WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı ilamı) Somut uyuşmazlıkta, sayın Yüksek Yargıtay'ın bozma ilamında vurguladığı ve davacı tarafça dosyaya sunulan 15/11/2018 tarihli Avukatlık Hizmet Sözleşmesi kooperatifin terkin tarihinden sonra düzenlenmiş sözleşmedir. Kooperatif 20/12/2017 tarihinde sicilden terkin edilmiştir. Sicilden terkin edildikten sonra düzenlenen belgenin yaklaşık ispatta ölçü alınması mümkün değildir. Davacı tarafça konu ile ilgili açılmış bir davada bulunmamaktadır. İhya işlemi emek, mesai ve zaman gerektiren bir işlemdir. İhya davasının açılacak esas dava ile birlikte açılması yasa koyucunun amacına daha uygun düşecektir. Davacının çeşitli saiklerle dava açmaması halinde, yargı önünde hukuki mesele haline gelmeyen bir konu hakkında kooperatifin ihyasına karar verilmiş olacaktır. Bu defada kooperatifin yeniden tasfiyesi ve sicilden terkin süreci başlatılacaktır. Tasfiye memurları ek tasfiye için davacının dava açmasını ne kadar süre bekleyecektir.?...

    Davacı tarafından davalı şirkettin keşide ettiği çekler nedeniyle alacaklı olunduğu, davalı hakkında karşılıksız çek keşide etme nedeniyle İstanbul 19 İcra Ceza Mahkemesinin 2020/93 Esasında derdest dava bulunduğu, terkin edilen şirket aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında icra takibi bulunduğu ileri sürülerek, alacağın tahsilinin sağlanması yönünde işlemler yapılabilmesi için şirketin ihyasına ve şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Siciline tescili talep edilmiştir. Davacı tarafından terkin olmuş şirketin keşidecisi olduğu ileri sürülen çekler nedeniyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde, terkin olan şirketle ilgili yapılacak işlemlerde şirketin temsili ve verilecek kararın infazı yönünden terkin edilmiş şirketin yeniden tescili zorunludur....

      Yapı Kooperatifinin yapılan olağan genel kurulunda kooperatifin fesih edilmesi ve ticaret sicil kaydından terkin edilmesi kararı alındığını ve bu karar doğrultusunda Kasım 2010 tarihinde kooperatifin ticaret sicilinden terkin edildiğini, bundan dolayı kendisinin hasım gösterilmesinin hukuka uygun olmadığını, iddia edilen eksik tasfiye bakımından kooperatifin herhangi bir eylem ve işlemi olmadığını, kooperatifin son tasfiye kurulu olarak hukuken ve yönetsel olarak yapılması gereken bütün işlemler gerçekleştirildikten sonra kooperatifin terkin edildiğini, eksik tasfiye iddiası ileri sürülerek kooperatifin ihyasının yapılamayacağını, kooperatifin terkininden sonra açılan ve kooperatifin taraf olmadığı dava sebebiyle herhangi bir yükümlülüğünün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., 08/11/2010 tarihli ......

        Yapı Kooperatifinin yapılan olağan genel kurulunda kooperatifin fesih edilmesi ve ticaret sicil kaydından terkin edilmesi kararı alındığını ve bu karar doğrultusunda Kasım 2010 tarihinde kooperatifin ticaret sicilinden terkin edildiğini, bundan dolayı kendisinin hasım gösterilmesinin hukuka uygun olmadığını, iddia edilen eksik tasfiye bakımından kooperatifin herhangi bir eylem ve işlemi olmadığını, kooperatifin son tasfiye kurulu olarak hukuken ve yönetsel olarak yapılması gereken bütün işlemler gerçekleştirildikten sonra kooperatifin terkin edildiğini, eksik tasfiye iddiası ileri sürülerek kooperatifin ihyasının yapılamayacağını, kooperatifin terkininden sonra açılan ve kooperatifin taraf olmadığı dava sebebiyle herhangi bir yükümlülüğünün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., 08/11/2010 tarihli ......

