Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 200 TL yoksulluk nafakasının, dava tarihinden 350 TL'ye yükseltilmesine, müşterek çocuk 1996 doğumlu ...için aylık 400 TL iştirak nafakasının, dava tarihinden itibaren müşterek çocuğun reşit olduğu 08.12.2014 tarihine kadar geçerli olmak üzere 650' TL'ye yükseltilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalının yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davası üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; ... 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2012/265 Esas ve 2013/222 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakasının 450 TL’ye yükseltildiğini, davalının Türkiye ve Almanya'dan emekli olduğunu, taraflarca davacının Almanya'daki emeklilik puanlarının paylaşıldığını, davalının yüklü miktarda mevduatı olduğunu, Almanya'da evi olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talep ve dava edilmiştir....

      AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, masrafların arttığını ,paranın alım gücünün azaldığını ileri sürerek aylık 250.00.- TL olan yoksulluk nafakasının 500.00.- TL ye, aylık 350.00.- TL olan iştirak nafakasının 700.00.- TL ye yükseltilmesine ve nafakaların her yıl artması için oran belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkemece verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalının gerçek maddi geliri bakımından detaylıca araştırma yapılarak hakkaniyete uygun olacak şekilde nafaka artırımı yapılması gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek yoksulluk ve iştirak nafakalarında cüzi miktarda artış yapılmış olmasının hakka ve hukuka aykırı olup kararın bozulmasını, yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile yerel mahkemece verilen kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı (TMK.nun 175, 182/3. ve 176/4. mad.) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın yaşamını yurt dışında geçirmekte olduğunu, ekonomik durumu ve refah seviyesi gayet yüksek olduğunu, müvekkilinin ailesinden ayrı yaşadığını ve kira ödediğini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine, davacının yoksulluk nafakasının indirilmesine ilişkin talebinin kısmen kabulü ile, Kayseri 9. Aile Mahkemesinin 2020/326 Esas 2022/130 Karar sayılı ve 04/02/2022 tarihli kararı ile, davalı için aylık 750,00 TL olarak hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL indirilmesine, toplamda davalı kadın için aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir....

        Davacı erkek asıl dava dilekçesinde anlaşmalı boşanma protokolü ile kira ve aidat ödemesine nakit destek adı altında aylık 600,00 USD şeklinde yapılan ödemenin yoksulluk nafakası olduğunun ve bunun kadının evlenmesi nedeniyle kaldırılması isteminde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması davası olarak nitelendirilmiş ve bunun için hükmedilmiş bir yoksulluk nafakası olması gerektiğinden ve dayanak boşanma kararında yoksulluk nafakası olmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Her ne kadar davacı tarafça talep yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmiş ise de; somut olayda protokolde düzenlenen 600,00 USD ödeme erkeğe mali bir yükümlülük olarak belirlenmiş olup yoksulluk nafakası mahiyetinde değildir....

          Yoksulluğun hukuksal kavramı yasada tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği vurgulanmıştır. Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların Kayseri 1....

            Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Mahkeme kararında kadın lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren (16.06.2019) aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ve yoksulluk nafakasının 21.04.2022 tarihinden itibaren aylık 5.000,00 TL’ye çıkarılmasına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 175 ... maddesi gereğince takdir edilen yoksulluk nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel hale gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 176 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre, tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....

              Dava dilekçesinde; boşanma davasında davacı için hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının, müşterek çocuklar için hükmedilen 100 TL ve 150 TL iştirak nafakasının, aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının 500 TL'ye, müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının 400 TL'ye ve 450 TL'ye artırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı; talep edilen nafakaları ödeme gücünün olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....

                Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada; boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının aradan geçen zamanda ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığı iddia edilerek artırılması talep edilmiş; mahkemece;davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; aylık 100,00 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye, 50,00 TL olarak ödenen iştirak nafakasının, 200,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuğun eğitim durumu, yaşı ve ihtiyaçları göz önüne alındığında iştirak nafakasına yönelik verilen kararda isabetsizlik görülmemiş olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları reddedilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu