DAVA Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalının psikolojisinin bozuk olduğunu, yeniden evlendiğini ve eşi ile ilgili olumsuz duyumlar aldığını, davalının yurt dışına gitmesinden sonra özel günler dahil müşterek çocuğu arayıp sormadığını, "ara tatilde bir hafta veya temmuz ayında bir ay" olarak düzenlenen kişisel ilişkinin çocuk açısından ciddi bir tehlike arz ettiğini, müşterek çocuğun davalı ile kendisi arasında ki ziynet davasında anne aleyhine tanıklık yapmasından dolayı annenin çocuğa karşı husumeti bulunduğunu, belirterek anne ile çocuk arasında ki kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
GEREKÇE: Dava; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. Kişisel ilişki kamu düzenine ilişkin olup düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır....
Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir. Yine mahkemece, müşterek çocuğun velayeti anneye bırakılmış, müşterek çocuk ile baba arasında "aynı yerde oturmaları hali" ve "ayrı şehirde oturmaları" hali için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar ayrı yerde oturdukları ve ulaşım kolaylığı dikkate alındığında, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayrımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Kaldı ki, değişen koşullara göre kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Müşterek çocuk ... 09.09.2009 doğumlu olup baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmine elverişli değildir. Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında analık veya babalık duygularını tatmini de önemlidir. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Somut olayda, dosya içinde bulunan sosyal inceleme raporunda da belirtildiği üzere çocuğun babasının kendisini kaçırmasından korkmadığını, ancak o gün yaşananları hatırlayacağı için endişe duyduğunu, görüşme verilmese dahi babası isterse kendisine zaten ulaşabileceğini beyan ettiği, ortak çocuğun bu beyanı ile aslında babasının kendisine ulaşmasını istediği anlaşılmaktadır. Bu sebeple, ilk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun kabulü ile kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
ün velâyetinin davacı anneye verildiği, baba ile arasında her hafta sonu kişisel ilişki kurulduğu, her hafta sonu çocuğun babada kalacağı şekilde kişisel ilişki kurulmasının hem velâyet sahibi olan annenin yararına olmadığı, hem de küçüğün gelişimi ve eğitimi açısından yararına olmadığı, tarafların bu kişisel ilişki şeklini anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlemiş olmalarının da sonucu değiştirmeyeceği, çocuğun menfaatinin öncelikle dikkate alınması gerektiği, bu nedenle her hafta sonunu kapsayacak şekilde çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin değiştirilmesi talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davacının istinaf talebinin kabulüne, İlk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne velâyeti davacı annede olan tarafların ortak çocukları ... ... ile davalı baba arasında Gönen Asliye Hukuk (Aile ) Mahkemesinin 2022/73 Esas, 2022/64 Karar nolu ilamı ile kurulan kişisel ilişkinin değiştirilerek, bu kez "...ortak çocuk ile davalı baba arasında...
Bu sebeple çocukla baba arasında kişisel ilişkinin gözetim altında gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Mahkemece “tarafların ortak belirleyeceği aile yakınlarından birinin eşliğinde çocukla baba arasında ... Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezinde şahsi ilişki tesisine” ilişkin hükmü ise infaza elverişli olmayıp usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca kişisel ilişki sırasında mekan sınırlandırılması getirilmesi kişisel ilişkiden beklenen amaca uygun değildir. Mahkemece, infazda tereddüt oluşturmayacak ve çocuğun üstün yararını tehlikeye düşürmeyecek ve amaca da uygun şekilde kişisel ilişki tesisi gerekmektedir. Bu sebeple mahkemece yapılacak iş, üç kişilik uzman heyetinden rapor alınmak suretiyle, infaza elverişli ve amaca uygun şekilde hüküm kurulması zorunludur....
yatılı olarak kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını, davalı annenin ortak çocuğu yatılı olarak değil günü birlik görmesine, ortak çocukla kişisel ilişki kurduğu günlerdi ortak çocuğu nereye götüreceğinin belli olmasına ve ortak çocukla baba arasında kurulacak iletişimin anne tarafından engellenmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kişisel ilişkinin kaldırılması olmadığı takdirde azaltılması davası olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kişisel ilişkinin kaldırılması veya azaltılması talebinin çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 325 inci, 326 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri. 3....
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı babanın davasının kabulü ile çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine, davalı-davacı annenin çocukla kişisel ilişkinin kaldırılması talepli davasının reddine karar verilmiştir. Karar davalı-davacı anne tarafından istinaf edilmekle İlk Derece Mahkemesince ek karar ile süresinde olmayan istinaf dilekçesinin reddine hükmedilmiştir. Ek kararın davalı-davacı anne vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....