"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, 16.06.2015 tarihinde açtığı dava ile münhasıran iştirak nafakasının artırılmasını talep etmiş, daha sonra sunduğu 29.09.2015 tarihli dilekçesiyle baba ile ortak çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kısıtlanarak yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Hakim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlamayamaz (HMK m. 24). Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26). Davacının kişisel ilişkinin kısıtlanarak yeniden düzenlemesine yönelik usulüne uygun olarak açılmış bir davası bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 02.07.2017 tarihinde evlendikleri, 18.12.2019 tarihinde boşandıkları bu evliliklerinden Yiğit isimli çocuklarının olduğu, davacı kadının 01.12.2020 tarihinde Kamil isimli kişi ile evlendiği, bu evliliğinden 1 çocuğunun olduğu, davalının 11.06.2020 tarihinde Ayşe isimli kişi ile evlendiği, bu evliliğinden 1 çocuğunun olduğu, davacı kadının eşinden 8 aydır ayrı yaşadığı, halen çocukları ve ailesi ile aynı evde yaşadığı, ev hanımı olduğu, davalı erkeğin günlük yevmiyeci olarak çalıştığı eş ve çocuğuyla ikamet ettiği, SİR raporunda kişisel ilişkinin artırılması gerektiğinin belirtildiği, davacı kadının müşterek çocukla 2 haftada bir düzenli olarak görüşmesi, SİR raporunda kişisel ilişkinin genişletilmesi gerektiğinin belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında kişisel ilişkinin genişletilmesi talebinin kabulünün doğru olduğu, ancak davalı tarafın velayeti kullanmasına engelleyecek şekilde kişisel ilişkinin her hafta sonu...
Kişisel ilişkinin kaldırılması davasına ilişkin alınan sosyal inceleme raporu yetersizdir....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 05/05/2015 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının yoksulluk nafakasının azaltılması davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının azaltılması yanında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinde de bulunmuştur. Dava dilekçesindeki her bir istek ayrı ayrı harca tabidir ve harca tabi davalarda gerekli harç tamamlanmadan izleyen yargılama işlemleri yapılamaz....
boşanma ilamı ile tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (anne) tarafından kişisel ilişkinin değiştirilmesi davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı (annenin) aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişkinin değiştirilmesi istenen müşterek çocuklardan 2007 doğumlu Ece eğitim çağında olup, 2011 doğumlu Eren’ de 4 yaşından sonra okul öncesi eğitim ve öğretim dönemine girecektir. Kişisel ilişkinin, küçüklerin eğitim ve öğretimini olumsuz yönde etkilemeyecek ve annenin de velayet hakkını kısıtlamayacak şekilde düzenlenmesi gerekir....
Dairemiz ilamına karşı davalı-karşı davacı erkek; tarımla uğraşması sebebiyle kişisel ilişkinin yaz döneminde Ağustos ayı içinde kurulması gerektiğini belirterek kişisel ilişkinin süresi yönünden karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınmış olan babanın işi gereği Temmuz aylarında tanınan kişisel ilişki süresinde ortak çocukları fiilen görme olanağını bulamayacağı açıktır. Öyleyse baba ile ortak çocuklar arasında babanın Ağustos ayında kişisel ilişki kurulmasına yönelik talebi de gözetilerek daha uygun bir zaman dilimini kapsayacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Bu nedenle, davacı-karşı davacı erkeğin karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 18.09.2019 tarih ve 2019/4713 esas ve 2019/8891 karar sayılı düzeltilerek onama ilamının kişisel ilişkiye yönelik kısmının kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan sebeple düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2020/597 ESAS 2021/189 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; Tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuk Fatoş Naz'ın velayetinin babaya verildiğini, çocukla düzenlenen kişisel ilişkinin yeterli olmadığı gibi kişisel ilişki günlerinde de çocuğu görmesinin davalı tarafından engellendiğini belirterek kişisel ilişkinin genişletilerek yeniden düzenlenmesini talep etmiştir....
SAVUNMA: Davalı verdiği cevap dilekçesinde özetle, davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, boşanma dosyasında kişisel ilişkinin düzenlendiğini, bu kararın üzerinden üç yıldan fazla süre geçmesine rağmen 2016 yılı Eylül ayı hariç çocuk ile kişisel ilişki için çaba gösterilmediğini, kasım ayında ve sömestr tatilinde çocuğu görmesi gerekmesine rağmen çocuğunun anne sevgisinden mahrum kalmaması için eylül ayında görüşmelerine müsaade ettiğini, iki gün kaldıktan sonra çocuğun isteği üzerine gidip çocuğu annesinden aldığını, çocuğun annesi ile görüşmek istemediğini, görüşmelerini engelleme veya kısıtlamasının söz konusu olmadığını, mahkeme aksi kanaatte olur ise kişisel ilişkinin davacının çocuğu bizzat gelip götürmesi şeklinde kurulmasını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesi’nin 07.04.2016 tarihli anne ile kişisel ilişkinin kaldırılmasına dair kararın ibrazı sonucunda icra müdürlüğünce infazın yapılmadığı ve anne tarafından bu işlemin iptali için icra mahkemesine başvurulduğu, ilk derece mahkemesince kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verildiğinden alacaklı anne tarafından takip başlatılmasının kötü niyetli olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, davacının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurduğu, bölge adliye mahkemesince çocukla şahsi ilişkinin kaldırılmasına ilişkin hukuki tasarruf konu olarak “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayıp sonuçları itibariyle çocukla anne-baba arasındaki ilişkiyi düzenlemekle, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp infazı için kesinleşmesine gerek olmadığından takip konusu ilamın çocukla şahsi ilişkiyi düzenleyen kısmı Kayseri Aile Mahkemesi kararı ile ortadan kaldırıldığından...