Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde ayıplı hizmetin tarifi yapılmış, 15. Maddesinde de ayıplı hizmet karşısında tüketicinin seçimlik haklarının neler olduğu teker teker sayılmıştır. Davada ayıplı hizmet verildiği sabit olmakla beraber çözümlenmesi gereken husus ayıplı hizmetin davalıya ihbarının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkeme davada ayıplı değil eksik ifa bulunduğundan dolayı ayıp ihbarı yapılmasının gerekmediğini gerekçesinde belirtmiştir. İfa, borçlanılmış olan edimin yerine getirilmesi suretiyle borcun sona erdirilmesidir. Şayet ifa gereği gibi yerine getirilmezse eksik ifa kavramı gündeme gelir. Geçmişte özellikle Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin içtihatlarında ayıp kavramı ile eksik ifa kavramı birbirinden ayrı tutulmuş ve her iki duruma da farklı hukuki düzenlemeler uygulanmıştır....

GEREKÇE: Dava, 6502 sayılı Kanun'dan kaynaklanan hizmetin ayıplı olması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı Yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez....

ın, sözleşme ekinde bulunan teknik şartnameye aykırı olarak temin ettiği bazı araçların şartnamede öngörülen araç yaşına dair nitelikleri taşımadığı, söz konusu kurum personeli sanıklar tarafından düzenlenen hizmet işleri kabul tutanakları ekindeki puantaj cetvelinde yer alan araç plakalarından bu hususun anlaşıldığı, bu itibarla sözleşmede niteliği belirtilen araçlardan başka nitelikteki araçların teslim ve kabul edilerek sanıkların edimin ifasına fesat karıştırdıkları iddia ve kabul edilen dava konusu somut olayda; Edimin ifasına fesat karıştırma suçunun ihaleye fesat karıştırma suçundan bağımsız bir suç tipi olarak 5237 sayılı TCK’nin 236. maddesinde düzenlendiği, hile olmaksızın mal veya hizmetin ayıplı veya eksik ifasının söz konusu olduğu durumlarda, mal veya hizmetin salt ayıplı veya eksik ifa edilmiş olmasının edimin ifasına fesat karıştırma suçunu oluşturmayacağı, suçun oluşabilmesi için ayıplı veya eksik ifanın ayrıca hileli hareketlerle gizlenmeye çalışılmış olması ve sözleşmenin...

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 17/05/2018 NUMARASI : 2016/1982 ESAS - 2018/507 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Hizmetin Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)|Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İSTANBUL ANADOLU 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİnin 17/05/2018 tarihli, 2016/1982 Esas, 2018/507 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....

    Davalı cevap dilekçesinde esasen savunmalarının temelini, davacı şirket tarafından istihdam edilen personellerin kısa süre sonra işten ayrılması, bu kişilere başka şirketlerde iş bulması, bu suretle verilen hizmetin sözleşmeye aykırı olması savunmasına dayandırmıştır. Mevcut savunma sebebi, davacı şirketin edimi ayıplı şekilde ifa ettiği, başka bir anlatımla hukuki niteliği itibariyle ayıbın varlığı ileri sürülmektedir. Ne var ki, davalı şirket tarafından sözleşme süresince ayıplı edim ifasına yönelik olarak davacı şirkete gönderilmiş herhangi bir ihbar veya ihtar bulunmamaktadır. Diğer bir söyleyişle, bu yöndeki ayıbın varlığı davalı tarafından süresinde ve usulüne uygun şekilde ileri sürülmemiş, ihbar külfeti yerine getirilmemiştir. O halde, ayıba dayanılarak hizmet bedelini ödemekten imtina edilmesi ve sorumluluktan kurtulması mümkün değildir....

      Davalı cevap dilekçesinde esasen savunmalarının temelini, davacı şirket tarafından istihdam edilen personellerin kısa süre sonra işten ayrılması, bu kişilere başka şirketlerde iş bulması, bu suretle verilen hizmetin sözleşmeye aykırı olması savunmasına dayandırmıştır. Mevcut savunma sebebi, davacı şirketin edimi ayıplı şekilde ifa ettiği, başka bir anlatımla hukuki niteliği itibariyle ayıbın varlığı ileri sürülmektedir. Ne var ki, davalı şirket tarafından sözleşme süresince ayıplı edim ifasına yönelik olarak davacı şirkete gönderilmiş herhangi bir ihbar veya ihtar bulunmamaktadır. Diğer bir söyleyişle, bu yöndeki ayıbın varlığı davalı tarafından süresinde ve usulüne uygun şekilde ileri sürülmemiş, ihbar külfeti yerine getirilmemiştir. O halde, ayıba dayanılarak hizmet bedelini ödemekten imtina edilmesi ve sorumluluktan kurtulması mümkün değildir....

        Davalı cevap dilekçesinde esasen savunmalarının temelini, davacı şirket tarafından istihdam edilen personellerin kısa süre sonra işten ayrılması, bu kişilere başka şirketlerde iş bulması, bu suretle verilen hizmetin sözleşmeye aykırı olması savunmasına dayandırmıştır. Mevcut savunma sebebi, davacı şirketin edimi ayıplı şekilde ifa ettiği, başka bir anlatımla hukuki niteliği itibariyle ayıbın varlığı ileri sürülmektedir. Ne var ki, davalı şirket tarafından sözleşme süresince ayıplı edim ifasına yönelik olarak davacı şirkete gönderilmiş herhangi bir ihbar veya ihtar bulunmamaktadır. Diğer bir söyleyişle, bu yöndeki ayıbın varlığı davalı tarafından süresinde ve usulüne uygun şekilde ileri sürülmemiş, ihbar külfeti yerine getirilmemiştir. O halde, ayıba dayanılarak hizmet bedelini ödemekten imtina edilmesi ve sorumluluktan kurtulması mümkün değildir....

          Davalı cevap dilekçesinde esasen savunmalarının temelini, davacı şirket tarafından istihdam edilen personellerin kısa süre sonra işten ayrılması, bu kişilere başka şirketlerde iş bulması, bu suretle verilen hizmetin sözleşmeye aykırı olması savunmasına dayandırmıştır. Mevcut savunma sebebi, davacı şirketin edimi ayıplı şekilde ifa ettiği, başka bir anlatımla hukuki niteliği itibariyle ayıbın varlığı ileri sürülmektedir. Ne var ki, davalı şirket tarafından sözleşme süresince ayıplı edim ifasına yönelik olarak davacı şirkete gönderilmiş herhangi bir ihbar veya ihtar bulunmamaktadır. Diğer bir söyleyişle, bu yöndeki ayıbın varlığı davalı tarafından süresinde ve usulüne uygun şekilde ileri sürülmemiş, ihbar külfeti yerine getirilmemiştir. O halde, ayıba dayanılarak hizmet bedelini ödemekten imtina edilmesi ve sorumluluktan kurtulması mümkün değildir....

            Davalı vekili, davacının müvekkilinin otelde kullanacağı elektrik malzemelerinin taahhüdünü üstlendiğini, ancak gönderilen malzemenin ayıplı ve eksik olduğunun anlaşıldığını ayıplı malzeme ve hizmetin Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığı ile tespit ettirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre dava konusu faturaların davalı kayıtlarında mevcut olduğu ve davalının 10.564.62 YTL borçlu gözüktüğü davalının ayıp savunmasının yerinde olmadığı bu nedenle itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında hastaneye kabul sözleşmesi kurularak davalıya sağlık hizmeti verildiğini, davalının imzaladığı onam formu belgesi ile verilen hizmetin karşılığı olan ücretleri ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, yapılan hizmetler faturalandırılarak davalı aleyhine toplam 9.259,68 TL alacak için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğunu ileri sürerek, itirazının iptaline, %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, hizmetin yetersiz, eksik ve ayıplı verildiğini, takibe konu edilen faturalarla ilgili davalı tarafa yazılı veya sözlü olarak bilgilendirme yapılmadığını, uygulanan fiyat tarifesi fahiş olduğu gibi ücretlendirmeye dahil edilmemesi gereken kalemlerin dahil edildiğini savunarak, davanın reddini ve davacının %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının davalıya verdiği sağlık hizmetinin...

                UYAP Entegrasyonu