          Yapı Kooperatifinin yapılan olağan genel kurulunda kooperatifin fesih edilmesi ve ticaret sicil kaydından terkin edilmesi kararı alındığını ve bu karar doğrultusunda Kasım 2010 tarihinde kooperatifin ticaret sicilinden terkin edildiğini, bundan dolayı kendisinin hasım gösterilmesinin hukuka uygun olmadığını, iddia edilen eksik tasfiye bakımından kooperatifin herhangi bir eylem ve işlemi olmadığını, kooperatifin son tasfiye kurulu olarak hukuken ve yönetsel olarak yapılması gereken bütün işlemler gerçekleştirildikten sonra kooperatifin terkin edildiğini, eksik tasfiye iddiası ileri sürülerek kooperatifin ihyasının yapılamayacağını, kooperatifin terkininden sonra açılan ve kooperatifin taraf olmadığı dava sebebiyle herhangi bir yükümlülüğünün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., 08/11/2010 tarihli ......

            da kamu düzenine ilişkin olduğu ve sosyal güvenlik haklarını güvence altına alınan bu davaların doğrudan anayasal düzeni ilgilendirdiğinin tartışmasız olduğunu, yerel mahkemece davada hukuki yararlarının mevcudiyeti irdelenmeden salt hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine dair kararın adaletli olmaktan son derece uzak olduğunu, yerel mahkeme tarafından davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün terkin sürecinin usulüne uygun yapılmadığının gözetilmediğini, terkin işleminin hukuka aykırı olması nedeniyle verilen kararın hatalı olduğunu, davalının tasfiye halinde ......

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin münferiden yetkilisi ve ortağı olduğu şirketin davalı tarafından re'sen terkin edildiğini, ancak şirket adına kayıtlı araç bulunduğunu, aracın tasfiyesiyle sınırlı olmak üzere talep edilen ihyanın reddinin yerinde olmadığını, ... plakalı aracın halihazırda sicilden terkin edilen şirket adına kayıtlı olduğunu, TTK'nın geçici 7.maddesinin 15. fıkrasında “… Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder” hükmü bulunduğunu, buna göre terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının on yıl sonra hazineye intikal edeceğini kabul edildiğini, bu süre dolmadan mülkiyet hakkının devam ettiğini, Anayasa ve Uluslararası sözleşmelerle teminat altına alınan mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olan kararın hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece...

                Dosya kapsamından; ihyası istenen şirketin sicilden re'sen terkin edildiği 23.01.2014 tarihinden itibaren 6102 Sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 18.11.2020 tarihinde açılmıştır. Şu halde davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuştur. Ne var ki terkin işlemi TTK'nın geçici 7. Maddesinde belirtilen prosedüre uygun olarak yapılmadığından usulsüz terkin işlemi sebebiyle dava tarihi itibarıyla 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilmemiştir. Şöyle ki; Davacı tarafından ihya davasının açılması için süre verilen ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ihyası istenilen davacı şirket tarafından ... Belediye Başkanlığı aleyhine gerek tazminat istemiyle 2015/206 esas sayılı, gerekse yine aynı mahkemede aleyhine başlatılan ......

                  Sonuç olarak yukarıda değinilen tüm bu düzenlemeler ışığında; geçici 7. madde kapsamında ticaret sicil müdürlüğünce münfesih sayılarak re’sen terkin edilen bir şirketin aynı maddenin 15. fıkrası kapsamında ihyasına yönelik olarak açılan davada, gerçekleştirilen re’sen terkin işleminin hukuka aykırılığının tespiti hâlinde verilecek ihya kararı, niteliği gereği terkin işleminin iptaline ilişkin olması nedeniyle TTK’nın 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye kapsamına girmeyeceğinden, ihya kararı yanında şirkete tasfiye memuru atanması gerekmez....

                    Şti'nin kayıtlı adresine gönderildiği, ancak taşınmış olduğundan tebliğ edilemediği, tebliğ edilemeyen ihtarın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirket yetkilisine herhangi bir tebligat çıkarılmadığı, oysa ki TTK Geçici 7/4-a maddesi uyarınca şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere de ihtar gönderilmesinin zorunlu olduğu, davada Ticaret Sicil Müdürlüğü'nce bu gereğe uygun hareket edilmediği, dolayısı ile terkin işleminin yasada belirtilen usule uygun olmadığı gibi resen terkin sebebi olarak "5174 sayılı kanuna göre odaca kaydı silinenler" gösterildiği, oda kaydı silinmesinin kanunda belirtilen terkin sebepleri arasında bulunmadığı, yasaya uygun olmayan terkin işleminin iptali ile şirketin ihyasına karar verilmesi durumunda ayrıca tasfiye memuru atanmasının gerekmediği, öte yandan şirketin Ankara 6....

                      UYAP Entegrasyonu