Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin davaya katılma hakkı bulunmadığı gibi, katılma kararı verilmiş olmasının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği cihetle; ve yine iddianame içeriğine göre; ... A.Ş.ye ait kredi kartına ilişkin olarak dava açılmadığı anlaşılmakla, dava konusu edilmeyen eylemden dolayı şikayetçi ..... A.Ş.nin davaya katılma hakkı bulunmadığı gibi katılma kararı verilmiş olmasının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği cihetle; şikayetçi ... Bankası A.Ş ve ...A.Ş vekillerinin temyiz istemlerinin CMUK.nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, 07.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Suç : Muhafaza görevini kötüye kullanma Hüküm : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: CMK'nın 260/1. maddesinin "... bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır." şeklindeki hükmü karşısında, davaya katılma hakkı hatırlatılmayan şikayetçi vekilinin duruşmada katılan vekili olarak gösterilmesi ve şikayetçinin katılan olarak duruşmaya kabul edilmesi suretiyle katılma konusunda yanıltıldığı ve 28.03.2013 tarihli temyiz dilekçesinin de katılma iradesini ortaya koyar nitelikte görülmesi nedeniyle suçtan zarar gören şikayetçinin CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede; Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda sanığa yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış oluduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate...

      in kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı, usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan 09.10.2012 tarihli katılma kararının da hükmü temyiz etme hakkı vermeyeceği cihetle; şikayetçi adına vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Şikayetçi ...’in her ne kadar davaya katılmasına karar verilmiş ise de, hırsızlık olayının şikayetçi ....in oğlu olan ...’in evinde gerçekleştiği, suçtan zarar gören ve evlerinden hırsızlık yapılan şikayetçiler ... ve....’in davaya katılma dilekçesi vermelerine rağmen davaya katılma talepleri hususunda mahkemece bir karar verilmemesi nedeniyle Dairemizin 05.03.2014 tarih ve 2013/16427 - 2014/6035 sayılı kararı ile şikayetçiler ... ve...’e gerekçeli kararın tebliği için iadesinden sonra gerekçeli kararın tebliğine rağmen şikayetçiler ... ve ...’in hükmü temyiz etmediği anlaşılmakla, suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen şikayetçi ...’in davaya katılma hakkı olmadığı gibi verilen katılma kararı da hukuken geçersiz olacağından hükmü temyiz yetkisi bulunmayan şikayetçinin temyiz isteğinin 1412 sayılı CMUK'nın 317.maddesi gereğince...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Şikayetçi banka adına vekilinin duruşmalara iştirak ederek sanık hakkında açılan davaya katılma iradesini ortaya koymasına rağmen, CMK’nun 238/2. maddesine aykırı olarak davaya katılma isteminde bulunup bulunmayacağı sorulup usulüne göre katılma kararı verilmeden duruşma tutanakları ve gerekçeli karar başlığında katılan olarak yazıldığı anlaşılmış ise de; Keşidecisi .... A.Ş. olan ve tamamen sahte oluşturulan, ... Şubesinden verilmiş görünen çekin, sanık tarafından kullanması sonucu ... Şubesine ibraz edilmesiyle ilgili açılan davada, sanığa yüklenen suçun mağduru, adına sahte çek düzenlenen gerçek ya da tüzel kişi olup suçtan doğrudan zarar görmeyen ......

            Asliye Ceza Mahkemesince verilen katılma kararının hükümsüz kaldığı cihetle, şikayetçinin 08/04/2015 tarihli oturumda katılma talebinde bulunmasına rağmen bu hususta bir karar verilmeksizin dosya karara bağlanmış ise de katılma talebinin CMK'nun 237 ve devamı maddelerine uygun olması nedeniyle, aynı Yasa ve maddesinin 2. fıkrasının verdiği yetkiye dayanılarak suçtan zarar gören şikayetçinin katılma talebinin kabulüyle vekilinin temyiz dilekçesi gereğince yapılan incelemede; Adli emanetin 2010/1180 sırasına kayıtlı suça konu belge hakkında mahallinde her zaman bir karar verilmesi olanaklı görülmüştür. Yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 08/04/2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

              İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir. (2) İstinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir” şeklindeki düzenlemeye yer verilmiştir. Somut olayda, her ne kadar bölge adliye mahkemesince, davacı erkeğin davanın reddi yönünden katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı belirtilerek bu yönden istinaf talebinin usulden reddine karar verilmiş ise de; hüküm davalı kadın tarafından istinaf edildiğine göre, davacı erkeğin ,davalı kadının istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla davayı bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu gözetilerek, davanın reddine yönelik istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde erkeğin katılma yoluyla istinaf dilekçesinin bu hükümler yönünden inceleme dışı bırakılarak usûlden reddi doğru olmamış, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ve Katılma Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek ve katılma yoluyla davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalı erkeğin ve davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı erkeğin USD cinsi banka hesabı yönünden diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Mahkemece, banka hesabında bulunan para yönünden boşanma dava tarihinde mevcut miktar dikkate alınarak artık değere katılma alacağına karar verilmiş ise de, karar hatalı olmuştur....

                  Davalı taşınmazın zilyedi olan ... ..., katılma dilekçesi ... ancak mahkemece son oturumda, ... ...’ın katılma harcı yatırmadığı gerekçesi ile katılma dilekçesinin reddine karar verilmiş olup ... ...’a katılma harcını mahkeme kasasına depo etmesi yönünde uygun bir süre (önel) verilmemiştir. Hal böyle iken çekişmeli taşınmazın gerçek maliki olup katılma dilekçesi veren ... ...’a, katılma harcını mahkeme kasasına depo etmesi yönünde uygun bir önel verilmeli, verilen önel içinde katılma harcı yatırılmadığı takdirde tespit maliki olan davalının kadastro tespit tarihine kadar 20 yıllık zilyetliği bulunmadığı, bu sebeple 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesinde düzenlenen zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluşmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tespit tutanağındaki nitelik ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

                    in tereke borçlusu da olduğu göz önünde tutularak miraspayı borçtan düşürülmek suretiyle katılma alacağı belirlendiğine, bu hesaplama yöntemi katılma alacağının niteliğine ve hesaplama yöntemine aykırı bulunmasına karşın hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmediğine, temyiz edenin sıfatına göre bu nedenle bu husus bozma sebebi yapılmadığına, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının Daire uygulaması gereğince kural olarak katılma alacağı niteliğinde kabul edildiğine, yine Daire uygulaması uyarınca bu tazminat türleri bakımından bir ayrım ve bölünme yapılmadığına, kıdem tazminatı ile ihbar tazminatının 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra 19.05.2005 tarihinde muris tarafından edinildiğine ve katılma alacağı niteliğinde bulunduğuna, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ölen kişi tarafından edinildiğinden artık TMF tablosuna göre kalan yaşam süresi söz konusu olamayacağına ve bu yönde bir hesabın yapılmasına gerek olmadığına, kendisine kayyım tayin edilen davalılardan...

                      UYAP Entegrasyonu