Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; tasfiyeye konu ...plakalı araç taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alındığından artık değere katılma alacağına hükmedilmiş ise de, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan aracın, bu tarihteki durumlarına göre, tasfiye (karar) tarihindeki değerinin belirlenerek artık değere katılma alacağının belirlenmesi gerekirken aracın 2010 yılındaki değeri üzerinde hesaplanan artık değere katılma alacağına hükmedilmesi hatalı olmuştur. 3-Davacının taşınmazdan kaynaklanan katkı payı alacağına işletilen faize yönelik temyiz itirazlarına gelince; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33)....

    Mahkemece, davanın katılma alacağı niteliğinde olduğu, bilirkişi tarafından belirlenen 2.222,22 TL katılma alacağının davalıdan alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 27.03.1980 tarihinde evlenmişler, 11.02.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 27.01.2010 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir (TMK. m. 202). Söz konusu mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 11.02.2008 tarihinde sona ermiştir (TMK.nun 225/son). Mahkemece yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi ulaşılan sonuç da dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır....

      Kanuna göre katılma ancak kovuşturma evresinde mümkün olup, muhattabına davaya ilişkin çeşitli hak ve yollar tanımaktadır. Katılma hakkının kullanılmaması, şikayeti ortadan kaldırmamakta ancak yargılama sürecine ilişkin bazı hak ve yetkilerini kullanılamamasına neden olmaktadır. Örneğin CMK’nın “mağdur ile şikayetçinin hakları” başlıklı 234. maddesindeki düzenlemelere göre, şikayetçi davaya katılmasa da tanıkların davetini isteme hakkında sahip olmasına karşın, davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma hakkı davaya katılmış olma koşuluna bağlıdır. Katılma hakkından vazgeçmek ve katıldıktan sonra bu hakkın geri alınması da mümkündür. Yukarıda da belirtildiği üzere şikayet ile katılma farklı olduklarından, aksinin talep edildiği anlaşılmıyorsa, katılma hakkından vazgeçme şikayet hakkını düşürmez. Ancak şikayete bağlı suçlar açısından, katılmayla birlikte şikayet de geri alınmış ise kovuşturma şartı kalmayacağı için, kamu davası da sona erer....

        Taraflar arasında evlilik tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK. m. 170.), bir yıl içinde başka mal rejimini seçmediklerinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 09.06.2006 tarihine kadar eşler arasında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (4722 s.K. md. 10/1, 4721 s.K. TMK md. 202/1.) Arsa niteliğindeki dava konusu 5762 ada 13 parsel, 06.09.1994 tarihinde satış yoluyla davalı koca ... adına tescil edilmiş, bankadaki mevduat hesabı ise 06.05.2004 tarihinde açılmıştır. Dava; taşınmaz yönünden 743 sayılı TKM.nun 170.maddesi uyarınca katkı payı alacağına,bankadaki mevduat bakımından ise, TMK.nun 202/1 ve devamı maddeleri uyarınca yasal edinilmiş mallarla katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağına ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 07.05.2009 tarihli duruşma tutanağına “müştekinin şikayet beyanını ve katılma talebini içeren dilekçe ibraz ettiği görüldü” biçiminde yazılıp katılma kararı verilmiş ise de; katılma dilekçesinin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemesinden araştırılarak eklendikten sonra incelenmek üzere dairemize gönderilmesinin temini için dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile mahkemesine İADESİNE, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Defter, kayıt ve belgeleri gizleme 17.11.2015 havale tarihli katılma dilekçesinde sadece sanık ... yönünden davaya katılma isteminde bulunulduğu, sanık ... hakkında açılan davaya katılma isteminde bulunup bu sıfatı kazanmayan şikayetçi vekilinin sanık ... hakkında verilen hükme ilişkin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 14.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              Davalı, su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payı ödemeden bu hizmetleri vermeyeceği gibi, Belediye İmar Müdürlüğü de, Su ve Kanalizasyon hizmetlerinden faydalanmayan binaya iskan izni veremez. Bu durumda, İskan izni alınmış binadan daire satın ... 3.kişiler yönünden binanın su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payının ödendiğine dair karine vardır. Harcamalara katılma payı bir defa ödenir. Bir binaya iskan izni verildikten sonra her maliki değişmesi durumunda, yeni malikten su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payının ödenmediği gerekçesi ile talepte bulunmak MK 2.maddesindeki iyiniyet kuralına aykırılık teşkil eder....

                Somut olayda, her ne kadar, bölge adliye mahkemesince, davalı-karşı davacı erkeğin kadının boşanma davasının kabulü yönünden katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı belirtilerek bu yönden istinaf talebinin usûlden reddine karar verilmiş ise de; hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından istinaf edildiğine göre, davanın karşılıklı boşanma davası olması göz önüne alındığında erkeğin, kadının istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla her iki davayı bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu da gözetilerek, kadının boşanma davası yönünden de katılma yoluyla istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken , 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 348. maddesinin yorumunda hataya düşülerek, yazılı şekilde davalı-davacı erkeğin katılma yoluyla istinaf dilekçesinin kadının davası yönünden inceleme dışı bırakılmak suretiyle usûlden reddi doğru olmayıp, istinaf incelemesinin bu açıklamalar gözetilerek yapılması amacıyla hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir...

                  Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen maddi ve manevi tazminata ilişkin toplam miktarlar davacılardan ... için 5.000,00 TL, ... için 7.000,00 TL, ... için 7.000,00 TL, ... için 23.000,00 TL, ... için 23.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kalmaktadır. 2.Davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz istemi yönünden; katılma yolu ile temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır ve ona tabidir. HMK'nun 366 ıncı maddesi yollamasıyla 348 inci maddesinin 2 nci fıkrası gereğince asıl tarafın temyiz ettiği kararın temyizi kabil değilse temyiz süresini geçirmiş olan taraf cevap dilekçesi (katılma yolu) ile hükmü temyiz edemez. Temyiz yoluna başvuranın temyiz talebi Yargıtay tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın temyiz talebi de reddedilir....

                    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dilekçesinde ziynet ve araç nedeni ile alacak talebinde bulunulmuş mahkemece ziynet alacağı ve katılma alacağının kabulüne karar verilmişse de, katılma alacağı yönünden yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; davacı tanıklarının düğünde takılan takıların bozdurulup, elde edilen bedelin bir kısmının dava konusu araç alınırken kullanıldığını belirttikleri anlaşılmakla, aracın edinme tarihindeki değeri, kullanılan kredi ve peşinat dikkate alındığında ziynetlerin aracın alınmasında kullanıldığı sabitttir. O halde, mahkemece mükerrer ödemeye neden olmamak için, hükmedilen ziynet alacağı da dikkate alınarak, aracın alınmasında kullanılan peşinatın ne kadarının ziynetlerden karşılandığının, yani ziynetlerin araç alımındaki oranı bulunarak, artık değere katılma alacağının belirlenmesi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu