam zararın bulunup bulunmadığı, miktarının ne olduğu hususundadır.Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir....

              Mahkemece, 13/11/2018 tarihinden geriye doğru 10 yıllık süre olan 13/11/2008 tarihinden önceki munzam zarar kaleminin zamanaşımına uğrayıp bakiyesi yönünden ise karşılanmamış munzam zararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce, ilk derece mahkemesinin zamanaşımı değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacıların talebinin munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği, munzam zarar iddiasının somut delillerle ispatlanması gerekirken dosya kapsamında bu hususun ispat da edilemediği gerekçeleriyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1) Dava, munzam zarar istemine ilişkindir....

                Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/147 E. sayılı dosyası ile açtıkları tazminat davasının sonunda davanın kabulüne karar verildiğini, Mahkeme kararı ile hükme bağlanan alacak için icra takibi başlattıklarını ve toplam 40.051.844,03 TL tahsil ettiklerini, müvekkillerinin davalı bankadan olan alacağının 15 yıl sonra ödenmiş olması nedeniyle yüksek miktarda munzam zararlarının oluştuğunu ileri sürerek Mahkemece belirlenecek munzam zarar alacağının şimdilik 1.000,00 TL'sinin avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsilini talep etmiştir. II....

                  Hukuk Dairesi'nin----- Esas ve ------ Karar).Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacıya ait ----- plakalı araç ile davalının ZMM sigortacısı olduğu ----plakalı aracın 08/09/2020 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle oluşan ve Sigorta Tahkim Komisyonu'nun 02/04/2021 -----başvuru tarihli ve sayılı ve 12/09/2021 - ----- Karar tarihli ve sayılı dosyasına konu olup, bu dosyada kesin hüküm ile tespit edilen alacağın davalı tarafından temerrüte düşülmesinden sonra ödenmesi nedeniyle davacının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 122. maddesi hükümleri uyarınca açtığı aşkın zararın tazminine ilişkin tazminat davası olduğu, davacının aşkın zarar nedeniyle tazminat talebini sırf temerrütün gerçekleşmesinden sonra ödeme tarihine kadar olan müddette enflasyon oranının temerrüt faiz oranından fazla olması olgusuna dayandırdığı, talebin spekülatif olduğu, bunun dışında davalının temerrütü nedeniyle somut bir şekilde zarara uğrandığına dair herhangi bir iddia ileri sürülmediği, yukarıda...

                    UYAP Entegrasyonu