"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : CMK 223/2-c maddesi gereğince beraat Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü; Olay gecesi sanığın idaresindeki otomobil ile aşağı meyilli cadde üzerinde seyri sırasında, sağdaki kaldırım üzerinde yürüyen yayanın ayağının takılması sebebiyle yola doğru düşmesi sonucu, otomobilin sağ ön çamurluk kısmına sağ şeritte çarpması şeklinde meydana gelen olayda; ölü muayenesi tutanağına göre, ölümünün kendisinde mevcut böbrek yetmezliğine bağlı gelişen metabolik asidoz ve buna bağlı solunum yetmezliği sonucu meydana geldiği, kişinin trafik kazasına maruz kaldığının ve bu nedenle öldüğünün kesin tıbbi delilleri de tespit edilmediği, yine aynı tutanakta mevcut bulgularla olay nedeni ile sağ uyluk ve her iki diz altı bölgesinde tespit edilen ekimozların kişinin hikayesine bağlı kaldırımda yürüdüğü sırada kaldırımdan...
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, İdari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Somut olayda; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yersel yazım yapıldığı ve tapu maliki olarak görünen kişinin nüfusta kaydının bulunmadığı, ölü kişinin nüfus siciline tescilinin de mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin uyumlu hale getirilebileceği nüfus kayıtları bulunmamakla birlikte, tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... ile davacıların murisi ... oğlu ... ...'...
İ.. ile tapu malikleri arasındaki Hukuki ilişkiyi gösterir aile nüfus kayıt örnekleri ve veraset ilamları dosya arasına alındıktan, 4) Tapu maliki olarak görünen Penhan İrtürk'ün sağ ise aile nüfus kayıt örneği, ölü ise veraset ilamı dosya arasına alındıktan, 5) Tapu malikleri Nazan, Sümbül, Yakup ve Ahmet'in tapu kaydında soyadları yazılı olmadığından bu kişiler ile davalılar N.. Y.., S.. A.., Y.. İ.. ve A.. İ.. arasındaki bağlantıyı sağlayacak var ise tapuda isim tahsisine ilişkin mahkeme ilamı dosya arasına alındıktan, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Nevarki, 147 parselde malik görünen ...’in ... isimli bir mirasçısı bulunduğu ve bu kişinin ölü veya sağ olup olmadığı belirlenemediğinden davacının, ... ile mirasçılık ilişkisinin bulunduğu anlaşılamamaktadır. Mahkemece ...’in aile nüfus kayıt tablosunun celbiyle davacının dava açmakta hukuki yararlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davacının davayı açmaktaki yararlarının ne olduğu açıklattırılmalı, dava açmakta korunmaya değer yararları olmadığı tespit edilirse dava ret edilmelidir. Eksik inceleme ile bu talebin kabulü doğru değildir. Yine, 147 ve 77 parsel maliklerinden ...’ın mirasçılarının bulunduğu ve sağ oldukları mevcut nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davacının ... yönünden isteminin davacı sıfatı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, kabulüne karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirir....
Karar, adı geçenlere tebliğ edilmişse buna ilişkin tebliğ belgesinin dosyaya eklenmesi veya kayıtlara dayanılarak tebliğ gününün açıklanması; tebliğ edilmemişse öncelikle adı geçenlere ait verasete esas açık nüfus kayıtları getirtilerek ölü veya sağ olup olmadıklarının belirlenmesi, söz konusu belirleme yapılırken adı geçenlerin bir çoğunun açık kimlik bilgilerinin bulunmadığı gibi aynı isimde birden fazla kişinin de bulunabileceği bu halde dava tarihi olan 1993 tarihi itibariyle dava dilekçesini imzalayarak o tarihte sağ oldukları anlaşılan kişilerin dava açtıklarına dikkat edilmesi, sonrasında sağ olanların kendisi adına, ölü olanların ise belirlenecek tüm mirasçıları adına kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, 2- Dosyada kararın katılan davacı M.....
T..’un mirasçıları var ise tespit edilerek taşınmazda hak iddia edip etmediklerinin açıklığa kavuşturulması; tespite esas alınan vergi kaydında adı geçen Mehmet isimli şahsın ölü ya da sağ olup olmadığının araştırılması, sağ ise kendisinin ölü ise mirasçılarının tespiti ile taşınmazda hak iddia edip etmediklerinin sorulması, tesbit tutanağındaki bilirkişiler sağ ise çağrılıp dinlenmesi, taşınmazın maliki Mehmet oğlu M.. T.. ile davacının aynı kişiler olup olmadığının yukarıdaki ilkeler ışığında duraksamaya yer olmayacak şekilde saptanması gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesinin doğru olmadığı...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .. raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi....
halen yaşamakta olduğunun Manisa ili, Turgutlu ilçesi, Sinirli Köyünden kolluk kuvvetlerince araştırılarak şahsın halen yaşadığının tespiti ve zuhulen ölü olarak kapatılan nüfus kaydının açılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'ne hem yazılı hemde sözlü olarak neden bu kişinin ölü olarak kabul edildiğini sorduğunu, 25/11/2021 tarihinde eline ulaşan tebligatta 05/08/2021 tarihli dosyaya eklenecek evraklar içerisinde bulunan ilgili kollukça tutulan tutanağa istinaden ölü kabul edildiğinin belirtildiğini, kollukça tutulan evrakı kendisinin göremediğini, yetkili kişinin imzası ile ancak görülebilecek bir evrak şeklinde düzenlendiğini, ulaşılamayacak evrakı Sulh Hukuk Mahkememiz bizden talep ederken Asliye Hukuk Mahkememizde kendisine ulaşılamayacak bir evrakı sunmasını beklediğini, Sivas 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, nüfus kaydında ölü olduğu yazılı olan davacının sağ olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması halinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacının davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir. Ne var ki davacının davalının ölü olduğunu bilmemesi kimi zaman hataya dayalı olabilir. Nitekim HMK’nin 124. maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir....